Dünya

2028'de dünyanın en zengin ülkesi kim olacak?

Birleşik Krallık merkezli ekonomik düşünce kuruluşu Adam Smith Enstitüsü'nün araştırmasına göre, Avrupa'da milyoner oranında en büyük artışın yaşanacağı üç ülke belirlendi. Bu ülkeler arasında Türkiye, Rusya ve İsveç ilk sıralarda yer alıyor.

Abone Ol

Adam Smith Enstitüsü'nün 36 ülkeyi kapsayan "Milyoner Takip Raporu"na göre, Türkiye 2028 yılına kadar milyoner oranında yüzde 34'lük bir artışla Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi olacak. Araştırmada, nakit, hisse senedi, emlak ve özel emeklilik fonları gibi tüm varlık sınıflarını kapsayan net servete sahip kişilerin sayısının artması öngörülüyor.

Küresel Servet Artışı: Türkiye Önde

UBS Küresel Servet Raporu 2024'teki veriler, Türkiye'nin kişisel servet artışında olağanüstü bir büyüme yaşadığını ortaya koyuyor. Raporda, 2022-2023 yılları arasında yetişkin başına düşen servette yüzde 157'nin üzerinde bir artış kaydedildiği ve bu oranın diğer tüm ülkelerin çok ötesinde olduğu vurgulanıyor. Türkiye'nin ardından Katar ve Rusya yüzde 20'ye yakın bir artış gösterirken, Güney Afrika yüzde 16, İsrail ise yüzde 14 ile sıralanıyor.

Zor Ekonomik Şartlara Rağmen Büyüme

Türkiye'deki yüksek enflasyon oranı şu anda yüzde 72 seviyesinde ve bu durum, ülkenin 85 milyonluk nüfusu için alım gücünü ciddi şekilde düşürmüş durumda. Ancak gayrimenkul gibi varlık sahibi olan Türkler, enflasyonun bu varlıkların değerini artırmasıyla birlikte servetlerinde büyüme yaşadı.

Rusya, Ukrayna'daki savaş ve ağır ekonomik yaptırımlara rağmen, yüzde 23'lük bir artışla Avrupa'da en fazla milyoner yaratacak ikinci ülke olarak öne çıkıyor. İsveç ise en büyük üçüncü artışın yaşanacağı ülke olacak.

Birleşik Krallık ve Hollanda Geriliyor

Raporda, Birleşik Krallık ve Hollanda'nın milyoner oranı açısından en kötü performans gösteren ülkeler olduğu belirtiliyor. Birleşik Krallık'ta yüzde 20, Hollanda'da ise yüzde 5'lik bir düşüş öngörülüyor. 

Adam Smith Enstitüsü'ne göre, Birleşik Krallık'taki bu düşüşün nedenleri arasında yüksek vergiler, donmuş miras vergisi eşikleri, sermaye kazançlarındaki olası artış ve "non-dom" rejiminin kaldırılması gibi faktörler yer alıyor.