Bu yüksek profilli dava, Le Pen'in 2027'deki planlanan cumhurbaşkanlığı adaylığını doğrudan etkileyebilecek. Geçen ay başlayan davada, Le Pen ve partisi, 2004 ile 2016 yılları arasında Avrupa Parlamentosu'ndan gelen fonların, AB parlamento yardımcıları yerine parti çalışanlarına ödeme yapmak için bilinçli olarak kullanıldığı iddialarıyla suçlanıyor. Le Pen, suçlamaları reddederek kendisinin ve partisinin Avrupa Parlamentosu’nun siyasi ve düzenleyici kurallarını ihlal etmediğini "güçlü kanıtlarla" ortaya koyacağını söyledi.
Dava kapsamında Le Pen, AB fonlarının koruması, başdanışmanı ve iki parti yardımcısına ödeme yapmak için nasıl kullanıldığına dair soruları yanıtlayacak.
Suçlu Bulunursa Cezalar Ağır Olabilir
Le Pen ve parti üyeleri, suçlu bulunmaları halinde Avrupa Birliği'nin düzenlemelerini ihlal etmiş sayılacak ve 10 yıla kadar hapis cezası ile 1 milyon Euro'ya kadar para cezası ile karşı karşıya kalabilecekler. Ek olarak, kamu görevi için aday olma hakkının kaybedilmesi gibi yaptırımlar da gündeme gelebilir. Bu durum, Le Pen'in Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un görev süresinin sona ermesinin ardından planladığı cumhurbaşkanlığı adaylığını doğrudan etkileyebilir.
Davanın Tarihi ve Le Pen'in Siyasi Geleceği
Fransa'nın 2027'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Le Pen, yapılan son anketlere göre en popüler aday olarak öne çıkıyor. Ancak, bu dava sürecinin sonucu Le Pen'in siyasi geleceğini belirleyebilir.
Davanın 27 Kasım'a kadar devam etmesi planlanıyor. Diğer yandan, benzer suçlamalarla karşı karşıya kalan Ulusal Birlik'in kurucu lideri ve Le Pen'in babası Jean-Marie Le Pen gibi bazı parti yetkilileri, sağlık gerekçesiyle yargılamadan muaf tutuldu.