Malatya’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 28’i tutuklu 54 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamedeki tanık ifadelerinde, örgüt üyelerinin gittikleri ülkelerde ABD Büyükelçiliğini ziyaret ederek, “biat” tabir edilen yeminle göreve başladıkları ortaya çıktı.
Eski vali yardımcısıyla kamu kurumu müdürlerinin de şüpheli olarak yer aldığı, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 226 sayfalık iddianamede örgütün kuruluşu, amacı, sosyo kültürel ve zihinsel yapısı, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, kuruluşundaki “yemin” metni, haberleşmede kullandığı teknikler, istihbarat ağı, baskı oluşturma teknikleri, siyasi baskı ve propaganda araçları gibi bilgilerin yanı sıra tanık, müşteki ve zanlıların ifadelerine yer verildi.
Bir tanık, ifadesinde örgüt içinde devletten daha ciddi istatistik çalışması yapıldığını belirterek, örgüt elebaşı Gülen’in, “Ne kadar hukukçusu, savcısı, katibi, ne kadar polisimiz var, rütbeli/rütbesiz?” diye sorduğunda firesiz tek tek sayının ortaya çıkarıldığını kaydetti.
Özellikle Amerika‘ya gidenlerin eğitim alacakları konunun yanında başka bir alanda da eğitim almasının sağlandığını aktaran tanık, “Yapı adına nerede istihdam edilecekse o yönde teknik/operasyonel anlamda eğitim alması sağlanıyordu, yüksek düzeyde bir donanımla yurda dönüş yapıyorlar. Özellikle Amerika’da lisansüstü eğitim alıp da üniversitede benimle görüşmeye gelen, devlet kurumlarında çalışan personelin müthiş bir donanıma sahip olduklarına şahit olmuşluğum vardır.” ifadelerini kullandı.
Başka bir şüpheli ise ifadesinde örgütün ülke içinde öncelikle hangi alanlarda faaliyeti zayıfsa ilgili kurumlarda yapılaşma içine gidildiğini dile getirerek, “Önce askeriye, sonra emniyet ve adliye ele alındıktan sonra milli eğitim, sanat camiası, medya ve gazete alanında yapılanma oluşturuldu. Bu faaliyet toplumdaki her statüyü ele geçirme faaliyetidir. Yetiştirilen her öğrenci de kariyerini tamamladıktan sonra bu amaç doğrultusunda kullanılırdı.” şeklinde beyanda bulundu.
Şüpheli, askeriye ve emniyet teşkilatı atamalarıyla örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in bizzat ilgilendiğini, bu tayinleri onun dışında kimsenin bilmesinin mümkün olmadığını anlatarak, örgüt üyesi olup devlet kurumlarında faaliyet gösteren şahısların genelde kod adı kullandığını vurguladı.
“Yeminle göreve başlıyorlardı”
Başka bir şüpheli de 1996 ve 1997 yıllarında Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatından (CIA) emekli olmuş veya hala görevde olanların gelip Türkiye ve Orta Asya’nın MR’ını çektiğini vurgulayarak, “Ayrıca cemaatin bölgedeki gücünün tespitini yaptılar. Biz de bunları gezdirdik, onlara yardımcı olduk. Akabinde de bunları rapor haline getirip Amerika’ya gittiler.” dedi.
Diğer bir şüpheli ise ifadesinde, şu bilgilere yer verdi:
“Burada önemli olan husus, Amerika’nın girmek ve hegemonyası altına almak istediği Türki cumhuriyetleri ve İslam coğrafyasını çok kolay bir şekilde kontrol altına almasına imkan sağlamasıdır. Amerika’nın bu sayede kendisine yeni bir kapı aralamış olduğunu Fetullah Gülen’in kendi ağzından duymuşluğum vardır. Cemaat kadroları, öncelikle gittikleri ülkede Amerika Büyükelçiliğini ziyaret ederek, ‘biat’ tabir edilen yeminle göreve başlıyordu. Ayrıca, cemaate ait okullarda CIA görevlilerinin öğretmen olarak çalıştığını biliyorum. Amerika’da Ortadoğu ve Türkiye masasında Yahudi görevliler vardı.
Fetullah Gülen, bu masalar tarafında birçok kez sorgulandığını kendisi bana anlatmıştır, hatta Usame bin Ladin sorusunu bile sorduklarını anlattığını hatırlıyorum. Amerika, hangi ülkeyi terör örgütü ilan edecekse Gülen’i çağırarak deklare etmesini istiyordu.”
Zanlılardan biri de devletin istihbarat birimlerinin kendi kurumlarından önce tüm bilgileri FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e ve onun üst akıllarına ulaştırdığını kaydetti.