Gündem

Adalet Bakanı Gül’den Kılıçdaroğlu’na “Fuat Avni” benzetmesi

Abone Ol

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, çeşitli temaslarda bulunmak için geldiği Erzurum’da, AK Parti Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalı ile AK Parti İl Başkanlığını ziyaret etti. Bakan Gül burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada sürekli bir takım güçlerin hedefi haline geldiğini belirterek, Anadolu coğrafyasında daima haklının, mazlumun, adaletin yanında yer tutmuş bir milletin mensupları olduklarını ifade etti.

“Türkiye senaryoları aldı, buruşturdu ve çöp tenekesine attı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye üzerinde oynanan oyunların bir bir bozulduğunu dile getiren Bakan Gül, şunları kaydetti:

“Türk milleti, bu topraklarda kim zulme uğramışsa diline, dinine bakmadan bu Anadolu toprakları ana kucağı olmuştur. Suriye’de, Irak’ta olsun, Ahıska Türkleri olsun, hangi milleten, hangi coğrafyadan olursa olsun, bu topraklar daima bir ana kucağıyla şefkatini açmıştır. Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 15 yıldır ekonomide, siyasette, dış politikada önemli kazanımlar elde etmiştir. IMF’ye 23 milyar dolar borçtan, bugün hiç borcu olmayan bir ülke haline gelmiştir. Bölgede ve dünyada lider bir ülke haline gelen Türkiye’yi birileri çekemiyor. 17-25 Aralık, Kobani eylemleri, son olarak da 15 Temmuz’da Türkiye’nin bu onurlu, bu kutlu yürüyüşünden birtakım senaryolar yazdılar ama milletimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu oyunları, senaryoları aldı, buruşturdu, tarihin çöp tenekesine attı.”

“Kim suçluysa cezasını çekecek”

Gül, bu topraklarda ameliyat, operasyon yapılmasına asla müsaade etmeyeceklerini belirterek, bunun teminatının AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan ve kahraman Türk milleti olduğunu dile getirdi.

Kıyamete kadar bayrağın inmemesi ve ezanların susmaması için mücadele vereceklerini aktaran Gül, “15 Temmuz’da ülkemizi işgal etmek isteyen, demokrasimizi, özgürlükleri ayaklar altına almak isteyen terör örgütüne milletimiz gereken dersi vermiş, yargı mensupları da o hainleri yargılamaya devam etmiştir. 15 Temmuz’da Yargıtayda ilk kesinleşen karar, Erzurum’da verilen bir darbe kararıdır, bu da kesinleşmiştir. Elbette sapla saman, at iziyle it izi birbirinden ayrılarak soruşturmalar devam ettirilmektedir. Kim suçluysa cezasını çekecek, kim suçsuzsa mahkemeler gereken kararı verecektir. Milletimiz müsterih olsun.” diye konuştu.

“Kılıçdaroğlu, siyasetin Fuat Avni’si haline gelmiştir”

Gül, Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyduğu hiçbir belgey0, söylediğini doğrulamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Müddei, iddiasını ispat eder ama müfteri iddiasını ispat edemez, çünkü ortada bir delil yoktur. Kılıçdaroğlu müddei olarak iddiasını ispat edememiş, tarihe bir müfteri ana muhalefet partisi genel başkanı olarak geçmiştir. Söylediği hiçbir şeyin sunduğu belgeyle ispat edilmediği açıktır. İfade ettiği hususların hepsi, zaten ona buradan ‘günaydın’ diyorum, aylar önce FETÖ’cü Twitter fenomenleri tarafından FETÖ’cüler tarafından zaten dile getirilmiş hususlardır. Alıp alıp, kulağına söylüyorlar, sufle yapıyor. Eline tutuşturuyorlar bir şeyler, gösteriyor. Maalesef Kılıçdaroğlu gelmiş olduğu şu an itibarıyla siyasetin Fuat Avni’si haline gelmiştir. Fuat Avni’ler, FETÖ’cüler pılını pırtını toplayıp kaçtı, diğerleri yargı önünde hesap veriyor. Ama siyasetin FETÖ ağzıyla Kılıçdaroğlu tarafından gerçekten konuşulması, onlar ne söylüyorsa bir iki ay sonra Kılıçdaroğlu tarafından bu ifadelerin kullanması gerçekten çok üzücü bir tablodur. Ve milletimiz asla bunu affetmeyecektir.”

“Bu karar hukuken yok hükmündedir”

ABD’nin Trump’ı Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanımasına da değinen Gül, dünya siyasetinde zulümden haksızlıktan yana bir siyaseti üzülerek gördüklerini belirtti.

Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs’te bir işgal girişimine karşı dünyanın sessiz kaldığını aktaran Gül, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bugün Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın, Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesi hukuken asla kabul edilebilir bir karar değildir. Bu karar hukuken yok hükmündedir. Birleşmiş Milletler’in aldığı onlarca, yüzlerce karara rağmen bu kararın alınıyor olması ‘Biz hukuku tanımayız, biz insan haklarını tanımayız, inanç özgürlüğünü tanımayız’ anlamına geliyor. Zalimler zulümlerine devam ettikçe, mazlumlar ayağa kalktıkça, zalimler zulmüne asla devam edemeyeceklerdir. Dünya kurulduğundan beri bütün zalimler yerle bir olmuşlardır. Bu bir hak değildir, alınan son karar, hukuki, vicdanı değildir. Birleşmiş Milletler kararını bile tanımayan bu zorbalık, dünya siyasetini ve barışını tehdit etmeye devam edecektir.

Esasen 3 din için de kutsal olan bir yerin, Kudüs’ün bu şekilde bir barışı da ortadan kaldıracak şekilde siyasete kurban edilmesi asla kabul edilebilir bir şey değildir. İsrail’in yayılmacı ve işgalci politikaları ve tavrını telin ediyoruz. Bir kez daha BM’nin vermiş olduğu karar çerçevesinde kendi sınırlarına çekilmesi ve işgale son vermesi gerekmektedir. Bu son tavır dünya barışına ve tüm inançları bütün insanlığı tehdit edecek bir tavırdır. Bu tavır asla kabul edilemez. Kudüs, dünya insanlığının barışının bir sembol şehridir.”