Kış mevsiminin yaklaşmasıyla mevsimsel grip, alerji ve nezle vakalarındaki artışa bağlı olarak acil servislerde oluşması muhtemel yoğunlukların önüne geçilmesi amacıyla Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı ve aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi de olan Cander, önemli uyarılarda bulundu. Aacil servislerin yıllardır sağlık hizmetlerinin en önemli merkezlerinden biri olarak hizmet verdiğini söyleyen Cander, mevsimsel soğuk algınlığına bağlı vakaların arttığı sonbahar ve kış aylarında yeni tip koronavirüs ve nezle-grip farkları konusuna dikkati çekti. İşte Corona grip nezle tablosu! Nezle ile korona farkı nasıl anlaşılır? İşte nezle, grip ve Kovid-19 arasındaki farklar nelerdir?..
Corona grip nezle tablosu! Nezle ile korona farkı nasıl anlaşılır? İşte nezle, grip ve Kovid-19 arasındaki farklar
Corona virüsün temel semptomları olarak; ateş, yorgunluk, öksürük, kuru öksürük, solunum zorluğu gösteriliyor. Bazen hastalarda ayrıca ağrı, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve ishal de görülebiliyor.
Covid-19’u diğerlerinden ayıran en temel semptom şiddetli solunum zorluğu nezle ve gripte solunum zorluğu görülmezken alerjisi olan hastalarda bazen bu semptoma rastlanıyor.
Soğuk algınlığı olarak da adlandırılan nezlede görülen temel semptomlar; hapşırma, burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı.
Hapşırma ve burun tıkanıklığı corona virüste hiç görülmezken bazı hastalarda boğaz ağrısı tespit ediliyor. Ancak solunum zorluğu, öksürük ve kuru öksürük gibi corona virüs belirtileri nezleye yakalanmış hastalarda görülmüyor.
Corona virüsün en çok benzerlik gösterdiği hastalık türü grip. Virüs kaynaklı bu iki hastalığın gösterdiği semptomlar birbirine çok benziyor. Her iki hastalıkta da ateş, yorgunluk, kuru öksürük sık görülüyor.
Ancak solunum zorluğu Covid-19’a yakalanmış çoğu hastada görülürken gribe yakalanmış kişiler bu belirtiyi göstermiyor.
Tıpkı nezle gibi alerjinin belirtilerini de corona virüsten ayırmak görece daha kolay. Alerjinin temel semptomları arasında hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve gözde sulanma bulunuyor.
Yorgunluk, kuru öksürük, solunum zorluğu ve öksürük ise zaman zaman görülüyor. Ancak corona virüsün temel semptomlarından ateşe, alerji geçiren hastalarda rastlanmıyor.
Hastaların yüzde 30’unun acil servislerden hastanelere başvurduğunu, verilen sağlık hizmetinin üçte birinin acil servis üzerinden sağlandığına işaret eden ağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Başar Cander, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde 24 saate yayılan hasta başvurularını yönetmek adına tüm mücadelenin merkezinin acil servisler olduğunu kaydetti.
Salgın döneminde acil servis hizmetlerinin hiç aksatılmadığını anlatan Cander, vatandaşın salgının başladığı ilk dönemlerde acil servisleri gereksiz meşgul etmediğini vurguladı.
Ancak bazı vakaların ‘Kovid-19 bulaşır’ kaygısıyla acil başvurularını geciktirmesinin iyi olmayan sonuçlar doğurduğuna değinen Cander, kişinin bu noktada gerektiğinde acillere başvurmaktan çekinmemesi gerektiğini bildirdi.
Cander, 7-8 aylık hasta ve yönetim tecrübesi kazanmış olan acil servisler ve çalışanlarının hasta yönetmekte zorlanmadığını vurguladı.
Hastalığı daha iyi tanıdıklarını ama uzun süren mücadelenin çok yorduğunu ve yıprattığı çalışanlar olduğuna işaret eden Cander, sürecin uzaması ve şiddet olaylarının moralleri bozduğunu söyledi.
‘Beklentimiz gereksiz başvuruların acil servislere yapılmaması’
Cander, önlerinde çok önemli bir ‘Bu kış nasıl geçecek?’ sorusu bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
‘Aralık ve ocak ayları acil servislerde hasta sayısı pik yapar, adım atacak yer bulmakta zorlanırsınız. Şimdi koronavirüs sürecinin bunu nasıl etkileyeceği çok tedirgin ediyor. Beklentimiz ilk başlarda olduğu gibi gereksiz başvuruların acil servislere yapılmaması. Nezlenin gripten ve koronavirüsten farklarını bilmek ve yıllarca aşina olduğumuz nezle şikayetleriyle acil servislere başvurmamak gerekir.’
Cander, acil servislerin Kovid-19 hastalarının en çok başvurduğu ve takip edildiği yer olduğunu kaydetti.