Mustafa Kemal Paşa önderliğinde milli sınırların belirlendiği, manda ve himayenin kesin olarak reddedildiği kongreye ilişkin Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Tarihçi Prof. Dr. Mahmut Akpınar, "Sivas özelinde böyle bir sürecin yaşanması tekrar tekrar hatırlanmayı ve hatırlatmayı hak ediyor. Yakın bir tarihimiz açısından baktığımızda ise, yeni bir devlet oluşumunu düşündüğümüzde burada yaşananlar, yakın tarihimizin sayfaları içerisinde çok büyük bir değer ve önem arz ediyor" dedi.
Birinci Dünya Savaşı'nın kaybedilmesiyle düşman kuvvetlerinin işgaline uğrayan Anadolu'da Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yola çıkarak başlattığı milli mücadelenin en önemli temel taşları arasında yer alan Sivas Kongresi'nin 105'inci yıl dönümü kutlamaları için bu yıl 2-7 Eylül tarihleri arasında çeşitli etkinlikler planlandı. İlk olarak 2 Eylül'de Atatürk'ün Erzurum'dan Sivas'a gelişi temsili olarak canlandırıldı. Etkinlikler çerçevesinde Sivas Kongresi'ne delege gönderen Şehirler Çalıştayı, 1058 kişilik Sivas Ağırlama Halayı, halk dansları gösterisi, konserler ve Sivas Kongresi'nin temsili canlandırması ile tören programı icra edilecek. 7 Eylül'de ise son olarak Ulusal Yıldız Dağı tırmanış etkinliği gerçekleştirilecek.
KONGRENİN TARİHİ ÖNEMİ
Amasya Genelgesi ile kongre toplanması planlanan illerden biri Erzurum, diğeri Sivas oldu. Erzurum Kongresi'nin ardından Mustafa Kemal Paşa'nın 2 Eylül'de Sivas'a gelişinin ardından Sivas Kongresi çeşitli illerden gelen delegelerin katılımı ile 4 Eylül 1919'da, o zamanki Erkek Lisesi'nde toplandı. Erzurum Kongresi'ne katılanların yanı sıra Batı ve Orta Anadolu'dan gelen delegelerin katılımı ile Sivas Kongresi ulusal bir nitelik kazandı. Kongre, işgal kuvvetlerinin tüm baskı ve engelleme çabalarına karşın 4 Eylül 1919'da saat 15.00'te başladı. Yaklaşık 41 delegenin katılımı ile gerçekleştirilen kongrede bazı itirazlara rağmen başkanlığa Mustafa Kemal Paşa seçildi. 8 gün süren kongre sonunda alınan kararlar, tüm ulus adına önemli maddeler içerdi. Sivas Kongresi, yeni bir Türk devletinin kuruluşunda temeli oluşturması bakımından ülke tarihi açısından büyük öneme sahip oldu. Erzurum Kongresi'nde vatanın bölünmez bütünlüğü ve tam bağımsızlığıyla ilgili alınan kararlar Sivas Kongresi'nde de aynen kabul edildi.
Başta manda ve himaye olmak üzere önemli tartışmaların yaşandığı kongrede şu kararlar alındı:
"Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır. Kuvayımilliye'yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır. Manda ve himaye kabul edilemez. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan'ın derhal toplanması mecburidir. Aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler, 'Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti' adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir."
Kongre kararlarının ardından 12 Eylül 1919'de halka açık toplantı gerçekleştirilir. Tıbbıyelileri temsilen İstanbul'dan Sivas'a gelen Mekteb-i Tıbbıyeyi Şahane öğrencisi Tıbbıyeli Hikmet adlı genç bir subay ile Mustafa Kemal Paşa arasında 'Manda ve himaye' diyaloğu yaşanır. Tıbbiyeli Hikmet, Mustafa Kemal Paşa'ya kongrede manda tartışmalarının yaşandığını duyduğunu belirterek, "Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa bunlar her kim olursa olsun, şiddetle ret ve takbih ederiz. Farzı muhal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve telin ederiz" sözlerini kullanır.
Bu sözler karşısında duygulanan Mustafa Kemal Paşa, "Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin" dedikten sonra genç subaya dönerek tarihe geçecek şu sözleri dile getirir:
"Evlat, müşteri ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez, ya istiklal, ya ölüm."
Bu sözlerin ardından Tıbbiyeli Hikmet, coşkuyla yerinden fırlayarak "Var ol paşam" diyerek Mustafa Kemal Paşa'nın elini öper.
MİLLİ MÜCADELENİN KARARGAHI 108 GÜN BOYUNCA SİVAS OLDU
Kongrede alınan karar doğrultusuna Ankara'da Milli Mebusan'ın açılmasıyla Kurtuluş Savaşı yürütülerek, savaş sonrası kurulacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önü açıldı. Kongre sürecinde bizzat Mustafa Kemal Paşa'nın isteği ile milli mücadeleye destek verilmesi ve yapılan çalışmaların halka duyurularak desteklerinin alınması amacı ile 14 Eylül 1919'dan itibaren de 'İrade-i Milliye Gazetesi yayın hayatına başladı. Gazete 1922'li yıllara kadar aralıklarla yayınını sürdürdü. 9 Aralık 1919'da Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti kurularak kadınların da etkin olarak mücadeleye katılımı sağlandı. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları milli mücadele döneminde 108 gün boyunca Sivas'ta kalarak burayı karargah olarak kullandı. 2 Eylül'de geldikleri Sivas'tan 18 Aralık 1919'da ayrılarak Ankara'ya geçti. Sivas Kongresi, Anadolu halkını birleştirip milli mücadele yolunda harekete geçirdi. Milli mücadele, 9 Eylül 1922'de kazanılan büyük zafer sonrasında 29 Ekim 1923'te ise Cumhuriyet'in ilanına kadar uzandı. Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda şehre gelen Atatürk, kongrenin yapıldığı liseyi ziyaret ederek, "Cumhuriyet'in temelini burada attık" sözlerini kullandı.
Kongrenin yapıldığı lise sonraki yıllarda Sivas Lisesi adını alarak 1981 yılına kadar eğitim hizmetini sürdürdükten sonra, yeniden tefriş edilerek 1990 yılından itibaren Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi haline dönüştürüldü. Kongre Müzesi'nde en son kapsamlı restorasyon çalışması ise 2016 yılında gerçekleştirildi.
'BURADA YAŞANANLAR ÇOK BÜYÜK DEĞER ARZ EDİYOR'
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Tarihçi Prof. Dr. Mahmut Akpınar, "Milli Mücadele dönemine baktığımızda başıyla sonuyla Sivas Kongresi sürecinde milli mücadeleyi yürüten ekibe 108 gün bu şehir ev sahipliği yapmıştır. Bu başlı başına büyük önem arz eden bir noktadır. Bu çerçevede baktığımızda yerel bakımdan düşünürsek, Sivas özelinde böyle bir sürecin yaşanması tekrar tekrar hatırlanmayı ve hatırlatmayı hak ediyor. Yakın bir tarihimiz açısından baktığımızda ise, yeni bir devlet oluşumunu düşündüğümüzde burada yaşananlar, yakın tarihimizin sayfaları içerisinde çok büyük bir değer ve önem arz ediyor" diye konuştu.