HALİL İBRAHİM ÜLKÜ / ÖZEL HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki seçimlere ilişkin gurbetçilere verdiği “Türkiye düşmanı olan partilere sakın ha oy vermeyiniz, sakın. Türkiye dostu olanlarla beraber olun.” mesajı Almanya tarafından içişlerine müdahale olarak karşılanıyor.
Halbuki Almanya’da Eylül ayında düzenlenecek federal parlamento seçimlerinde “Türkiye düşmanlığı” seçim propagandası ve siyasi bir rant olarak kullanılıyor.
REFERANDUM SÜRECİNDE İÇİŞLERİMİZE KARIŞTILAR
16 Nisan 2016 referandum sürecinde “yeni bir cumhurbaşkanlığı sisteminin” önünü açacak anayasa değişikliğinin yüzde 51,2 oranında “evet” yüzde 48,8 oranında “hayır” ile tamamlanmasının ardından Almanya’daki siyasilerden yapılan açıklamalar, sonucun kendileri açısından ne kadar korkutucu olduğunu gösterir açıdandı:
-Almanya Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier, “Sonuçlar Türkiye’de oldukça farklı görüşlerin bulunduğu aleni bir tartışma ortamı olduğunu gösteriyor”
-Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkan Yardımcısı Julia Klöckner, Huffington Post’a verdiği demeçte, “Artık Sayın Erdoğan, ülkesini bir tek adam rejimine, bir diktatörlüğe götürecek sistem değişikliğini yapacak”
-Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner de, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türkiye için kara bir gün. Referandum kampanyası ve oy kullanma süreci, ülkenin bir başkanlık diktatörlüğüne geçeceği yönündeki endişeleri doğruladı”
-Sosyal Demokrat Parti SPD’nin başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz, referandum gecesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Başa baş sonuçlar, Erdoğan’ın Türkiye olmadığını gösterdi. Demokrasi ve insan hakları mücadelesi sürmeli” şeklindeki açıklamaları, ülkemizin gireceği istikrarlı yolda ekonomik olarak kendilerinin ne kadar zarar göreceğinin ve Türkiye’nin içişlerine karıştığının en büyük kanıtı.
Seçim sürecine karışarak ayrıca, Almanya’yı ekonomik açıdan doğrudan etkileyecek olan 3. Havalimanı’nı da hedef almak istiyorlar. Çünkü, 26 Şubat 2018 tarihinde 3. Havalimanın bitmesiyle birlikte, en çok zararı Frankfurt Havalimanı görecek ve figüran rolüne bürünecek. Konuyla ilgili Alman gazeteci Dyrk Scherff yaptığı açıklamada, Türkiye üzerinden uçulduğunda zaman kaybının ve maliyetin daha az olacağına dikkat çekmişti.
ALMAN İSTİHBARATI REFERANDUM SÜRECİNDE “TETİKÇİLİK” YAPTI
Almanya, Türkiye’de 16 Nisan 2017 tarihinde düzenlenen Anayasa değişikliği referandumunda Türkiye aleyhine “tetikçilik” pozisyonunu üstlenen ülke oldu. Alman istihbaratının yaptığı yalan-yanlış haberler, referandum öncesi ve sonrasında Türkiye’de iç savaş çıkarmaya yönelik hareketlerdi.
Alman iç istihbaratı tarafından yapılan haberler ve açıklamalar “Radikal Türk ve Kürt grupları” ayrımı yapması, Almanya tarafından içişlerine müdahale olarak karşılanmıyor(!)…
Terör sevici Almanya’daki BfV, internet sitesinde her ay düzenli olarak yayımlanan haftalık değerlendirmede, Türkiye’deki referandum öncesi Almanya’daki yansımaları analiz edilmişti. Analizde, “PKK taraftarlarının önümüzdeki haftalarda çok sayıda etkinlik düzenleyebileceğinden yola çıkılabilir. Başkanlık sisteminden yana olanlarla karşı olanların karşı karşıya gelmesi ve şiddete varan bazı durumların oluşması ihtimali dışlanamaz” değerlendirmesine yer verilmişti.
İç istihbarat teşkilatının kurumsal internet sitesinin ana sayfasında yer verilen yazıda ise, “Aşırı sağcı Türk gruplar ve PKK taraftarları, Türk Anayasa referandumu öncesinde pozisyon alıyor” başlığına yer verilmişti.
Tüm bu süreç ve açıklamalar, Türkiye’de referandum sonrası yeni sistemin gelmesiyle başlayacak olan istikrarlı gidişatı hedef alıyordu. Ama hedef şaşırtmalarında başarılı olamadılar ve referandumdan çıkan yüzde 51,2’lik evet oyu, Türkiye için yeni bir başlangıcın habercisi oldu.
GEZİ OLAYLARINDA KARŞIMIZA ÇIKTILAR
Türkiye üzerine oynanan oyunların arttığı dönemde meydana gelen Gezi olaylarında, ajan Cludio Roth’u ülkemize göndermişti. Almanya, Türkiye’yi yangın yerine döndüren ve ekonomik olarak büyük zarar uğratan gezi olaylarının bir nevi “sponsoru” olup, Provokatörlere şiddeti tırmandırmak için medya ve para desteği sağlanmıştı.
FETÖSEVER ALMANYA!
Almanya Başbakanı Angela Merkel, 15 Temmuz’da 249 şehit ve 2196 vatandaşımızın yaralandığı hain işgal girişiminde FETÖ’ye gizliden gizliye destek verdi. Halkın kanlı işgal planını boşa çıkarmasıyla, örgütün ‘darbe değil tiyatro’ söylemini resmi ağızdan seslendirdi. Adil Öksüz ve Zekeriya Öz gibi üst düzey teröristleri koruma altına aldı.
ALMANYA’DAKİ GURBETÇİLERE SESLENDİK AVUSTURYA’DAN SES ÇIKTI!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasında Almanya’daki gurbetçilere seslenerek “Türkiye düşmanı partilere oy vermeyin” sözlerine Avusturya’dan ses çıktı.
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını “İçişlerine müdahale olarak” gördü.
Fakat Avusturya’nın da Almanya gibi “içişlerimize karışmak” konusunda geçmişi pek parlak değil…
Tümosan, 7 Ekim 2015 tarihinde Avusturyalı AVL List GmbH firması ile Teknik Destek Sağlayıcı Anlaşması imzalanmıştı. Tümosan, Avusturya hükümetinin Türkiye’nin iç işlerine müdahale edecek şekilde şartlar içeren ihraç lisansında ısrar etmesine dikkat çekip AVL firmasının sözleşmesini iptal etti.
Tümosan’dan yapılan açıklama şu şekilde:
“Altay Tankı Güç Grubu Geliştirme Projesi kapsamında SSM-Tümosan Sözleşmesi gereğince Teknik Destek Sağlayıcı (TDS) aday firmalarıyla yürütülen görüşmeler sonrasında 7 Ekim 2015 tarihinde AVL List GmbH firması ile Teknik Destek Sağlayıcı Anlaşması imzalanmıştı. Sözleşme gereği 90 gün sonra hükümet onayını getirmesi gereken AVL Firması arka arkaya talep ettiği süreler sonrasında da Avusturya hükümetinin Ülkemizin iç işlerine müdahale edecek şekilde şartlar içeren ihraç lisansında ısrar etmesi ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından bahse konu ihraç lisansının kabul edilmemesi nedeniyle taahhütlerini yerine getirmemiş ve sonrasında TDS Sözleşmesi iptal edilerek firmanın verdiği teminat irat kaydedilmiştir.”