Yunan medyası, Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde sözkonusu başvuru ilanına geniş yer verirken, önümüzdeki 3 aylık sürede itiraz edilmemesi halinde, dönerin Avrupa’da Türkiye’den tescil edilmiş “geleneksel ürün” sayılacağını ve böyle bir gelişmenin Yunanistan ve özellikle Avrupa’daki döner satan müesseseleri olumsuz etkileyeceği öne sürüldü.
CİRO 3.5 MİLYAR EURO
“Türkiye, Avrupa’da döner savaşını başlatıyor” şeklinde başlıklar kullanan Yunan haber siteleri, başvuruda dönerin gerek malzemesi, gerek hazırlanışı, gerekse de kesişi ile ilgili kriterlere de dikkat çekti. Aynı haberlerde “Döner satışlarının Avrupa’daki yıllk cirosu 3.5 milyar Euro. Türkiye’nin başvurusuna 3 ayda itiraz eden çıkmazsa, Avrupa’da döner satan müesseselerin büyük bölümü zarara uğrayacak. Türkiye’nin “geleneksel ürünü” olarak tescil edilmesi halinde, dönerin 3-5 milimetre kalınlıkta kesilmesi gerekecek” denildi.
‘MÜŞTERİ DOYMAZ’
Yunan Skai televizyonu, Atina’da lokantalara giderek, çalışanların ve müşterilerin döner ile ilgili görüşlerini sordu. Cevaplar ise özetle şöyle: “Müşteri gelip, 3-5 milimlik dilimlerden şikâyet ederse, biz de gidin Türklere anlatın diyeceğiz. Bu kalınlıkta kesilmiş etle müşteri doymaz. Biz Yunanistan’da “giros” yiyoruz. Daha lezzetli. Giros daha doyurucu. Döner de aslında bizim. Türkler bizden aldı.”
GİROS
Yunanistan’da ‘giros’ domuz etinden yapılıyor. Kesilirken, kalın ve küçük parçalara dağılan giros’un yanı sıra bazen “mosharisios giros” (sığır etinden) bazen de “Doner” adıyla döner satılıyor. Yunanistan’daki dönerin, büyük bölümü kıymadan oluşuyor.
OSMANLI’DAN MİRAS
Özge Samancı (Yemek araştırmacısı): Dönerin tarihte ilk nerede ve nasıl çıktığına dair kesin kanıtlar yok ancak bazı kayıtları yorumlayabiliyoruz. Örneğin 1660’lı yıllarda Kırım’ı ziyaret eden Evliya Çelebi, cağ kebabı benzeri bir kebap türünü tarif ediyor. Döner de zaten bir kebap türüdür ve kuru ateşte susuz pişirme tekniğini ifade eder. Bu terim ve teknik Selçuklulardan beri kullanılır. Dönerle ilgili en ilginç kanıt ise Osmanlı döneminde, 1855 yılında İstanbul’da çekilen bir dönerci fotoğrafı. Bu da o dönemlerde dönerin yaygın olduğunu anlatıyor. Anılarını yazan Fransız bir gezgin de 1880’li yıllarda İstanbul’u ziyaret ediyor ve anılarında şiş kebap ve döner kebaptan bahsediyor. Osmanlı Türkçesiyle yazılmış yemek kitaplarında da ilk olarak 1883 yılında karşımıza çıkıyor.
ALMANYA’DA DA GÜNDEM: DÖNER KUPONU VERİLSİN
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 22-24 Nisan tarihlerinde Türkiye’ye yaptığı resmi ziyarete “Berlin döneri” götürmesi iki ülkede de farklı şekilde yorumlanırken, Almanya’da Sol Parti, döner fiyatlarında artışın engellenmesi için devlet desteği verilmesini gündeme getirdi. Alman Bild gazetesine göre, Sol Parti döner fiyatlarında artışın frenlenmesi için devletin 4 milyar Euro parasal katkıda bulunması ve ülke genelinde herkese “döner kuponu” dağıtılmasını önerdi. Sol Parti’nin ekmek arası döner için öğrencilerin 2.5 Euro, diğerlerinin de 4.9 Euro ödemelerini, üzerindeki farkın ise devlet tarafından karşılanmasını içeren bir ‘döner önerisi’ hazırladığı bildirildi. Almanya’da ortalama 7.90 Euro olan döner fiyatının Münih ve Frankfurt gibi kentlerde 10 Euro sınırına dayandığına işaret edilirken, enflasyon başta olmak üzere enerji fiyatlarındaki artışın yanı sıra kiraların yükselmesi nedeniyle dönercilerin de fiyatları artırmak zorunda kaldıkları belirtildi.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, Türkiye’deki resepsiyonda Almanya’dan getirilen döneri kesti.