Binlerce kilometre uzakta olunsa dahi kardeşiyle “Hemdert” olmanın ne demek olduğunu cümle âleme ispat eden ve “İki devlet tek millet” sloganı ile “millet” kelimesini “ırksal” sığlığa sıkıştıran anlayışa tokat vuran yegâne insanların yaşadığı güzel ülke Pakistan… 143 yıl önce, kendileri muhtaç durumda olsa bile, Osmanlı-Rus Savaşı’nda zora düşen Devlet-i Aliyye’ye yardım eli uzatan; Çanakkale’de, Trablus’ta, Yemen’de “Hilal yere düşmesin” diye var-yok demeden elindekini, cebindekini ‘Darülhilafe’ye gönderen, hiçbir şeyi olmayanın ise dualarla cihada katıldığı güzel insanların ülkesi.
Bayrak olarak benimsenen yeşil zemin üstünde beyaz hilal ve yıldız ile “Aynı hilalin gölgesinde” olduğumuzu bir kere daha dünyaya açık bir şekilde ilan ettiler.
ÇANAKKALE NEYSE KEŞMİR ODUR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pakistan Meclisi’nde söylediği “Çanakkale neyse Keşmir odur!” sözleri de iki ülkenin aynı milletten olduğunu, Çanakkale ve Keşmir’in kardeş olduğunu belirterek, “Pakistan’la aramızdaki ezeli kardeşliği, inşallah ebediyen muhafaza edeceğiz. Çünkü bizim kardeşliğimiz, kan bağından değil, gönül bağından geliyor.
Bizim dostluğumuz, menfaatten değil muhabbetten geliyor. Dün Çanakkale, bugün Keşmir, hiçbir fark yok” dedi.
Kardeşten yardım eli
93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’nın (1877-78) en karanlık günlerinde “Türkler için yapabileceğimiz her şeyi yapmak bizim için farzdır; zira yeryüzünde Müslümanların taşıdıkları haysiyet Türkler yüzündendir.” (Urdu Ahbar, 17 Ağustos 1876, Enverul-Ahbar, 1 Ağustos 1877) diyerek başlattıkları yardım kampanyalarıyla, aynı dönemde yaşadıkları kuraklık felaketine rağmen, İstanbul’a 125 bin Osmanlı Lirası gönderildi. (Osmanlı Arşivi, Defter-i İane-i Hindiyye, s. 108-109). Hindistan Hilafet Komitesi 26 Aralık 1921’den 12 Ağustos 1922 tarihine kadar toplam 675.494 Türk Lirası ve 156 bin İngiliz Sterlini gönderdi. Bu paralar Osmanlı Bankası’nda muhafaza edildi.
Pakistan’ın Lahor şehrinde Çanakkale Savaşı’na destek olmak için düzenlenen mitingde halka hitap eden merhum Muhammed İkbal, şu satırları okuyarak, “Aynı hilalin gölgesinde” olduğumuzu yüzyıl önce ortaya koydu:
“Dedi Hz. Muhammed (sas)
Cihan bahçesinden bana bir koku gibi yaklaştın
Söyle bana ne gibi bir hediye getirdin?
Dedim: Ya Muhammed (sas) dünyada yok rahatlık
Bütün özlemlerimden umudu kestim artık
Varlık bahçesinde binlerce gül lale var
Ama ne renk, ne koku… Hepsi de vefasızdır
Yalnız bir şey getirdim kutlanmıştır tekbirlerle
Bir şişe kan ki eşi yoktur namusudur, vicdanıdır
Buyurun, bu Çanakkale şehidinin kanıdır.”