Büyük bir medeniyetin ihyası ve inşası için çıkılan yollarımıza kötüler bulaşırsa iyiler müsaade etmesin…
Ellerinden geleni yapacaklar, olsun, bin yıldır yapıyorlar, bunlar bizi yolumuzdan etmesin…
Her bir güzel insan sözümüzü en uzağa kadar iletsin…
Sefer halinde olduğumuz tarihe not edilsin…
Gücü yeten iyiliği artırıp kötülüğü yensin…
Hiçbir şey yapamayan bari kötülük etmesin…
Zedelenmek istenirse sağduyumuz sağduyumuza sahip çıkma mücadelesi verilsin…
Araya karışmak isteyen fitne yerin dibine girene kadar fitneyle mücadele edilsin…
Nil’den Fırat’a…
Doğudan batıya…
Afrika’dan Asya’ya…
Hira’dan Viyana’ya adalet sözümüz var bizim…
Ve bilinsin bu kutlu söz hiçbir zaman ertelenmeyecek ve dünyaya her daim adalet için öncülük edilecek…
Eninde sonunda bu zalim dünya değişecek…
Mazlumlar dünyanın sözünü değiştirecek…
Engel olan düşmanlar olursa…
O da yetmezmiş gibi bizden görünen maskeli kötüler de aramıza karışırsa Allah’ın hükmü galip gelecek…
Adalet kokan bir dünya sözümüze set çeken olursa dünyayı onların başlarına geçirecek kadar öfkeliyiz, bu da böyle bilinsin…
Çok öfkeliyiz çok, bunca yetime dayanacak gücümüz kalmadı artık…
Kimileri dünya için yan gelip yatıyormuş, ganimet havuzuna dalıp büyük düşlerimizi geciktiriyorlarmış, hesabını dünya ahiret soran Allah’ımız var…
Siyahtan beyaza…
Amerika’nın arka sokaklarından…
Afrika’nın kıyılarına…
Müslümanlardan, Hıristiyan çocuklara; adalet sözümüz var bizim…
Karşımıza kim durursa adaletimiz bin yıl galip geldi, yine gelecek deyin…
Baş eğmeyin, eğenlerle yürümeyin…
Kim korkuyorsa korkuları ile onları terk edin…
Lakin asla cesaretinizi yitirmeyin…
Bütün dünya adaletimize karşı bir cephede buluşsa da…
Dünyanın kan kokan liderleri asil liderimize ve devletimize kafayı taksa da…
Katil devletler Türk düşmanlığında artık açıktan davransalar da…
Dünyanın vicdan damarını genişletmenin öncülüğünü yapmanın sevabı ve dirilişi düşecek payımıza, sevinin…
Zalime dik durmamız ilham olacak her bir yetime…
Her bir ezilmişe…
Sözümüz zalime işkence…
Mazluma sevinç olsun böylece…
Biz kadim bir medeniyeti kadim bir millet ile başardık bin yıldır…
Bin yıl adaletin, hakikatin, insan merkezli medeniyetin öncülüğünü yaptık…
Kimse kusura bakmasın, daha bir bin yıl bu topraklardan adaleti yayacağız…
Lakin içimizdeki çürüklerden yara alıyoruz, evet…
Ancak mana ve ruh ikliminde temiz olanlar ile dünyayı başka yapacağız…
Çok ama çok kararlıyız…
Bu defa dünyayı yaşanmaz kılanların canlarına okuyacağız…
Bu kadim memleketi dünyanın merkezi, ümmetin başı yapacak bir milleti kimse sözünden döndüremez…
Kimse bu yeminden vazgeçmemizi beklemesin…
Zira biz geçsek Allah başka bir topluluk getirir ve adaletini yine hakim kılar…
Bazen içimizdekiler ayağımıza taş koymak isteyecekler…
Tek tek engelleri aşıp geçeceğiz…
Takılıp kalacak zaman israfına kurban olmayacağız…
Tufanmış ne gam, tufanların üstesinden gelindiğini dünyaya göstereceğiz…
Davamız ki yeryüzü yetimlerine umut olmanın adıdır…
Söz ki sözümüz cihana adaletin hakim oluşunda saklıdır…
Sadıklar ki kimi zaman Ebu Zer olur aramıza karışır…
Kimi zaman ise Hasan El Benna…
Bazen öyle zor bir zamanda Erbakan oluruz mazluma…
Ya da Ahmet Yasin duasında…
Kimi zaman Abdülhamid’i anlamak düşer yalnızca…
Kimi zaman ölümüne yanında yürümek…
Abdülhamid Erdoğan’ı düşürmemek düşer paylarımıza…
Sadakat ile sınanırsın her bir anında…
Başarı bir dua kapısıdır hizmet aşkına düşmüş adamlara…
Hizmet ahiretlik bir sevap kapısıdır temiz olanlara…
Devlet sen sahip çıktıkça devlettir…
Devletin sen kıymetli gördükçe değerlidir…
Sen makamların hakkını verdikçe devletin ve milletin güçlenecektir…
Bir millet kadim bir liderin omuzlarındaki yükü görmüş, yükünü almak için bedel bile ödemiştir…
Anadolu’nun bir köyünde bir secdede ağlayarak ona dua etmiş…
Onu canı, yoldaşı bilmiştir…
On Beş Temmuz gecesi dirilen sonsuza kadar dirilmiştir…
Ümmetin ve İslam coğrafyasının umudu olan vatanımıza karşı birleşen şer cephesi bilsin ki…
Allah’a…
Mazluma…
Hz. insana olan sözümüz var bizim…