Kültür Sanat

Ses kraliçesi Hamiyet Yüceses: Türk sanat müziğinin unutulmaz sesi

Türk sanat müziği denilince akla gelen ilk isimlerden biri şüphesiz Hamiyet Yüceses’tir. Hayatı boyunca yaklaşık 1500 plak, 37 adet 45’lik ve 8 long play çıkarmış olan bu usta sanatçı, özellikle "Makber", "Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine", "Gitti de Gelmeyiverdi", "Ben Küskünüm Feleğe" gibi eserleriyle hafızalarımıza kazınmıştır. Ölümünün üzerinden 28 yıl geçmesine rağmen sesinin büyüsü hala ilk günkü gibi canlı.

Abone Ol

Tuğçe Huy - Diriliş Postası 

20 Haziran 1915'te İstanbul'da, Kadriye Hanım ile marpuç ustası Halil Efendi’nin kızı olarak dünyaya gelen Yüceses, müzikle erken yaşlarda tanıştı. İlkokul eğitimini Hacı Kadın İlkokulu’nda alan Yüceses, güzelliği ve sesiyle daha çocuk yaşlarda dikkat çekti. Ailesinin yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle henüz 11 yaşında sahneye çıkıp şarkı söylemeye başlayan sanatçı, ilk konserini Burhaniye’de verdi. Anadolu’nun birçok şehrinde sahneye çıktı ve uzun süre Gaziantep’te kaldı.

1931'de Beyoğlu’nda Safiye Ayla ile sahne almaya başlayan Yüceses, aynı yıl Kadıköy’de düzenlenen bir yarışmada "Türkiye Ses Kraliçesi" seçildi. Sahnedeki başarısıyla tanınan sanatçı, besteciler Selahattin Pınar, Sadettin Kaynak, Yesari Asım Arsoy, Mısırlı İbrahim ve Bimen Şen’den özel dersler aldı.

Mikrofonların olmadığı dönemden zirveye tırmanış

Halit Kıvanç ile 1978'de yaptığı bir röportajda, İstanbul’da ilk sahneye çıktığı yıllarda mikrofon olmadığını dile getiren Yüceses, sesiyle dinleyenleri büyüleyen nadir sanatçılardandı. Besteci Sadettin Kaynak'ın kendisine uygun besteler yaptığı ve soyadı kanunu çıkınca Yüceses soyadını aldığı bilinir. 1940’ta evlendiği Deniz Astsubayı Fethi Yüceses, Atılay faciası olarak anılan denizaltı kazasında hayatını kaybetti. Bu üzüntünün ardından "Gitti de Gelmeyiverdi" şarkısıyla büyük beğeni topladı fakat asıl şöhretini "Makber" şarkısıyla kazandı.

 Aşkın ve müziğin metaneti: Hamiyet Yüceses

Sanatçının en uzun süren evliliği, 1956'da tanıştığı tıp fakültesi öğrencisi Osman Sabuncu ile oldu. Bu evlilik 40 yıl sürdü. İstanbul’un ünlü gazinolarında assolist olarak sahneye çıkan Yüceses, 1944’te İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Müziği İcra Heyeti’nde görev aldı. Gazele olan sevgisini her fırsatta dile getiren sanatçı, Hacı Arif Bey’in "Bakmıyor Çeşm-i Siyah" eserini bir gazelle birlikte okuyarak ilgi gördü.

 Radyo yılları ve sinemaya imza attığı eserler

1949'da Yeni İstanbul Radyosu'nda çalışmaya başlayan Yüceses, Üniversite Talebe Birliği’nin düzenlediği Edebiyat Yarışması’nda "Hamiyet Mükafatı" ödüllerini dağıttı. "Efsuncu Baba", "Affet Beni Allah’ım", "Kanun Namına", "Soygun", "İncili Çavuş" gibi sinema filmlerinde şarkı söyledi. Hamiyet Yüceses, 1981’de sahnelere veda etti ve 1987’de Pera Palas Oteli'nde adına düzenlenen gecede, son kez sahne aldı.

Unutulmaz “makber” ve üstün plak koleksiyonu

1500’ün üzerinde plak dolduran Yüceses, "Bir Görüşte Aşık Oldum Gözlerine Ey Peri" eserinin mezarının başında okunmasını vasiyet etmiştir. 10 Temmuz 1996'da, tatil için gittiği Muğla'nın Marmaris ilçesinde kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş ve Üsküdar'daki Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir.

"Makber", "Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine", "Ben Küskünüm Feleğe", "Bakmıyor Çeşm-i Siyah" gibi birçok Türk sanat müziği eserini yorumlayan Hamiyet Yüceses, Türk sanat müziğine olan katkılarıyla her daim hatırlanacaktır.