Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede kameraların önünde İsrail’e, “Yalnız değilsiniz,” dedi. Ancak Biden aynı zamanda İsrail liderliğini, “öfkelenen” Amerika'nın 11 Eylül sonrasında yaptığı hataları tekrarlamamaları konusunda da uyardı.
Bu yıl Eylül ayında Birleşmiş Milletler’de, Biden uluslararası liderlere İsrail ve Hizbullah arasında itidalli olunması çağrısında bulundu. Ancak 90 dakika sonra İsrail pilotları, ABD'den temin edilen “sığınak delici” bombalarla Beyrut'un güneyindeki binalara saldırdı ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürdü. Bu saldırı, Hamas’ın İsrail’e saldırısından bu yana en önemli dönüm noktalarından biri oldu ve Biden’ın diplomatik çabaları İsrail’in hava saldırılarıyla gölgede kaldı.
Diplomasi ve Ateşkes Çabaları
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, son bir yılda Orta Doğu’ya 10 ziyaret gerçekleştirerek ateşkes için diplomatik temaslar yürüttü. Ancak ABD'nin İsrail ve Hamas arasında bir ateşkes anlaşması sağlama çabaları sürekli engellendi. Biden yönetimi, İsrail’i askeri operasyonlarını sınırlama konusunda baskı altına almaya çalışsa da başarılı olamadı. Netanyahu'nun İsrail sınırındaki birlikleri Gazze'ye konuşlandırma ısrarı, Hamas ve Mısır için kırmızı çizgi oldu ve anlaşmayı engelledi.
Eleştiriler ve Direnç
Bazı eleştirmenler, ABD’nin İsrail’e verdiği büyük askeri desteğin diplomasiyi zayıflattığını savunuyor. Biden'ın İsrail’e yönelik 3.8 milyar dolarlık yıllık silah yardımı ve ek talepler, eleştirilere neden oluyor. Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Netanyahu'nun aşırı milliyetçi hükümet üyelerinin ateşkes çabalarını engellediğini belirtiyor. Netanyahu ise ABD destekli ateşkes planlarına karşı olmadığını, ancak Hamas’ın taleplerini sürekli değiştirdiğini öne sürdü.
ABD'nin Ortadoğu’daki ateşkes çabaları, İsrail'in direnci ve ABD'nin İsrail'e olan desteği nedeniyle büyük ölçüde başarısız oldu. Biden’ın yaklaşımı, İsrail’e verdiği güçlü destekle şekillenirken, Netanyahu’nun iç politikadaki konumu da bu çabaların başarısızlığında etkili oldu.
