Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ülkelerin refah düzeyinin yükseldiği ve pozitif rekabetçiliğin arttığı gözlemlenmektedir. Dünya genelinde gelişmekte olan teknolojiyi her ülkenin kullanımı ve bakış açısı değişkenlik göstermesiyle birlikte genel anlamda gelişen teknoloji ya savunma ya askeri ekipmanları ya da sağlık alanlarında kullanıldığı gözlemlenmektedir.

Öyle ki 2000'li yılların başında savunma sanayide çok düşük olan millilik oranı günümüzde neredeyse yüzde 70'e ulaşmış durumda. Yerli ve milli alanlarda gösterdiği atılımlarla söz sahibi olma konumuna gelen Türkiye’nin Ortadoğu, Asya ve Afrika’da rolü giderek artmaktadır.

Özellikle birçok ülkenin Türkiye’ye silah ambargosu uygulamasının ardından hükümet yaptığı atılımlar ile ambargolara boyun eğmedi. Türkiye’nin süper güç olma yolunda yaptığı atılımlar dünya kamuoyunda “Osmanlı’nın ayak sesleri yükseliyor” gibi ifadelerle yankı bulmaya başladı.

TEKNOLOJİ SAVAŞINDA DÖNÜM NOKTASI

Türkiye’nin de ortakları arasında bulunduğu F-35 projesi, Rusya’dan alınan S-400’ler nedeniyle bir süredir askıda. Gündemden düşmeyen F-35 uçağının akıbetinin ne olacağı ise bilinmiyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "83 milyonluk asil Türk milletinin güvenliğini ve savunmasını birilerinin vicdanına, kararına bırakamayız. Bizim için yerli ve milli savunma sanayi olmazsa olmaz bir ihtiyaç." İfadelerini kullandı. Bu sözler Milli muharip uçak (MMU) projesinin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Azerbaycan’ın işgal altında bulunan Karabağ’ı kurtarmasına katkıda bulunan Türk SİHA’larına Kanada tarafından, ithal ettiğimiz ürünlere ambargo uygulanmıştı. Fırat Kalkanı’nda ve Zeytin Dalı harekâtında da Amerika, Almanya ve birçok ülke tarafından ambargoya maruz kalan Türkiye, çözümün yerli ve milli savunma sanayii geliştirmekte buldu.

İŞTE TÜRKİYE’NİN YAPTIĞI YERLİ VE MİLLİ ATILIMLAR

İHA ve SİHA teknolojisinde gün geçtikçe tecrübe kazanmaya devam ederken, ilk olarak Tusaş’ın Aksungur ve Baykar Savunma’nın Akıncı TİHA projeleriyle HALE sınıfı İHA üretebilen Türkiye, bundan sonraki seviyelerde süpersonik hızda jet motorlu İHA üretmek niyetinde.

Kademeli Hava Savunma Sistemleri konusunda, Korkut Kundağı Motorlu Hava Savunma Silah Sistemi, Hisar Alçak/Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemleri gibi hava savunma projeleri kapsamında çeşitli kalibre silahlar üretebilen Türkiye, füze ve roket atabilen, kara, deniz ve hava platformlarına entegre edilebilen çeşitli hava savunma silah sistemlerinin tasarım, geliştirme ve üretim çalışmalarını sürdürmektedir.

Çok Namlulu Roketatar (ÇNRA) sisteminde 1995 yılından günümüze kadar deneyimini konuşturan Türkiye, 20-40 Km menzile sahip T-122 Sakarya ve 30-120 Km menzile sahip T-300 Kasırga sistemlerini üretmektedir. Özellikle Suriye’de aktif olarak kullanılan Çok Namlulu Roketatar Sistemleri, sahadan gelen geri dönüşler dikkate alınarak yeniden tasarlanmıştır.

Yerli ve milli savunmada büyük yol kat eden Türkiye, günümüzde ağır torpido, gemi savar füzesi, balistik füze, seyir füzesi, hava-hava füzeleri, tanksavar füze fırlatma sistemleri, hava savunma sistemleri gibi birçok teknoloji ve deneyim gerektiren projeleri hayata geçirmiştir. Yerli ve milli atılımlarla dışa bağımlılığı azaltan Türkiye, geleceğe yön veren teknoloji çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Editör: Haber Merkezi