KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay hakkında geride bıraktığımız günler içerisinde FETÖ üyesi olduğu ve Diyarbakır’da gözaltına alındığı konusunda yetkililer tarafından açıklamalarda bulunulmuştu. Atalay’ın Avukatı Hakan Keş tarafından yapılan yazılı açıklamada ‘bunun ağır bir suçlama olduğu ve itibarsızlaştırmaya yönelik bir hareket olduğu’ hususuna dikkat çekildi.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında Diyarbakır’da gözaltına alınarak Mersin’e getirilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay serbest bırakıldı.
Bazı basın yayın organlarında Bylock programı kullanmak, yurt dışına farklı kimliklerle giriş çıkış yapmak, terör faaliyetleri yürütmek gerekçesiyle gözaltına alınarak tutuklandığına yönelik haberlerin çıktığını belirten KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay, suçlamaların asılsız olduğunu ifade etti.
KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ın Avukatı Hakan KEŞ kanalıyla yapılan yazılı açıklamada; “Öncelikle belirtmeliyiz ki ülkemiz hem iç politika hem de dış politika anlamında çok hassas bir dönemden geçmekte olup, dönemin şartları gereği, kamuoyunun nabzını tutan ve yönlendiren saygıdeğer basın mensuplarının her zamankinden çok daha dikkatli ve özenli olmaları gerektiği kanaatindeyiz. FETÖ-PYD Terör Örgütü üyeliği suçlamasının manevi olarak da son derece ağır bir suçlama olması yanında, kişinin bu güne kadar biriktirdiği her türlü kazanımı yok ettiği gerçekliğinin de unutulmaması gerektiğini hatırlatmak isteriz” denildi.
ÇİRKİN SALDIRILAR OPERASYONA KATKI SUNUYOR
Yaşananların, KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay’a yönelik açık bir operasyon olarak belirtilen açıklamada, “Maalesef, Bylock, farklı kimliklerin kullanımı ve uzun gözaltı süresi gibi asılsız iddialar, en hafif haliyle Sayın Prof. Dr. Talip ATALAY’ın dini lider olarak yüklendiği misyona, Kıbrıs, Türkiye ve uluslararası camiada sahip olduğu güvenilirlik ve itibara yapılmış çirkin bir saldırı olup; söz konusu operasyona katkı sunmaktadır” ifadesi yer aldı.
Medya kuruluşlarında geçen suçlamalara ilişkin açıklamaları maddeler halinde sıralayan açıklamanın maddeleri şöyle:
Sayın Prof. Dr. Talip ATALAY’ın ne kendisinin bizzat kullandığı hatlarda ne de kendi adına kayıtlı olup ailesinin kullanmakta olduğu hatlarda Bylock unsuru bulunmamış olup; bu suçlamalar tamamen asılsızdır. Ayrıca Sn. ATALAY ve ailesinde, kamuoyunca da bilinen ve örgüte aidiyeti belirleyen diğer kriterlerden de hiçbirine rastlanmamıştır. Sayın Prof. Dr. Talip ATALAY hem Türkiye Cumhuriyeti hem de KKTC vatandaşıdır. Bu nedenle her iki ülkeye ait kimlikleri ve pasaportları bulunmaktadır. Ancak, çıkan haberlerin verişi biçimi, Sn. ATALAY’ın farklı kişilere ait kimlikler kullandığı ve gizlilik içinde seyahat yaptığı şeklinde algılanmaya müsaittir. Oysa Sn. ATALAY seyahatlerinde KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti’nden verilen kendisine ait resmi, geçerli kimlik ve pasaportları kullanmıştır.
Sayın Prof. Dr. Talip ATALAY, kendisine ait bu yönde bir kararın olduğunu 07.07.2017 Cuma akşamına doğru Diyarbakır’da öğrenmiş, bulunduğu yere polisi davet ederek sürecin başlamasını sağlamış, Mersin’e intikal sonrasındaki ilk iş günü olan 10.07.2017 Pazartesi günü de serbest kalmıştır. Dolayısıyla süreci ‘uzun süre gözaltında kaldı’ şeklinde ifade etmenin doğru olmadığını belirtmek isteriz.