Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen “Engelleri Aşanlar 2017” programında konuştu.
Dünkü konuşmasında malvarlıklarını başka ülkelerine kaçırmaya çalışan işadamları olduğunu söylediğini hatırlatan Erdoğan, sözleriyle ilgili farklı değerlendirmeler yapıldığını söyledi.
“İsteyen herkes parasını yurtdışına çıkarabilir”
“Mal varlıklarını başka ülkelere kaçırmayı isteyenlerle ilgili dün yaptığım açıklama ile ilgili bir düzeltme yapmak istiyorum” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“Türkiye serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülkedir. 1989 yılından beri isteyen herkesin yurtdışına parasını çıkarma hakkı vardır. Şüphesiz ki aynı şekilde devam etmektedir. İsteyen herkes parasını yurtdışına çıkarabilir ve buna devam edebilecektir. Yerli ve yabancı tüm firmalar küresel finans sistemine entegre bir şekilde faaliyetlerini sürdürecektir.”
“İş adamlarının yerli milli duruşu sergilemeleri gerek”
“Sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasına yönelik bir talimatım söz konusu değil. Yatırım için yurtdışına kaynak götürene asla sözümüz yoktur.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim söylediğim ülkemizin diğer saldırıların yanısıra ekonomik olarak baskı altına alınmaya çalışıldığı dönemde, iş adamlarının yerli milli duruşu sergilemeleri gerektiğidir. FETÖ, PKK ile iltisaklı oldukları için bu ülkedeki kaynakları yurtdışına kaçıranlar zaten haindir, bunu söylüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Engellileri çalışma hayatının dışında bırakamayız”
“Ülkemizde geçmişte yoksulluğun gönüllerimizde yol açtığı yaralar her alan gibi engellilerimizi de etkilemiştir. Batı dahil olmak üzere engelliler bir yük olarak görülürken bize göre bir lütuf olarak görülmüştür. İyiliği gösterişe adaleti yollarda, sevgiyi sosyal medyada arayanlar medeniyetimizin derin sırrına eremezler. Görememek, konuşamamak, yürüyememek algılayamamak asla bir eksiklik değildir. Her engelli doğuştan bir engelle doğmaz. Herkes doğuştan engelli olmaz, kimi ampute milli takımımızın kaptanı gibi terörle mücadelede kimi iş kazasında. Engelli kardeşlerimizin durumunu tıpkı düz ya da kıvırcık saçlı olmak gibi insani bir durum olarak kabul ettiğimizde diğer sorunlar da çözüm yoluna girer.
Toplumumuzda engellilerin bu denli sıkıntı çekmesinin en büyük nedeni onları çalışma hayatının dışına bırakmaktır. BM’nin engellilerin haklarına ilişkin sözleşmesini biz kabul ettik. Ülkemizin ilk engelliler kanunu 2005 yılında biz çıkardık. Engellilere yapılacak pozitif ayrımcılığı garanti altına aldık. Türkiye engellilerini çalışma hayatı dışında bırakacak kadar müsrif değildir.
Değerler eğitiminin çok önemli olduğunu özellikle söylüyorum. Çocuklarımıza medeniyetimizin, tarihimizin, kültürümüzün değerlerini öğretmeyen bir eğitim öğretim sistemi benim gözümde başarısızdır, başarısız olarak da kalacaktır.”