Gündem

‘Abdullah Büyük, FETÖ’nün bilgi arşivinin önemli elemanlarından’

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) adına faaliyette bulunduğu gerekçesiyle kayyum atanan İsim Tescil İnternet Teknolojileri AŞ”de örgüte “himmet” adı altında finansal destek sağlamak için toplantı yapmak üzere bir araya geldikleri iddia edilen şüphelilere yönelik hazırlanan fezlekede, örgütün üst düzey yöneticisi olduğu öne sürülen Abdullah Büyük ile ilgili çarpıcı detaylara yer verildi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu savcısı Hüseyin Önelge tarafından hazırlanan fezlekede, soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra adli kontrol kararıyla serbest bırakılan ve daha sonra kaçtığı Bulgaristan tarafından sığınma talebi reddedilerek Türkiye’ye iade edilen Abdullah Büyük’ün örgüt içindeki faaliyetleri anlatıldı.

Fezlekede, Büyük’ün İsim Tescil İnternet Teknolojileri AŞ, KKTC’de faaliyet gösteren FBS İnternet Teknolojileri Uluslararası İşletme Şirketi ve ABD’de bulunan FBS INC şirketinin yetkilisi olduğu anlatıldı.

KKTC’de ve ABD’de kurulu görünen iki firmanın paravan firmalar olduğu kaydedilen fezlekede, Büyük’ün de bu firmaları vergi kaçakçılığında ve yurt dışına para transferi amaçlı kullandığının, vergi denetmenlerinin incelemesi sonucunda tespit edildiği vurgulandı.

Mütevelli heyetine başkanlık etmiş

Abdullah Büyük’ün İsim Tescil İnternet Teknolojileri AŞ unvanlı firmada, periyodik olarak toplanan mütevelli heyetine başkanlık ettiği aktarılan fezlekede, “Mütevelli heyetindeki toplantılarda örgüte finans toplama faaliyetleri yürütmüş, bu faaliyetleri mütevelli heyeti üyeleri ve şirketinde çalışmadığı halde sigortalı gösterdiği hizmet elemanları ile birlikte organize ederek elde ettiği paraları örgüte aktarmıştır. Yine yetkilisi olduğu şirketler üzerinden yurt dışı para transferleriyle örgüte finans temin ettiği gibi örgüte ait toplanan kurban, himmet, burs ya da abonelik paralarının sisteme sokulmasında şirketini aracı olarak kullanmış ya da kullandırmıştır.” ifadelerine yer verildi.

Fezlekede, şüpheli Büyük’ün duruma göre “Ferhat Tunalı, Zeki Yıldız ve Metin” gibi isimleri kullandığı belirtilerek, sosyal medyada da Ferhat Tunalı ismiyle hesabının bulunduğu, buradan örgütün tüm paylaşımlarını yaptığı gibi diğer örgüt üyelerinin terörist başı Fethullah Gülen, Bank Asya, Zaman Gazetesi, hizmet hareketi ile ilgili yazılarını da beğenerek paylaştığı anlatıldı.

Büyük’ün soruşturma kapsamında 1 Eylül 2015 tarihinde yapılan ilk operasyonun ardından, adli kontrol ile serbest kaldıktan sonra bir süre Türkiye’de “Zeki Yıldız” ismini kullanarak diğer örgüt üyelerince saklandığı belirtilen fezlekede, kendisine başta Ercan Babacan, Murat Büyük, Gülşen Kaya, Hikmet Çelik ve Coşkun Can olmak üzere örgüt üyelerince bilgi akışının sağlandığı ifade edildi.

