Son yıllarda Türkiye'den Avrupa ülkelerine göç eden nitelikli bireylerin geri dönüş eğilimlerinde dikkat çekici bir artış yaşanıyor. Bu durumun altında yatan nedenler arasında, yaşanan ayrımcılık ve ön yargı gibi sorunlar ön plana çıkıyor.

Göç, insanların daha iyi bir yaşam standardı, iş olanakları, eğitim imkanları veya yaşam kalitesi arayışıyla gerçekleştirdiği bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, son yıllarda Avrupa'ya göç eden nitelikli Türklerin bir kısmının ülkelerine dönme eğilimleri, sadece ekonomik faktörlerle açıklanamayacak kadar karmaşık bir durumu yansıtıyor.

Özellikle Avrupa'da yaşayan Türklerin karşılaştığı ayrımcılık ve ön yargı gibi sorunlar, geri dönüş kararlarında etkili oluyor. Avrupa'da Türk kökenli bireylerin karşılaştığı iş piyasasında eşitsizlik, eğitim fırsatlarında kısıtlılık ve sosyal hayatta yaşanan dışlanma gibi sorunlar, Türk vatandaşlarını ülkelerine geri dönme kararı almaya yönlendiriyor.

Bununla birlikte, Türkiye'de ekonomik ve sosyal alanda yaşanan gelişmelerin de geri dönüş kararlarında etkili olduğu gözlemleniyor. Son yıllarda Türkiye'de sağlanan ekonomik istikrar, artan yatırım olanakları ve iş imkanları, Avrupa'dan geri dönmeyi tercih eden nitelikli Türkler için cazip hale geliyor.

Ancak, Avrupa'ya göç eden Türklerin geri dönüş kararlarında en önemli etkenlerden biri de kimlik ve aidiyet duygusudur. Türkiye'de doğmuş ve büyümüş olmalarına rağmen, Avrupa'da yaşayan Türklerin çocukları için Türk kültürünü, dilini ve değerlerini koruma arzusu, geri dönüş kararlarını şekillendiren önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak, Avrupa'ya göç eden nitelikli Türklerin geri dönüşünde ekonomik, sosyal ve kültürel faktörlerin yanı sıra ayrımcılık ve ön yargı gibi unsurlar da etkili olmaktadır. Türkiye'nin bu nitelikli bireyleri ülkeye çekmek için yapması gerekenler arasında, ekonomik istikrarın sürdürülmesi, yatırım olanaklarının artırılması ve sosyal entegrasyonun desteklenmesi yer alıyor. Ayrıca, Türkiye'nin kültürel zenginliğini ve hoşgörüsünü vurgulayan politikaların benimsenmesi de bu süreci destekleyici bir rol oynayabilir.