Tüm dünya koronavirüs salgınıyla meşgulken son birkaç gün içinde Yemen’de ve Libya’da önemli gelişmeler yaşandı.

Önce Yemen’in geçici başkenti Aden’in kontrolünü elinde bulunduran Güney Geçiş Konseyi ülkenin güneyinin kuzeyinde özerklik ilan ettiğini açıkladı.

Ardından da Libya’da meşru hükümeti devirmek için savaşan isyancı Halife Hafter, halkın sokak gösterileriyle verdiği yetkiyi kullandığını öne sürerek kendini “devlet başkanı” ilan etti.

Yemen’de ve Libya’da peş peşe gerçekleşen bu iki gelişme birbirinden bağımsız değil.

Güney Geçiş Konseyi’nin de Hafter’in de arkasındaki güç Birleşik Arap Emirlikleri.

Dolayısıyla ne olup bittiğini anlamak için öncelikle BAE’nin niçin bu adımları attığını sorgulamak gerekiyor.

Libya’da Hafter’in Trablus’u işgal edemeyeceği ve Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni deviremeyeceği kesinleşti.

İlk planı çöken BAE ikinci planını devreye soktu.

Söz konusu plana göre Libya bölünecek ve Hafter ülkenin doğusunu yönetmekle yetinecek.

“Halk yetki verdi” denilen şey de şöyle oldu:

Hafter, devlet başkanı olmak için halktan yetki istediğini belirten bir açıklama yaptı.

Önceden organize edilmiş bir grup yine önceden hazırlanmış pankartlarla Bingazi’de sokağa çıkıp emekli generalden devlet başkanı olmasını talep etti.

Hafter de “Halk bana istediğim yetkiyi verdi” dedi.

Fakat pratikte sadece kendisini destekleyen Tobruk Parlamentosu’na ve Parlamento Başkanı Akile Salih’e darbe yapmış oldu.

Akile Salih, geçen hafta Libya’da askeri çözümün imkânsız olduğunu ifade ederek “siyasi çözüm” önerisinde bulunmuştu.

Hafter’in öneriden rahatsız olduğu ve Akile Salih’i atacağı adımlara engel çıkarması halinde gözaltına almakla tehdit ettiği, Akile Salih’in kabilesi el-Ubeydat’ın Hafter’i kendisine dokunmaması yönünde uyardığı kaydediliyor.

Emekli generalin Tobruk Parlamentosu’nu yok sayarak diktatörlüğünü ilan etmesi ve kararlarına karşı çıkabilecek kişileri tehdit etmesi bölgedeki bazı kabilelerin desteğini kaybetmesine yol açabilir.

Hafter’in kendisini devlet başkanı ilan ederken arkasında “İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ” (Şüphesiz sana apaçık bir fetih nasip ettik) ayet-i kerimesinin yer alması sahnenin aslında Trablus işgali sonrası için hazırlandığını gösteriyor.

Çünkü emekli generalin “fethettiği” herhangi bir yer yok.

Bilakis kontrolü altındaki bölgeleri birer ikişer kaybediyor.

Hafter projesinin Libya’da tamamen çökmesi, Faiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Ankrara’yla yaptığı ittifak sayesinde elde ettiği başarının örnek teşkil etmesi ve Yemenlilerin çağrısı üzerine Türkiye’nin Yemen’de denkleme dâhil olması ihtimali BAE’yi korkutuyor.

Abu Dhabi ayrıca salgın ve petrol fiyatlarındaki düşüş sebebiyle gelecekte Yemen’de ve Libya’da desteklediği gruplara cömertçe silah, mühimmat ve paralı asker yardımında bulunamayabileceğinin farkında.

Bu nedenle her iki ülkede de adamlarının düğmesine bastı.

Bildiriler Abu Dhabi’de kaleme alınmış olmasına rağmen kamuoyuna ilan edenler Güney Geçiş Konseyi ve Hafter.

Çünkü BAE, alelacele devreye soktuğu planının büyük bir tepkiyle karşılanması ve başarısız olması halinde “Bu adımları zaten biz de desteklemiyoruz” demek üzere kaçabileceği bir kapı bırakıyor.