AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Kahramanmaraş 4.Uluslarası Kitap ve Kültür Fuarı’nın açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hükümetin Suriye politikası konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirileri ile CHP parti sözcüsünün açıklamalarına” ilişkin soru üzerine Ünal, Kılıçdaroğlu’nun 2010’da bir kaset operasyonuyla partinin başına geçmesiyle, CHP’nin siyasi geleneğinden ve siyaset yapmaktan uzaklaşarak adeta bir operasyon partisine dönüştüğünü belirtti.
CHP’nin tavrı yerli ve milli değil
Ünal, özellikle 15 Temmuz sonrası Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin tavrı, tutumu ve yaklaşımlarının ne yerlilikle ne de millilikle ifade edilemeyeceğini dile getirerek, “Siyaset üstü meseleler söz konusu olduğunda milli güvenliğimiz, milli menfaatlerimiz söz konusu olduğunda, birliğimiz ve beraberliğimiz söz konusu olduğunda siyaset düşünülmez.” dedi.
CHP’ye bir süre önce yazılı olarak sordukları sorulara cevap beklediklerini ifade eden Ünal, şunları kaydetti:
“Biz kendilerine açık bir şekilde şunu sorduk; ‘Siz 15 Temmuz’a kontrollü darbe demekten vazgeçecek misiniz? Siz Türkiye aleyhine kara propaganda yapan güçlerin değirmenine su taşımaktan vazgeçecek misiniz? Siz Türkiye’de devam eden FETÖ yargılamalarını itibarsız kılmaya çalışmaktan vazgeçecek misiniz? Çünkü şu anda 15 Temmuz gecesi suçüstü yakalanan FETÖ’cüleri Türkiye Cumhuriyeti devleti mahkemeleri yargılıyor ama CHP ne yapıyor? CHP sürekli ‘Bu ülkede adalet yok, devlet yok, yargı yok, hakimler ve savcılar hükümetten talimat alıyor’ diyerek, hem adaleti, hem yargıyı, hem hakimleri, hem savcıları itibarsızlaştırıyor. Bu itibarsızlaştırma önümüzdeki süreçte Türkiye’nin vereceği yargı kararlarıyla ilgili, uluslararası hukuk açısından ciddi anlamda bir altlık oluşturuyor. CHP bunu bilinçli olarak yürütüyor.”
“Hiç bir bedel ödememiş olanlar söz hakkına sahip olamazlar”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında, “Türkiye’nin İdlib’e dönük çatışmasızlık bölgelerinin pekiştirilmesi ve güvenli bölgeler haline getirilmesine dair hamlesini olumlu bulduğunu” söylemesinden 8 dakika sonra da “Ama orada eğer askerlerimizle ilgili bir şehit haberi gelirse, bunun sorumlusu Erdoğan’dır” dediğini ifade eden Ünal, “Bu tutarsızlık mıdır, yoksa kasıtlı olarak yapılan birşey midir? Hem CHP sözcülerinin hem grup başkanvekillerinin hem de CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Genel Başkanımız ile ilgili söz söyleyebilmeleri için öncelikle bu milletle, bu millete duydukları sevgiyle, bu ülkenin, bu devletin, bu milletin bekası için ödenmiş bir bedellerinin olması gerekir. Hiç bir bedel ödememiş olanlar söz hakkına da sahip olamazlar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a düşmanlık yapanları bildiklerini, CHP’nin neden düşmanlık yaptığını da çok iyi bildiklerini vurgulayan Ünal, “CHP siyaset yapmadığı sürece, CHP milli muhalefet çizgisine gelmediği sürece biz CHP’yi siyasi muhatabımız olarak görmüyoruz. CHP’nin siyasi muhatabımız olabilmesi için öncelikle olarak gerçekten millet için siyaset ve milli muhalefet yapması gerekiyor. FETÖ’nün ağzıyla konuşmaması gerekiyor. Türkiye düşmanı güçlerin ağzıyla konuşmaması gerekiyor. Türkiye’ye düşmanlık yapan güçlere, onların değirmenine su taşımaması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.