Son dönemde türbülansa giren ABD-Türkiye ilişkileri kopma noktasına kadar geldi. Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı’nı hazmedemeyen ABD’nin müttefiklik hukukunun tersine terör örgütü PKK/PYD ve YPG ile sınırımıza konuşlandırdığı gayrimeşru ordu, ilişkilerin bam teline dokundu.

Muhammed Şimşek/Analiz 

İki ülke arasındaki ilişkilerin son beş yıllık seyri içinde Türkiye’nin ABD’ye olan güveni her yaşanan krizde bir parça daha azaldı. ABD’nin Marshall planından bu yana 70 yıllık müttefiklik hukukunu bir çırpıda askıya alarak Türkiye’nin bütün haklı itirazlarına rağmen terör örgütleriyle kurduğu ittifaktan tutun da Suriye’de verdiği hiçbir sözü yerine getirmemesi ilişkilerde ciddi kırılmalara yol açtı. Dahası bir yandan 15 Temmuz darbe girişimin arkasındaki FETÖ elebaşısını iade taleplerine kulak tıkayan ABD’nin, New York’ta sahneye koyduğu kumpas davası ile Türkiye’yi köşeye sıkıştırma çabaları ilişkileri derinden yaraladı.

Son süreçte ABD desteğinde binlerce kilometrelik sınır hattında kurulan terör koridoru Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit ediyor. Buna rıza göstermeyen Türkiye’nin başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı ise son aşamada ABD ile olan ilişkilerinde bir turnusol kağıdı etkisi yaptı. Ancak teröre açık destek vermekten geri durmayan ABD, kendi sınırını terör unsurlarından temizlemek isteyen Türkiye’nin Suriye’de sahaya inmesinden duyduğu rahatsızlığı her fırsatta dile getiriyor.

“OSMANLI TOKADI” MESAJI

Son olarak ABD medyasında ülke olarak PKK/PYD ve YPG’ye yönelik maddi yardımı sürdürme kararının yansıması yetmezmiş gibi ABD’li generalin yaptığı, “Bizi vururlarsa sert karşılık veririz” açıklamaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sert karşılık bulmuştu.

Erdoğan, “Suriye’deki DAEŞ tiyatrosunun sonuna geldik. Hele hele ‘Bizi vururlarsa sert karşılık veririz’ diyenlerin ömürlerinde hiç Osmanlı tokadı yememiş oldukları da çok açık” demişti.

Hatta bu sözler bir basın toplantısında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’e soruldu ama sözcü her hangi bir cevap verememişti.

TİLLERSON’UN ZİYARETİ NE ANLAMA GELİYOR?

İlişkilerin kopma noktasına geldiği ve karşılık söylemlerin en sert seviyede sürdüğü böyle bir ortamda ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, göreve geldiği bir yıllık süreçte üçüncü kez Türkiye’yi ziyaret ediyor. Bu ziyaretin diğerlerinden farkı krizilerin gölgesindeki gergin bir ortamda geçecek olması. Türkiye’deki mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşecek olan Tillerson’un ilişkilerin normalleşmesi yönünde bir teklifte bulunup bulunmayacağı bilinmiyor. Ancak uzmanlar ABD Dışişleri Bakanı’nın heybesinden kayda değer bir teklifin çıkmayacağı görüşünde hem fikir. Peki, öyleyse Tillerson’ın bu ziyareti ne anlama geliyor? Aslına bakarsanız Türkiye açısından bu ziyaret hiçbir anlam ifade etmiyor. Tillerson bu ziyaret kapsamında Türkiye’yi, sınırda ABD’nin teröristlerle kurduğu ittifakı zor durumda bırakan Zeytin Dalı Harekâtı kararlılığından yumuşatmaya çabalayacak. Fakat Tillerson’ın dikkat etmesi gereken nokta ABD Savunma Bakanı Mattis gibi “Terör örgütü YPG’yi PKK’dan ayırabilecekleri ve PKK’ya karşı savaştırabileceklerini” yönünde saçma sapan bir teklifle gelmemesi.

Editör: TE Bilisim