Gündem

FETÖ’nün cuntacıları tarafından şehit edilen polisin eşi yürekleri dağladı

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, Gölbaşı’ndaki Özel Hareket Daire Başkanlığına yapılan bombalı saldırıda komiser yardımcısı olarak göreve başladığı ilk gün şehit düşen Konyalı Muhsin Kiremitçi’nin 8 aylık hamile eşi Seda Kiremitçi, anlattıklarıyla hüzünlendirdi.

Şehit özel harekat polisi 28 yaşındaki Muhsin Kiremitçi’nin Konya’nın Seydişehir ilçesi Yenicami Mahallesi’ndeki babaevine taziye ziyaretleri sürüyor. Aile, taziye ziyaretleriyle teselli bulmaya çalışıyor.

Hep dik duruşlarını koruyan, “Vatan sağ olsun” diyen ailenin fertlerinden, şehidin 23 yaşındaki 8 aylık hamile eşi Seda Kiremitçi, darbe girişimi gecesini ve eşiyle bugüne kadar yaşadıklarını AA muhabiriyle paylaştı.

Kiremitçi, eşinin bilgisayarında, “İyi bir aile ol”, “Torpilsiz, nitelikli amir ol”, “İngilizceyi öğren”, “Misyon sınavına hazırlan” gibi hedeflerinin yazdığını söyledi.

“Torpilsiz komiser yardımcısı olamazsın, çalışma boş yere” deseler de eşinin hep başarılı olacağına inandığını aktaran Kiremitçi, sabah namazlarından sonra uyumadan hazırlandığı sınavı kazandığını ifade etti.

Eşinin komiser yardımcılığı sınavını kazandığını ve eğitimlerin ardından tayininin Gölbaşı’ndaki Özel Hareket Daire Başkanlığına çıktığını aktaran Kiremitçi, komiser yardımcısı olarak göreve başlayacağı ilk günü “O gün çok heyecanlıydı. Akşam yeni üniformalarına baktık. Sabah işe giderken çok mutluydu.” şeklinde dile getirdi.

“Çok zor yerlerde görev yaptık, burada bir şey olacağını düşünmedim”

İşten geldikten sonra eşinin evdeyken birden hızlı hızlı yürümeye başladığını anlatan Kiremitçi, bir süre sonra üstünü giyinip, düğmelerini bile iliklemeden evden çıktığını anlattı.

Kiremitçi, eşine “Ne oluyor?” diye sorduğunda “Çıkartma var” cevabı aldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Koşarak aşağıya indi. ‘Bebişim ben gidiyorum’ dedi. Bu sırada bomba patladı. ‘Ne oluyor’ diye sorunca ‘İçeriye girin’ dedi. ‘Gitme’ demek hiç aklıma gelmedi. Desem de giderdi zaten. O gün hiç korkmadım. Hemşire olan karşı komşumuza, ‘Eşim hamile, size emanet’ dedi. Normalde hiç yapmayacağı bir şey. Jetler uçtu, bombalar patladı, hiç korkmadım. Ablama ‘darbe nedir’ diye sordum. O da ‘Güç gösterisi, hiçbir şey olmayacak’ dedi. Eşim çok profesyoneldi. Çok zor yerlerde görev yaptık, burada bir şey olacağını düşünmedim çünkü daha öncesinde çok kötü günler geçirmiştik. Havadan bomba atılacağını düşünememiştim.”

Eşinin çalışırken telefonla aranmak istemediğini, bu yüzden o gece de “dikkati dağılmasın, sıkıntı olmasın” düşüncesiyle aramadığını belirten Kiremitçi, ancak zamanın bir türlü geçmek bilmediğini söyledi.

“Cizre’de 75 gün yolunu gözledim”

“O gün kendisine ulaşılamadı. ‘Karışıklıkta telefonunu düşürmüştür, bana ulaşır’ dedim. Yaralı listesinde adı geçti. ‘Kolu kopmuştur, bacağı kopmuştur. Protez takarlar, hayata yeniden tutunuruz. Biz birbirimizi seviyoruz, zoru başarırız’ dedim.” ifadelerini kullanan Kiremitçi, şöyle devam etti:

“Ağabeyimler adli tıp önünde beklemeye başladı. İlerleyen saate rağmen haber gelmeyince çok mutlu oldum. Hep onu bir şekilde bulacaklarını düşündüm. Sonra psikologla kapıya geldiler. Benim en değerlimi, yaşam enerjimi aldılar. Biz birbirimize kıyamazken, ona kıymışlar. Hala inanamıyorum. Onu gördüm. Buz gibiydi. Onu gömdüler. Ama hala idrak edemiyorum. Cizre’deymiş gibi bekliyorum. Kapıyı çalıp, sırt çantasını bırakıp, ‘Ben geldim’ diyeceğini düşünüyorum. Sarılınca bütün yorgunluğumuz gidiyordu. Onu hala bekliyorum. Ona daha sütlü kahve yapacaktım. Sarı saçlarına kıydılar. Günlerce onu uyumadan bekledim. Cizre’de 75 gün yolunu gözledim. İşini çok seven biriydi. Sürekli ‘İstiyorsan Özel Harekat’tan çıkayım’ derdi. Çıktığında mutlu olmayacağını bildiğim ve mutsuz etmek istemediğim için hep ‘Sen bilirsin’ karşılığını veriyordum.”

“Onu özlediğimde nasıl davranacağımı bilmediğim için ağlıyorum”

Gelen misafirlerin, büyüklerin kendisinden hep güçlü olmasını istediğini belirten Kiremitçi, anneleri, babaları, kardeşleri olduğunu, herkesin arkasında durduğunu çok iyi bildiğini vurguladı.

Röportaj esnasında da gözyaşlarına hakim olamayan ve anlattıklarıyla çevresindekileri duygulandıran Kiremetçi, sürekli ağlama nedenini, “Onu özlediğimde nasıl davranacağımı bilmediğim için ağlıyorum. Ben asla ezik, gariban değilim. Eşimin olmadığını ben idrak edememişken, bebeğime bunu nasıl açıklayacağımı bilemediğim için hüzünleniyorum.” cümleleriyle dile getirdi.

“Evladımızla koşup, yürüyüş yapacaklardı”

Kocasının vatanını, milletini seven birisi olduğunun altını çizen Kiremitçi, şunları kaydetti:

“Hamile olduğumu öğrendiğimde, eşim görevde olduğu için yanımda değildi. Öğrendiğinde çok mutlu oldu. Çocuğumuzu sporcu yetiştirecek, koşup, yürüyüş yapacaklardı. Hamileliğim çok kötü geçmişti. Eşimle fazla zaman geçiremiyor, birbirimizi çok göremiyorduk. Vatanını çok seviyordu, önceliği de hep bu olmuştu. Ankara’ya gelince az da olsa rahat edeceğimizi düşünmüştüm. İşini çok seviyordu. Henüz dört yıllık evliydik ve çok mutluyduk. Allah bunları yapanları kahretsin.”