Dünya

“ABD vermiş olduğu sözleri tutmadı”

Abone Ol

Ankara Palas’ta bir araya gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ortak basın toplantısı düzenledi

ABD ile ilişkileri normalleştirme konusunda mutabakata varıldığını ifade eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,”Güvenlik kaygılarımızın ciddiye alındığını düşünmek istiyoruz” diyerek, “Yeni bir mekanizma oluşturma kararı aldık” ifadelerini kullandı.

ABD vermiş olduğu sözleri tutmadı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’nin durumuyla ilgili soru üzerine, teröristlerin buradan çıkarılacağı yönünde ABD’nin söz verdiğini ancak tutulmadığını hatırlattı. Çavuşoğlu, “Bizim endişelerimiz doğrudan bize yönelik oluşan tehditlerle ilgili yani YPG’nin bize saldırılarıyla ilgili. İnsanlarımız ölüyor. Bu çalışma grubu ve bu çerçevede atılacak somut adımlar önemli. 2016 yılında ABD’nin Türkiye’ye verilmiş sözleri vardı bu sözler tutulmadı. Bir keresinde YPG’lilerin Fırat’ın doğusunda gittiklerini anlatmak için bizden bir heyet çağrıldı daha sonra gördük ki gitmemiş. Münbiç yüzde 95 Arap şehriyse YPG’nin burda olması oranın hiçbir zaman istikrar sağlanmaz. Ama önce YPG’nin Münbiç’ten çıkması lazım.” 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Tillerson’ın ziyaretini önemli ve faydalı buluyoruz. Türkiye ve ABD uzun yıllardır stratejik ortaklığını derinleştirerek sürdürmüştür. Bu ortaklık farklı alanlara genişletilmiştir ve sadece bölgemizde birçok ülke ve halk bu ortaklıktan faydalana gelmiştir.”

“Geçmişte de kritik aşamalar oldu ama her zaman bu ortaklığı ön planda tutarak geçmişte bu kritik aşamaları birlikte geçtik. Dün akşam Cumhurbaşkanımızla beraber yaptığımız üçlü toplantıda taraflar düşüncelerini kaygılarını söylemiştir. Şimdi kritik bir aşamada, ya bu ilişkileri yoluna koyacaktır ya da daha da kötüye gidecektir.”

“Yeni bir mekanizma oluşturma kararı aldık”

“Elbette bunun için atılması gereken adımlar var. FETÖ,  ABD’nin YPG’ye desteği, İlişkilerimizi normalleştirme konusunda mutabakata vardık.  Elbette kaygılarımızın ciddiye alındığını düşünmek istiyoruz. Bugüne kadar verilen sözler oldu, tutulmayan sözler de oldu çözemediğimiz konular da oldu. Birlikte neler yapabiliriz bunları da konuştuk. Yeni bir mekanizma oluşturma kararı aldık.”

Topu taca atmak yok

“Örneğin FETÖ konusunda değerlendirmeleri kamuoyunda yapmak yerine bu mekanizma içerisinde yapmakta fayda var.”

“Suriye konusunda somut adımlar atarak bu konuları aşmak istiyoruz. Bu mekanizmalar topu taca atma değildir. Tam tersine anlaştığımız gibi sonuç alıcı mekanizmalar olacaktır. İnşallah ilk toplantı da mart ayının ortasından önce gerçekleşecek bu konuda da mutabakatımız var.”

Çavuşoğlu: Yargı süreçlerinin OHAL’le alakası yok

Türkiye’deki yargı süreçlerinin, Türkiye’deki OHAL’le alakası yoktur. OHAL’le FETÖ terör örgütüne karşı hızlı adımlar atmamız gerekiyor. Yargı evrensel kurallarla yürür. Bağımsız yargı bu konuda kararlarını veriyor. Biz AİHM’e de bağlıyız.

S-400 görüşmelerini Rusya’yla tamamladık

Hava savunma sistemine Türkiye olarak ihtiyacımız var. Bir yerden de karşılamamız lazım. Rusya bu konuda bize cazip teklifte bulundu. En son Paris’te bir ortak üretim anlaşması imzaladı. Bu konuda biz görüşmelerimizi Rusya’yla Kongre’den önce tamamladık.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın konuşmasından satırbaşları:

“Sayın Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bana ayırdığı uzun süre için teşekkür etmek istiyorum. ABD ve Türkiye arasındaki ilişki gerçekten derin bir ilişki. Türkiye ve ABD birçok yerde beraber çalıştı. Türkiye’nin terörizmle karşılaştığı sorunları aşabilmesi için çok önemli sorunları olduğunu biliyoruz. Türkiye üç kıtanın ortasında bulunan çok önemli bir ülke. Bağımsız ve birleşmiş bir Suriye’nin kurulması için birlikte çalışmamız gerekiyor. Suriye halkı için Cenevre sürecinin bir sonuç getirmesini ümit ediyoruz.”

“Türk halkı 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaparak hepimize örnek oldu. Suriye’de gerilimin artmaması için çalışıyoruz. Her zaman Suriye Demokratik Güçlerine sağladığımız desteğin kısıtlı olacağını söyledik. Tabii ki Türk demokrasisini de desteklemeye devam edeceğiz.”

“Türkiye’deki konsolosluklarımızdaki çalışanlarımızın tutukluluk durumuna yönelik endişelerimizi dile getirdik.”

