Birleşik Arap Emirlikleri’nin ve Suudi Arabistan’ın Müslüman Kardeşler Cemaati’ni “terör örgütü” ilan ettikleri ve hatta “bir numaralı düşman” olarak gördükleri biliniyor.
Bu nedenle Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ın Müslüman Kardeşler’in Yemen’deki kolu Islah Partisi lideri Muhammed El-Yidumi’yle bir araya geldiği görüşme şaşkınlığa yol açtı.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın olağanüstü zirvesi için Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbi Mansur Hadi’yle birlikte İstanbul’a gelen El-Yidumi’nin Suudi Arabistan’a alelacele özel uçakla döndüğü belirtiliyor.
Geçen hafta çarşamba akşamı Riyad’da gerçekleşen bu görüşme ne anlama geliyor?
Bu soruya cevap vermeden önce Arap Baharı’nın başından bu yana yaşananları kısaca hatırlamakta fayda var.
Ali Abdullah Salih’in devrilmesinin ardından Husiler ile Islah Partisi’ni çatıştırıp iki düşmanı birbirine kırdırma planı devreye sokuldu.
Fakat o dönemde Islah Partisi bu tuzağa düşmedi.
Sonuçta meydanı boş bulan Husiler, Ali Abdullah Salih’in de desteğiyle başkent Sana dâhil olmak üzere birçok kenti işgal etti.
Yemen’in devrik lideri Husiler’le ittifakını bozunca bedelini hayatıyla ödedi.
Böylece Abu Dhabi-Riyad ekseninin Ali Abdullah Salih’in desteğiyle Husileri kısa sürede Sanaa’dan kovma planları suya düştü.
Bu arada, Ali Abdullah Salih’in kendi partisi içinden ihanete uğradığının iddia edildiğini de hatırlatalım.
Yani partinin geleceği ve Abu Dhabi-Riyad eksenine ne ölçüde destek vereceği meçhul.
Dolayısıyla, Ali Abdullah Salih’in ölümünün ardından ortaya çıkan tablo BAE ve Suudi Arabistan’ı Islah Partisi’yle iyi ilişkiler kurmaya mecbur bırakıyor.
Müslüman Kardeşler Cemaati’ni “şeytanlaştırmak” için iki ülkenin birlikte yürüttüğü kampanyadan bugüne kadar Islah Partisi de nasibini fazlasıyla almıştı.
Bu nedenle, Muhammed Bin Zayed ve Muhammed Bin Selman’ın geçen hafta El-Yidumi’yle gerçekleştirdikleri görüşmeye bir kılıf uydurulması gerekiyordu.
O kılıfı da BAE’li bakan Enver Gargaş açıkladı ve Twitter hesabında şöyle yazdı:
“Yemen Islah Partisi sonunda İhvan terör örgütüyle irtibatını kopardığını ilan etti. Niyetleri sınamak için önümüzde bir fırsat var.”
Islah Partisi’nin Müslüman Kardeşler ile örgütsel bir bağının olmadığını açıklaması yeni değil.
Gargaş’ın bunu yeni bir şeymiş gibi göstermeye çalışması kendi çaresizliklerini gizleme çabası.
Daha önce Müslüman Kardeşler’le örgütsel bağının olmadığını birkaç kez açıklamasına rağmen Islah Partisi’nin cemaatle fikri bağı nedeniyle BAE tarafından hep düşman olarak görüldüğü unutulmamalı.
Gargaş’ın açıklaması, BAE’nin “terör örgütü” kabul ettiği Müslüman Kardeşler’e genel yaklaşımında herhangi bir değişiklik olmadığını da gayet net bir şekilde gösteriyor.
Genel kanı, Abu Dhabi ve Riyad’ın Müslüman Kardeşler ile ilgili düşüncesinin değişmediği ve Islah Partisi’ni kendi çıkarları için kullanmak istediği yönünde.
Hamas ve Kahire arasındaki yakınlaşmanın bir benzerini BAE-Suudi Arabistan ve Islah Partisi arasında da görebiliriz.
Anlaşılan, Müslüman Kardeşler Cemaati’nin çeşitli ülkelerdeki kollarını bir bütün olarak görme yerine söz konusu kollara yaklaşımda her bir ülkenin kendi koşullarına göre farklı bir politika benimsenmesi gündemde.
Bu arada dün öğleden sonra Husiler Riyad’a yine balistik füze saldırısı düzenledi ve ünlü Yemame Sarayı’nı hedef alan füze Suudi Arabistan’ın başkentine düşmeden havada imha edildi.
Yemen cephesi iyice hareketlenirken Islah Partisi’yle Abu Dhabi-Riyad ekseni arasındaki yakınlaşmanın sahaya nasıl yansıyacağını ve Müslüman Kardeşler’in Yemen koluna ne kazandırıp kaybettireceğini bekleyip göreceğiz.