MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türk milliyetçiliğinin, bir pergel gibi, başkent Ankara’yı merkezine alan ve 360 derecelik açıyla dünyayı görüş alanına sokan bir vizyon genişliğine sahip olduğunu söyledi.
“Yanımızda şeklen görünse de bu vizyondan kasten beslenmeyen, bu vizyonu kalben benimsemeyen, bu vizyonun önüne kalın bent çeken kim ya da kimler varsa onlarla hesabımız mahşere kalmadan bu dünyada görülecektir.” ifadesini kullanan Bahçeli, “MHP, sırtında kurban kestirmeyecektir.” dedi.
“CHP kaosun dibinde, anlaşmazlıkların girdabındadır”
“MHP’yi hedef alan çok ortaklı saldırı ve operasyonun kumanda merkezinde şimdi yangın çıkmış, alevler bacayı sarmıştır.” diyen Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üzerimize doğrultulan namlu ters tepmiş, ayak oyunları, karanlık senaryolar bumerang gibi muhataplarına dönmüştür. Rüzgar ekerken mutlu olanlar, fırtına biçerken şikayet etmemelidir. Bize göre, 16 Nisan halk oylamasında hayır tercihinde bulunan vatandaşlarımızı sanal ve temelsiz bir siyasi kümeye dahil etme çabaları beyhude bir çırpınma, ucube bir gayretkeşliktir. Göle maya çalmak için uğraşanlar, önce milletin mesaj ve iradesini anlamaya, sandık sonuçlarını samimiyetle yorumlamaya çalışmalıdır.
İşte görüyorsunuz CHP kaosun dibinde, anlaşmazlıkların girdabındadır. Bugün ‘oyun var’ diye sızlananlar, dün bize karşı oynanan oyunlarda figüranlık rolüne bürünmekten utanmamışlardı. CHP’nin yanında hizalanan diğerleri ise dağılmış, vurgun yemiş haldedir. MHP’nin varlığını kafeslemek, ülkülerini kötülemek için her yolu deneyen gafillere oksijen çadırı görevi gören CHP, sonunda kazdığı kuyuya düşmekten kurtulamamıştır.
Elbette CHP’de yaşananlar bizim doğrudan ilgi sahamız içinde değildir. Ancak bir hakkı teslim, bir doğruyu tespit amacıyla lafımızı esirgemeyeceğiz, düşüncelerimize de gem vurmayacağız. 16 Nisan’dan hemen sonra yeni bir parti kurma konusunda mekik dokuyan, zemin yoklayan, hava koklayan, maksatlı ziyaretlerle iş birliği kanalları açmaya yeltenenler hayal aleminden hala çıkamayan siyasi mağluplardır. Türk milleti 16 Nisan’da herkese yerini göstermiş, dersini vermiştir. Türkiye yeni bir hükümet sistemine geçmiştir. Bu demokratik sonucu hazım ve sindirim güçlükleri çekenlerin hayır iradesini siyasileştirip bir alanda toplama emelleri olmayacak duaya amin demekle eşdeğerdir.”
“MHP için siyaset…”
Bahçeli, MHP’nin siyasetteki kıpırdanmaların, farklı beklenti ve ittifak arayışlarının sonu olmayan bir macera olduğuna inandığını belirterek, “Türk milletinin teveccühüne layık olmadıkları gibi milli ülkü ve ahlak ölçülerine yabancılık çekenlerin aslında kaygı ve korkunun pençesine düşmüş oldukları da gözlerden kaçmamaktadır. Bunların milletimize vaat edecekleri hiçbir şey yoktur. Bunların istikbalin planlamasına, istiklalin korunmasına en küçük katkı ve emekleri de isteseler bile görülmeyecektir.” dedi.
Bahçeli, konuşmasında, Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulmasının bir yönüyle Türkiye’nin güvenli bölge teziyle benzerlikler taşıdığını belirtti.
Bölgelerde herhangi bir çatışma halinde buna nasıl müdahalede bulunulacağı, uzlaşmazlıklarda hakem heyetinin nasıl ve kimler tarafından oluşturulacağı, bölgelerinin güvenli bölgeye dönüşüp dönüşmeyeceği, uçuşa yasak alan ilan edilip edilmeyeceği konularının net olmadığını vurgulayan Bahçeli, eğer mezkur bölgeler uçuşa yasak kapsamına alınırsa, bunun YPG’nin hakimiyet alanlarına uygulanıp uygulanmayacağının da meçhul olduğuna dikkati çekti.