“Dün akşam yapmış olduğumuz görüşmelerde kritik öneme sahip konuların nasıl çözülebileceğine yönelik tekliflerimizi sunduk. Bunlar ortak basın deklarasyonumuzda da belirtilecek. Suriye’yle ilgili ABD’nin ve Türkiye’nin hedefleri arasında ayrım yok: Burayı DAEŞ’ten kurtarmak, mültecilerin geri dönemesini sağlamak, bağımsız ve demokratik Suriye’yi kurmak. Diğer terörist gruplara karşı da çalışmalarımızı sürdürdüğümüzde bir koordinasyon gerçekleştireceğiz ve o bölgelerde kim egemen olacak ona karar vereceğiz. Teröristleri temizledikten sonra buraları önceden oraları yaşayan insanlara geri vereceğiz. Münbiç önceliklerimizden biri olacak.” 

“Buradaki tartışmaların büyük bir bölümü kendimizi nerede bulduğumuz noktasında. Sayın Çavuşoğlu’nun da belirttiği gibi ilişkilerimiz bir kriz ortasında. Biz bu noktaya nasıl geldiğimizi de konuşabiliriz ama bunu yararlı bulmuyoruz. Yapılacak çalışmalarımız var, bu noktadan artık yalnız hareket etmeyeceğiz, Amerika bir şey Türkiye başka bir şey yapıyor olmayacak. DAEŞ’e karşı başarılı olacağız, başka terörist gruplara karşı birlikte çalışacağız. Yapılacak çok iş var. Halen Suriye içerisinde ciddi ve önemli bir konu var. Hedefimiz konusunda netleştik, anlaştık. Aşama aşama ilerleyeceğiz.”

S-400 Füze Savunma Sistemi 

“Rus askeri araçlarının alınması öncelikli olarak belirlediğimiz konulardan biri. Uzmanları bir araya getireceğiz. Bu koşulları değerlendireceğiz. Dünyanın her yerinde attığımız bir adım sadece Türkiye’ye yönelik değil. Bu bizim dostlarımızı ve müttefiklerimizi zarara uğratmak için aldığımız bir karar değil bu Rusya’ya karşı bir karar. Ülkelere karşı endişelerimizi dile getiriyoruz, birçok ülke ilerlememe kararı alıyor. Her vaka kendi içerisinde özel. Burada tamamiyle kanuna uyacağız.”

Türkiye ve ABD stratejik ortaklığı hakkında ortak açıklama

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri bakanı Rex Tillerson’un Ankara Palas’ta yaptığı toplantının ardından yapılan açıklamada, Türkiye ve ABD’nin müttefik ve stratejik ortak olarak güvenliklerine ve savunmalarına karşılıklı ve tartışmasız bağlılıkları teyit edildi.

Tarafların 65 yıldır NATO müttefiki ve stratejik ortak olduğu vurgulanan açıklamada, “iki halk, ilişkilerini, paylaştıkları hedeflerin ve çıkarların ilerletilmesi, ayrıca dünya genelinde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve bireysel özgürlüklerin teşviki için hayati görmektedir.” denildi.

ABD’nin Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen hain darbe girişimini kınadığı belirtilen açıklamada, Türkiye’nin demokratik yollarla seçilmiş hükümetiyle ve Türk halkıyla tam dayanışma içerisinde olduğu kaydedildi.

Açıklamada iki devletin, uzun süreli müttefikliği ışığında, ikili ilişkilerde öne çıkan meseleleri çözme konusundaki vaadini teyit ettiği, bu amaca yönelik olarak sonuç odaklı bir mekanizma oluşturulması konusunda anlaşmaya vardığı, bu mekanizmanın en geç mart ayı ortasına kadar hayata geçirileceği ifade edildi.

 “Suriye’de demografik girişimlere karşı kararlı duruş”

Ortak gündemin küresel bir gündem olduğu belirtilen açıklamada, bunun terörle mücadele, kitle imha silahlarının yayılmasına karşı koyma, Suriye ve Irak dahil Ortadoğu’ya kalıcı barış ve istikrar getirme, enerji güvenliğini sağlama, radikalleşme ve şiddete varan aşırıcılık ve İslam karşıtlığıyla mücadele gibi birçok konuyu kapsadığı teyit edildi.

Ortak açıklamada, Türkiye ile ABD’nin uzun süreli müttefikler olarak terörizmin her türü ve biçimiyle ortak mücadeleye olan kararlılıklarını teyit ettikleri, DEAŞ, PKK, El-Kaide ve diğer tüm terör örgütleri ​ile bu terör örgütlerinin uzantılarıyla mücadele konusundaki kararlılıkları yinelendi. Tarafların, iki ülke halklarını doğrudan hedef alan terör tehditlerine karşı meşru müdafaa haklarını tanıdıkları bildirildi.

Türkiye ve ABD’nin Suriye’nin toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin muhafazasına bağlılıklarının teyit edildiği açıklamada, “Suriye içinde oldu bittiler yaratılmasına ve demografik değişimlere yönelik tüm girişimlere karşı kararlıklıkla dururlar.” ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, Suriye’nin dönüşümü ve istikrara kavuşturulması konusunda eş güdüm içinde olunmaya devam edileceği vurgulanarak, iki ülkenin Suriye krizi için sadece siyasi bir çözümün sözkonusu olabileceği ve bunun yaşayabilir bir siyasi dönüşümü gerektirdiğini kabul ettiği kaydedildi.

Tarafların, BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararında belirtilen yerleşik parlamenter ve Cenevre Süreci çerçevesinde bu sonucun elde edilmesi için işbirliklerini yoğunlaştırmayı kararlaştırdığı vurgulandı.