Ekonomi

Bakan Kacır: Çok yönlü bir destek programını devreye alıyoruz

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Türk firmalarının global değer zincirlerine katılım oranını iyileştirmeyi, AB ile Türkiye arasındaki ticaret bağlantılarını derinleştirmeyi, firmaların çevre, sosyal ve yönetişim prensiplerini benimsemelerini hedefleyen çok yönlü bir destek programını devreye alıyoruz" dedi.

Abone Ol

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türk firmalarının global değer zincirlerine katılımını iyileştirmek, AB ile Türkiye arasındaki ticaret bağlantılarını derinleştirmek ve firmaların çevre, sosyal ve yönetişim (ESG) prensiplerini benimsemelerini sağlamak amacıyla çok yönlü bir destek programı başlattıklarını açıkladı. Bakan Kacır, bu kapsamda "Türkiye'de Tedarik Zincirleri: Avrupa Değer Zincirleriyle Daha Derin Entegrasyon Yoluyla Sürdürülebilirliğin Ele Alınması Projesi" adlı toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Ankara’da gerçekleşen toplantıya, Türkiye'nin sanayi ve ticaret dünyasından pek çok temsilci katıldı.

Yeni Programın Temel Hedefleri

Bakan Kacır, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun artırılması gerektiğinin altını çizdi. Bu hedef doğrultusunda çok yönlü bir destek programı başlattıklarını belirterek şunları ifade etti:
"Bu program, sadece büyük ölçekli firmalarımıza değil, aynı zamanda onların tedarik zincirinde yer alan KOBİ'lere de fayda sağlayacak. Girişimcilerimizin AB'nin yüksek sürdürülebilirlik standartlarına uyum sağlamasını ve küresel pazarlarda rekabet avantajı kazanmasını amaçlıyoruz."

Kacır, programın Türkiye'nin ticaret ilişkilerini güçlendirmeyi ve özellikle AB ile ticaret bağlantılarını derinleştirmeyi hedeflediğini vurguladı. Bu programın aynı zamanda Türk firmalarının çevre dostu, sosyal sorumluluk sahibi ve şeffaf bir şekilde iş yapmalarını teşvik edeceğini belirtti.

Global Rekabet Gücü Artan Türkiye

Kacır, Türkiye'nin son yıllarda global ticaret ve sanayi pazarlarında önemli ilerlemeler kaydettiğini belirtti. Konuşmasında, Türkiye'nin küresel tedarik zincirlerinden daha fazla pay almayı başardığını söyleyen Bakan Kacır, şunları ifade etti:
"Dünyada, kaliteli, sürdürülebilir ve esnek üretime rekabetçi maliyetlerle ulaşabilen firmalar için Türkiye, stratejik bir üretim ve tedarik merkezi haline geldi. Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmaları sayesinde 1 milyar kişilik pazara erişim imkanına sahibiz. Ayrıca, Türkiye, Çin’den sonra, Orta Avrupa’ya kadar olan geniş kuşakta en fazla ürünü rekabetçi fiyatlarla ihraç edebilen ülke konumundadır."

Kacır, AB ile yapılan ticari anlaşmalar ve Gümrük Birliği'nin Türk sanayisinin Avrupa pazarlarındaki rekabetçiliğini artırdığını belirtti. Türkiye’nin, yüksek katma değerli üretim kapasitesine sahip olduğuna dikkat çekerken, bu süreçte AB ile yapılan işbirliklerinin önemine vurgu yaptı.

Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Çabaları

Bakan Kacır, Türkiye'nin yeşil dönüşüm yolculuğunda önemli adımlar attığını söyledi. Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum sağlamak için hazırladıkları "Yeşil Mutabakat Eylem Planı" hakkında bilgi veren Kacır, bu planın, Türk sanayisinin Avrupa pazarlarında daha güçlü bir şekilde rekabet edebilmesi için önemli fırsatlar sunduğunu belirtti.
"Yeşil dönüşüm, sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda ekonomik büyümenin ve sanayi rekabetinin de ön şartıdır. Bu bağlamda, çelik, alüminyum, çimento ve gübre sektörlerinde alternatif teknolojiler geliştirilmesi için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile işbirliği yapıyoruz."

Kacır, bu sektörlerin yeşil dönüşümü için 70 milyar doların üzerinde yatırım ihtiyacı olduğunu ve bu yatırımların 2053 yılına kadar yapılmasının hedeflendiğini söyledi.

KOBİ'lere Özel Destek ve Tedarik Zinciri Finansmanı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Türkiye’deki yaklaşık 490 bin girişimin yüzde 10’unun ihracat yaptığını belirterek, küçük ölçekli firmaların bu süreçte karşılaştıkları zorluklara dikkat çekti. Mikro işletmelerin sadece yüzde 4'ünün ihracat yaptığını söyleyen Kacır, büyük ölçekli firmalarda bu oranın yüzde 80'in üzerinde olduğunu ifade etti. Bakan, KOBİ'lerin karşılaştığı engellerin aşılması için Bakanlık olarak sürekli destek verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
"KOBİ'lerin yurt dışı pazarlarına açılmalarını, gerekli bilgi birikimine sahip olmalarını, mevzuata uygunluk sağlamalarını ve ticaret finansmanına erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla çeşitli programlar hayata geçiriyoruz."

Bu bağlamda başlatılan yeni programda tedarik zinciri finansmanının artırılması da önemli bir yer tutuyor. Bakan Kacır, AB'nin 17 milyon avroluk hibe desteğiyle gerçekleştirilen projeyle 170 milyon avroluk kaynağın oluştuğunu ve bu kaynakla firmaların sürdürülebilirlik standartlarını benimsemelerinin teşvik edileceğini belirtti. Kacır, ayrıca çapa alıcıların kendi tedarik zincirlerindeki firmaları ESG prensiplerine uygun şekilde yönlendireceğini ve bu sayede hem büyük firmaların hem de KOBİ'lerin finansal erişimlerinin artırılacağını söyledi.

Kalkınma Ajanslarının Rolü ve Gelişen Destek Mekanizmaları

Bakan Kacır, programın etkin bir şekilde uygulanabilmesi için kalkınma ajanslarının önemli bir rol üstleneceğini ifade etti. Kalkınma ajanslarının, programın tanıtımında ve uygun firmaların seçilmesinde anahtar rol oynayacağını belirtti. Ayrıca, Akbank ve Şok Market gibi büyük firmaların, bu programa dahil olarak ortak bir tedarik zinciri finansmanı modeli geliştirmeye başladığını söyledi. Bakan, bu modelin sektörde örnek teşkil etmesini ve diğer büyük bankalarla kurumsal firmaların daha fazla tedarik zinciri finansmanı çözümü geliştirmelerini hedeflediklerini belirtti.

Küresel Rekabetin Artırılması ve Geleceğe Yatırım

Bakan Kacır, Türkiye'nin küresel pazarlarda daha güçlü bir sanayi ve ticaret oyuncusu olması için bu tür destek programlarının devam edeceğini belirterek, şunları ekledi:
"Bakanlığımız, hem Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Fonu hem de diğer yatırım ve finansman projeleriyle Türkiye’nin küresel değer zincirlerinden aldığı payı artırmayı sürdürecek."

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin gelecekteki sanayi hedeflerine ulaşabilmesi için yeni programların ve stratejilerin önemini vurgularken, bu sürecin sadece büyük ölçekli firmalar için değil, tüm girişimciler için fırsatlar sunduğunu söyledi. Bu çok yönlü destek programı sayesinde, Türk sanayisinin sürdürülebilir büyüme yolunda önemli bir adım atacağı öngörülüyor.