“Ha YPG, ha PKK”
Rusya ve ABD’nin YPG’yle ilişkilerinin ortada olduğuna dikkati çeken Bahçeli, “Ülke olarak aynı masaya oturduğumuz, aynı müttefiklik hukuku içinde bulunduğumuz devletlerin kanlı terör örgütleriyle emel ve hedef birlikteliği içinde hareket etmesi tarifi olmayan bir rezilliktir. YPG, ABD ve Rusya tarafından silahlandırılmakta, desteklenmektedir. Ha YPG, ha PKK, aralarında herhangi bir ayrım olmadığını cümle alem bilmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Hedef ülke hiç kuşku yok ki Türkiye’dir”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Soçi’de, YPG’li teröristler ile Rus askerlerinin fotoğraflarını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e gösterdiğini, Putin’in de iddiaları inceleyeceğini ifade ettiğini açıkladığını anımsatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“YPG’li hainlerin yanında keyifle gülümseyen, podyuma çıkmış manken gibi poz veren Rus askeri değildir, ABD askeri değildir de peki kimdir, bu üniformalı kokuşmuşlar? Rus askerlerinin Afrin’de ne işi vardır? İnkar bırakılsın, şu sorunun cevabı verilsin; ABD ile Rusya YPG’yi arkalarına almakla, silahla donatmakla nereye varmak istiyorlar? Ne yapmayı akıllarından geçiriyorlar? YPG’ye verilen silahlar, çok geçmeden Türkiye’ye sokuluyor. Ve de kanlı eylemlerde, alçak suikastlarda kullanılıyor. Bunu görmemek için ya kör ya da zihnen kötürüm olmak kafidir. Suriye ve Irak toprakları Türk ve Türkiye düşmanlarının üreme, palazlanma, silahlı pratik yapma alanına dönüşmüştür. Diyebiliriz ki caniler sınırlarımızın hemen dibinde talimden geçirilmekte, sözde askeri eğitime alınmakta, sonra da kan dökmek maksadıyla üzerimize gönderilmektedir. Bu bildik ve aşina olduğumuz dehşet verici bir döngüdür. Birkaç gün önce, Haseke’de YPG’li teröristlerin terör eğitimlerini tamamladıktan sonra düzenlenen sözde törene ABD’li askerlerin de hevesle katıldıkları açığa çıkmıştır. Bu pervasızlık, bu hasımlık, bu meydan okuyan bayağılık, sorarım sizlere; dostluk ve müttefiklik hukukuyla nasıl bağdaşacaktır? Hedef ülke hiç kuşku yok ki Türkiye’dir. “
“İşte er meydanı, işte TBMM”
Türk milletinin AB’nin oyuncağı ve “şamar oğlanı” olmadığını Bahçeli, bazı Avrupa ülkelerinin idam cezasıyla ilgili olası bir referanduma izin vermeyeceklerini ve idam cezasının Avrupa ülkelerinin bütün değerlerine aykırı olduğu ifade ettiğini aktardı.
“Peki, terör örgütlerine destek vermek Avrupa değerlerinin bir parçası mıdır? Katillerin sırtını sıvazlamak, PKK’lı ve FETÖ’cü teröristlerin elinden tutmak Avrupa değerlerinin neresinde yazılıdır?” diye soran Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bir kez daha kararlılığımı açıklıyorum. İdam cezasının getirilmesi, hazırlanacak teklif veya tasarının TBMM’de görüşülüp kabul edilmesi hususunda Milliyetçi Hareket Partisi bütün gücüyle vardır, buradadır, bu bahsin kapanmasını acilen beklemektedir. Vatan hainlerine cezaysa ceza, idamsa idam, işte er meydanı, işte TBMM. Biz dün ne söylüyorsak aynı noktadayız. Biz dün neyi savunuyorsak yine aynı çizgide, aynı kararlılıktayız. İdam cezası toplumsal bir talep midir? Evet. İdam cezasına Adalet ve Kalkınma Partisi destek midir? Evet. Cumhurbaşkanı, kanun önüne gelirse onaylayacak mıdır? Bu da evet. O halde durmayalım, alttan almayalım, gecikmeyelim, Türkiye’nin kendi göbek bağını nasıl kestiğini, nasıl keseceğini herkese gösterelim. Kavakta nar olmaz, kötülerde ar olmaz, Türk milletinin kesinlikle affı olmaz, olmayacaktır.”
“Ben şahsen doğru bulmuyorum”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanan damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın sağlık sorunu gerekçesiyle tahliyesine ilişkin görüşü sorulan Bahçeli, FETÖ ile mücadelenin kesintisiz sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Bahçeli, şüpheli kim olursa olsun, soruşturma nereye kadar uzanırsa uzansın, kimin yakını ya da kimin akrabası olduğuna bakılmaksızın soruşturmaların yürütülmesi, kimseye herhangi bir ayrıcalık tanınmaması gerektiğininin altını çizdi. Bahçeli, “Ancak, Türkiye’de tıbba güvenmek lazım. Değerli tıp insanları ölümcül bir hastalığın olduğu teşhisiyle karar verip uygulamasını isterse mahkemenin de vereceği karara saygı duymak gerekir. Ama böyle bir hastalığı da bugüne kadar herhangi bir kesim tarafından duyulmamıştır. Eğer böyle bir muvazaa varsa bu çok ayıp olur. 113 bin insanımızın istismarını bir kişiyle başka türlü alanlara çekmek de doğru olmaz. Ben şahsen doğru bulmuyorum.” dedi.