Siyasi partiye üye yapılmaya çalışarak iadesi engellenmek istenmiş

Fezlekede, Büyük hakkında yurt dışına çıkma yasağı bulunmasına rağmen, illegal yollardan Bulgaristan’a kaçtığı ve iltica etmeye çalıştığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

“Ancak 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra Bulgaristan yetkili makamlarınca ülkemize iade edilmiştir. Bulgaristan’da bulunduğu sırada ilk yakalanmasında Bulgaristan yetkili makamlarından iadesi talep edildiğinde Ercan Babacan, Gülşen Kaya, Murat Büyük başta olmak üzere örgütün önemli ve yetkili yöneticilerinden olan şüphelinin iadesinin engellenmesi için yoğun çaba harcadıkları hakimlik kararıyla yapılan telefon dinlemelerinden anlaşılmıştır. Bu kapsamda şüphelinin sanki Türkiye’deymiş gibi muhalif bir siyasal partiye üye yapılmak suretiyle, olayın ve suçlamaların sanki siyasi olduğu algısı yaratılarak, Bulgar adli makamlarını yanıltarak iadesinin engellenmeye çalışıldığı belirlenmiştir. Bulgaristan’da bulunduğu süre zarfında işlerini, hem orada kurduğu şirket üzerinden hem de Türkiye’deki diğer şüpheliler vasıtasıyla internet üzerinden yaptığı görüşmelerle yürütmüştür.”

Abdullah Büyük’ün, örgütün üst düzey yöneticilerinden ve önemli finansörlerinden olduğunun kesinlikle sabit olduğu vurgulanan fezlekede, şüphelinin tedbir ve gizliliğe azami riayet ettiği, diğer şüphelilerden Gülşen Kaya ile uzunca süredir birlikte yaşamasına ve müşterek 2 çocuklarının olmasına rağmen, örgütten ve özellikle terörist başından aldığı talimat doğrultusunda resmi evlilik yapmadığı, bunun da manidar olduğu vurgulandı.

Fezlekede, şu bilgilere yer verildi:

“Şüphelinin, sahibi olduğu şirketi örgütün mütevelli heyetinin toplanma merkezi olarak kullandığı, örgütsel kararların alındığı, birden fazla kod adı kullandığı, örgütün sözde imamlarını şirkette çalışmadıkları halde çalışmış gibi işlemler yaptırdığı, şifreli konuşmalarla toplantılar yaptığı, himmet toplantılarını tertip ettiği, örgütün propagandasını yaptığı, Atılım İş Adamları Derneğinin üyesi olduğu, mütevelli heyetinin hem üyesi hem de organizatörü olduğu, örgüte her alanda finans temin ettiği, örgütün bilgi arşivinin önemli elemanlarından olduğu, yaptığı bu işlemler nedeniyle örgütten takdir ve teşekkür belgeleri aldığı hususları dikkate alındığında şüphelinin silahlı terör örgütü olan FETÖ/PDY örgütünün üst düzey yöneticilerinden olduğu, örgüt adına eylemlerde bulunduğu ve örgüte finans temin ettiği hususunda hiç bir tereddüt bulunmamaktadır.”

İmam nikahlı eşi de örgüt adına faaliyette bulunmuş

Büyük’ün gayri resmi eşi Gülşen Kaya’nın da 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra illegal yollarla diğer örgüt yöneticileri ve üyelerinin yaptıkları gibi yurt dışına kaçmak üzere Bulgaristan’a geçtikten sonra Bulgar makamlarınca Türkiye’ye teslim edildiği belirtilen fezlekede, Kaya’nın da hiçbir neden yokken, darbe girişimini yaşadıktan sonra yurt dışına hem de illegal yollardan kaçmasının ise manidar olduğu vurgulandı.

Fezlekede, Gülşen Kaya’nın da örgüt adına eylemlerde bulunduğu ve örgüte finans temin ettiği savunularak, şöyle denildi:

“Şüphelinin örgüt yöneticilerinden Büyük’ün gayri resmi eşi olması, tüm örgütsel faaliyetlerde ona yardımcı olması, eşinin iş yerinde mütevelli toplantıları yaptığı sırada onun da evinde aynı mahiyette toplantılar tertip etmesi, örgütün sözde imamlarını şirkette çalışmadıkları halde çalışıyormuş gibi göstermeleri, şirketten kayıt dışı olarak paralar çekmesi, bu paraların gittiği yeri kimseye bildirmemesi, 15 Temmuz hain darbe girişiminin başarısız olmasından sonra diğer örgüt üyeleri gibi illegal yollarla Bulgaristan’a kaçmaya tevessül etmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde müsnet suçları işlediği hususunda hiç bir tereddüt bulunmamaktadır.”