Türkiye’nin yıllardır çözülemeyen yapısal sorununu çözmeye başladığının önemli işareti olan Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında üst üste cari fazla verdiği haberlerinin geldiği bir dönemde Demirel'in 30 sene önce ülkenin durumunu anlattığı sözleri yeni nesiller için ders niteliğinde.
Demirel'in kendine has üslûbuyla o dönem anlattığı ibretlik manzara şu şekilde;
Bana her sene bir milyon insana iş verecek çareleri söyleyin. Bir milyon çocuğa nasıl iş bulacağım. Yani bu sabah doğan 3 bin çocuğa ben nasıl ekmek bulacağım, nasıl okul bulacağım, nasıl sağlık tesisi bulacağım.
Benim hala büyük bir ödemeler dengesi açığım var. Ödemeler dengesi açığı çözülmüş falan değildir Türkiye’de. Ben bunu bugün nasıl kapatıyorum? Dünya sermaye piyasalarıyla bütünleşmek suretiyle kapatıyorum. Yani borç almak suretiyle kapatıyorum.
"BUNUN FAİZİNDEN BANA PARA KALMIYOR"
Ve böylece de 10 sene evvel 13 milyar dolar civarında olan borcum çıkmış 50 milyar dolara ve bunun faizi beni götürüyor. Bunun faizinden bana para kalmıyor. İstikrarım yok.”
Devletin en büyük sıkıntısı. Delik büyük yama küçük.
Öyle bir şey var ki ok yaydan çıkmış. Ben onu yakalayamam. Ancak yaydan çıkmamış oku tutabilirim.”
Bu sözlerin de doğruladığı gibi, ödemeler dengesi sorunu Türkiye ekonomisinin en temel yapısal sorunları arasında en başta yer aldı hep.
Şimdi bu sorun kalıcı bir şekilde çözülürse, dolar düştü diye yüzü düşenler ne diyecek, ne yapacak diye gerçekten merak etmez mi insan