28 Haziran 2019'da, AB'nin 27 üyesi ile Mercosur'un dört kurucu ülkesi (Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay) arasında bir siyasi anlaşma sağlandı. Ancak 2024 yılında Mercosur’a katılan Bolivya, önceki müzakerelerde yer almadı.
Bu anlaşma, 750 milyon insanı kapsayarak dünya ekonomisinin yaklaşık %20’sini temsil eden en büyük serbest ticaret bölgelerinden birini kurmayı hedefliyor. Ancak Avrupa için ekonomik kazanımlardan çok, anlaşmanın stratejik önemi dikkat çekiyor. AB, ABD ve Çin ile yaşanan ticaret anlaşmazlıkları karşısında çeşitlendirme ihtiyacını öne çıkarıyor.
Anlaşmanın Stratejik Önemi
AB, Mercosur ülkeleriyle ticaretin yeşil dönüşüm için kritik mineralleri çeşitlendirme fırsatı sunduğunu vurguluyor. Lityum, nikel, grafit gibi mineraller, batarya ve yenilenebilir enerji üretiminde hayati öneme sahip. Hâlihazırda bu minerallerin büyük bir kısmı Çin'den temin ediliyor. Mercosur’un bu alandaki kaynakları, AB’nin stratejik bağımsızlık hedeflerine katkı sağlayabilir.
Tarım Sektörü ve Çiftçilerin Endişeleri
Mercosur’dan AB’ye yapılan ithalatın önemli bir kısmını gıda ve canlı hayvan (%32,4) ile mineral ürünler (%29,6) oluşturuyor. Ancak Güney Amerika’dan gelen et ve tavuk ürünleri, AB çiftçileri için haksız rekabet endişesi yaratıyor. Özellikle Fransız çiftçiler, çevresel kaygılarla birlikte bu duruma karşı çıkıyor.
Fransa Tarım Bakanı Annie Genevard, hormon kullanımı ve ormansızlaşma riskleri nedeniyle anlaşmaya şiddetle karşı çıkarken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, anlaşmada Avrupa tarım standartlarının korunmasını talep ediyor. İtalya, İrlanda ve Polonya gibi ülkeler de tarım sektörü üzerindeki etkiler nedeniyle endişelerini dile getiriyor.
Almanya, anlaşmanın otomotiv ve kimya gibi sektörlere önemli fayda sağlayacağını savunuyor. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, anlaşmayı "ekonomimizin dayanıklılığını artıran tarihi bir adım" olarak nitelendirdi. Benzer şekilde İspanya da üretim ve ilaç sektörlerinde büyüme bekliyor.
Karşıt Görüşler ve Çözüm Arayışları
Taraflar arasında uyum sağlanmaya çalışılırken, AB Komisyonu, Paris Anlaşması’na bağlılık ve çevresel standartların denetimi için bir mekanizma oluşturulacağını duyurdu. Ancak bu açıklamalar, Fransa ve İtalya gibi ülkeleri tatmin etmiş değil.
AB-Mercosur ticaret anlaşması, ekonomik kazanımlarla çevresel ve sosyal etkiler arasında bir denge kurmayı gerektiriyor. Üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları, anlaşmanın nihai onayını geciktirirken, anlaşma hem fırsatlar hem de riskler sunmaya devam ediyor.