Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca imzalı mektupta, “15 Temmuz 2016’da milli iradeyi, ülkenin birliğini, bütünlüğünü ve demokrasiyi hedef alan, silahlı kuvvetler içerisine sızmış bir grup hain tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin Türk siyasi tarihinde unutulmamak üzere yerini aldığı” belirtildi.
Darbe girişimi sırasında TBMM binası, Ankara Emniyet Müdürlüğü binası, Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Binası, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve diğer kamu binalarının hedef alındığı anlatılan mektupta, uçak ve helikopterlerden atılan bombalar ve tanklardan açılan ateşler sonucunda ölümlerin ve yaralanmaların yaşandığı bildirildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ulaşan suç ihbarlarında örgütlenmenin ciddi olduğunun iddia edilmesi üzerine, örgütün varlığına dair yeterli somut deliller bulunması nedeniyle soruşturma başlatıldığı belirtilen mektupta, devlet kurumlarını ele geçirmek, anayasal düzeni yıkarak yerine otoriter, totaliter bir cemaat oligarşisi/zümre hakimiyetine dayanan devlet düzeni” kurmak ve hükümeti devirmeye teşebbüs suçlarından FETÖ/PDY ile ilgili örgütün elebaşı Fetullah Gülen’in aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında 6 Haziran 2016’da hazırlanan iddianamenin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildiği anlatıldı.
“Kilit görevleri ele geçirerek bu girişimde bulunmuştur”
Darbe soruşturması kapsamında tutuklanan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın yaveri Levent Türkkan’ın ve Danıştay Hakimi Ebubekir Başel’in örgüte ilişkin itiraflarına yer verilen mektupta, şu ifadeler kullanıldı:
“Örgütün, başta adliye olmak üzere devlet kurumlarına yerleştirdiği binlerce kişinin adı ve TC kimlik numaralarını içeren bilgilerin değişik şifreleme yöntemiyle örgüt tarafından saklandığı da bilinmektedir.
Söz konusu darbe girişimini planlayan ve uygulayan FETÖ/PDY, 40 yıl içinde yargı, mülkiye, emniyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri kadroları arasına sızarak, kilit görevleri ele geçirerek bu girişimde bulunmuştur. Bu kişiler, ilkokul, ortaokul ve lise yıllarından başlayarak dershane, özel okul ve yurt adı altında ‘ışık evleri’ olarak adlandırılan evlerde bu örgütün kontrolünde yetiştirilmişlerdir. Buralarda yetişen kişilerin söz konusu kamu kurumlarının kilit birimlerinde görev almalarının sağlandığı, gerek kendi ifadeleri gerek istihbarat çalışmalarıyla da doğrulanmıştır.
Nitekim, 15 Temmuz olaylarının hemen sonrasında düzenlenen operasyonlarla darbe girişimine katılan değişik rütbedeki askerler yakalanmış ve alınan ifadelerinde söz konusu darbe emrinin ABD’nin Pensilvanya eyaletinde ikamet eden Fetullah Gülen tarafından verildiğini, eylemlerini FETÖ/PDY hiyerarşisi içindeki emir komuta zinciri ile gerçekleştirdiklerini açıkça belirtmişlerdir.”
“Devlet içinde devlet modeli”
FETÖ/PDY örgütünün, mevcut sistemi yıkmak yerine, sistemin tüm kılcal damarlarına kendi örgüt mensuplarını yerleştirerek, “devlet içinde devlet modeline” uygun bir örgütlenme ile devlete alternatif bir sistem kurmayı hedeflediği anlatılan mektupta, nihai hedefin ülkede laik, demokratik, hukuk devletini yıkarak şeriata dayalı bir rejim getirmek olduğu vurgulandı.
“Sürecin sonuna kadar takipçisiyiz”
Mektupta ayrıca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, demokratik çoğulcu devlet yapısının ve hukukun üstünlüğünün hakim kılınması yolunda gösterilen her türlü mücadelenin yanında olduğu, devletimizin ve ülkenin varlığını yok etmeye kast etmiş hainlerin adalet karşısında en kısa sürede hak ettikleri karşılığı bulması amacıyla yürütülen ve yürütülecek adli ve idari süreci sonuna kadar takip edeceği bildirildi.