Eurostat verilerine göre, Avrupa Birliği’nde (AB) 2012’de 100.000 kişiye düşen hastane yatak sayısı 563 iken, bu rakam 2022’de 516’ya geriledi. Bazı ülkelerde bu düşüş %15’i aştı.  

Bulgaria, 100.000 kişiye düşen 823 yatak ile Avrupa’nın en yüksek kapasitesine sahip ülkesi olarak öne çıkarken, Almanya (766) ve Romanya (728) bu sıralamada onu takip etti. İsveç ise 100.000 kişiye düşen sadece 190 yatak ile en düşük kapasiteye sahip ülke olarak dikkat çekiyor.  

Birleşik Krallık (242), Hollanda (245), Danimarka (248) ve İspanya (294) gibi ülkeler, kişi başına düşen hastane yatağı sayısında düşük sıralarda yer aldı.  

Hangi Ülkelerde Yatak Kapasitesi Daha Fazla Azaldı?

Son on yılda, hastane yataklarının sayısı Finlandiya’da %51, Hollanda’da ise %39 oranında azaldı. İsveç, Estonya ve Litvanya gibi ülkelerde de düşüşler %20’yi aştı.  

Buna karşılık Bulgaristan, hastane yatak kapasitesinde %25 oranında artış yaşarken, Türkiye (%16) ve İrlanda (%14) artış görülen diğer ülkeler oldu.  

Yatak Kapasitesindeki Değişimlerin Sebepleri

Uzmanlar, bu değişimi sağlık sistemlerindeki önceliklerin değişmesiyle ilişkilendiriyor. Finlandiya ve İsveç gibi ülkeler, hastane yataklarından ziyade ayakta tedavi ve uzun süreli bakım hizmetlerine ağırlık verdi.  

İran dini lideri Hamaney: İran’ın bölgede vekil güçlere ihtiyacı yok İran dini lideri Hamaney: İran’ın bölgede vekil güçlere ihtiyacı yok

OECD, yatak sayısındaki azalmanın, hastaların hastanede kalış süresinin kısalması ve ayakta tedavi yöntemlerinin yaygınlaşması gibi nedenlerden kaynaklandığını belirtiyor.  

Hollanda’da ise sıkı bir birinci basamak sağlık hizmeti sistemi ve verimli ayakta tedavi uygulamaları, hastane yatağı sayısının düşük olmasının temel nedenleri arasında gösteriliyor.  

Azalan Hastane Yatakları Bir Risk Mi?

COVID-19 pandemisi, hastane yatak kapasitesinin kriz anlarında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, yetersiz yatak sayısının sağlık sistemlerini zor durumda bırakabileceğini belirtiyor.  

Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü Baş Araştırmacısı Liina-Kaisa Tynkkynen, kaynakların birinci basamak sağlık hizmetlerine yönlendirilmesinin faydalı olabileceğini, ancak aşırı azaltmanın krizlerde risk yaratabileceğini ifade ediyor.  

Dr. Rodney Jones, yatak kapasitesinin azalmasının etkilerinin, toplum temelli bakıma yapılan yatırımlara ve gelecekteki ölüm oranlarındaki trendlere bağlı olduğunu vurguluyor.  

Kaynak: Haber Merkezi