Samsun’da inşaatlarda elektrik işi yapan 33 yaşındaki Murat Altunışık, FETÖ’nün darbe girişimine kız kardeşini ziyaret etmek için gittiği Ankara’da tanık oldu. Genelkurmay Başkanlığında darbeci askerlere direnen Altunışık, karargah yakınlarında helikopterden vatandaşların üzerine açılan ateş sonrası kalbinin bir kaç santimetre altına isabet eden şarapnel parçasıyla yaralandı.

Motosikletli yunus ekibi tarafından kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesinde ameliyat olan 2 çocuk babası Altunışık’ın kalbinin yakınına giren şarapnel parçalarının akciğer, mide ve kalın bağırsağını deldiği, bir kısmının ise akciğerinde kaldığı öğrenildi.

Tedavisinin ardından evine dönen ve yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Altunışık, darbe girişimini öğrenir öğrenmez meydana koştuğunu belirterek, “Olayı haber aldıktan sonra ne yapacağımızı bilemedik, ancak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşları havalimanları ve meydanlara çağırması sonrası evden çıktım.” dedi.

Altunışık, geri dönememesi ihtimali üzerine eşine üzerindeki parayı teslim ettiğini ve ilk olarak Kızılay Meydanı’na gittiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanımızın o paylaşımı yaptıktan sonra insanlar akın akın meydana inmeye başladı. Sıhhiye Köprüsü üzerinde trafik kilitlendi. Orada aracımızı yol üzerinde olduğu gibi bıraktık. Kızılay’ın girişinde tanklar araçları ezmiş, direkleri devirmiş. Helikopterler polis noktalarına ateş açıyordu. Bir anda muazzam bir kalabalık oluştu. Kalabalıkla tekbirler getirerek resmi kurumları dolaştık. Sonra Genelkurmay’da çatışma olduğu haberini alır almaz herkes oraya koşmaya başladı. Ben tek başımaydım ama o kalabalıkla bir anda bir bütün olduk. Genelkurmay önüne gittik. Binanın yanında bir delik açıldığını gördük. Oradan yoğun çatışma sesleri geliyordu. İnsanlar bir set oluşturmuştu. Orada tekbirler okurken yanımıza bir bomba attılar. Ben Meclis binasının oraya yakın olduğunu daha sonra öğrendim. Çok büyük bir patlama oldu. Helikopter insanları vurmaya başladı. İzli mermilerin insanların üzerine düştüğünü görüyorduk.”

Altunışık, yanındaki insanların ölmeye başladığını görünce helallik almak için babası Mustafa Altunışık’ı arayarak, “‘Baba herhalde biz bu gece buradan sağ çıkamayacağız. Geri dönmek de işimize gelmiyor. Hakkınızı helal edin, çocuklar size emanet’ dedim. O da, ‘Oğlum insan hayatta bir kere ölür. O da bu gece lazım bize. Ya biz burada ya siz orada, sakın geri dönmeyin. Genelkurmay’ı alın’ dedi” ifadelerini kullandı.

“Yarama Türk Bayrağıyla tampon yaptık”

Genelkurmay Başkanlığını darbecilerden geri almak için kapıya yüklendiklerini ifade eden Altunışık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Nizamiyeden üzerimize ateş açtılar, yine de o kapıyı kırdık bir anda bahçeye doluştuk. Bir dakika içinde bahçe insanla doldu. Arkadaşlar kapıdan içeriye girmeye çalıştı. O ara camlar açıldı bazı camlar da kırıldı, üzerimize yoğun bir ateş açtılar. Çok sayıda insan yaralandı. Ateş kesilince yaralılarımızı dışarı çıkardık. Daha sonra ikinci kez bir hücum daha yaptık. Yine ağır bir ateş açtılar. Yaralananlar, ölenler oluyordu. Yaralılarımızı dışarı taşıdık. O esnada helikopter tam da giriş kapısından yola doğru üzerimize ateş açarak gelmeye başladı. ‘Allahuekber’ diyerek yere yattık. Ateş kesildi.”

Altunşık, yaralandığını hissettiğini ve sol tarafında uyuşukluk olduğunu dile getirerek, “Elimi attığımda kan fışkırdığını gördüm. Sonra elimdeki Türk bayrağıyla yaraya tampon yaptık. Etrafıma baktığımda uzuvları kopan insanlar, ölenler, çok ağır yaralananlar gördüm. O sırada bir Yunus ekibi durdu yanımda. Yaralı olduğumu gördü, beni motorunun arkasına aldı ve hastaneye götürdü.” dedi.

Editör: Haber Merkezi