Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil, sosyal medya platformu X üzerinden paylaştığı bildiride, Borrell'in açıklamalarını reddettiklerini belirtti.
Bildiride, Borrell'in Venezuela'ya yönelik ifadeleri "kesin bir dille" eleştirilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Juan Guaido'da (eski muhalif lider) yaşadıkları tuhaf ve başarısız deneyimin ardından yine aynı noktaya dönüyorlar. Görev süresinin sonunda, ABD'den aldığı talimatlarla Venezuela'da faşist bir darbeyi desteklemeye çalışıyor. Bu ifadeler, müdahaleci ve kolonyal bir tutumun göstergesidir."
AB'ye, Venezuela'nın bağımsızlığına ve egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulunulan bildiride, bu şekilde devam edilmesi halinde bugüne kadar gelişen diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkilerin "ciddi" zarar göreceği uyarısında bulunuldu.
Bildiride ayrıca, Venezuela'daki muhalefetin kamuoyuna sunduğu tutanakların yüzde 83'ünün "sahte" ve "düzmece" belgeler olduğu vurgulandı.
Venezuela'nın, anayasa ve uluslararası hukuk ilkelerine bağlı olduğu hatırlatılan bildiride, AB'den Venezuela'nın içişlerine müdahale edilmemesi ve Venezuelalıları ilgilendiren konularda herhangi bir görüş belirtmekten kaçınılması çağrısında bulunuldu.
Borrell, 23 Ağustos'ta İspanya'da katıldığı üniversitedeki konferansın ardından gazetecilere yaptığı değerlendirmede, "Venezuela'daki seçim sonuçlarının doğrulanabilirliği henüz gerçekleşmedi. Bunun olması için umudumuz her geçen gün azalıyor. Seçim kayıtları şeffaf bir şekilde doğrulanmadıkça tanınma olmayacak." ifadesini kullanmıştı.
Venezuela Yüksek Adalet Mahkemesi, ülkede 28 Temmuz'da düzenlenen devlet başkanı seçimini Maduro'nun kazandığını teyit etmişti.
Maduro üçüncü kez kazanmıştı
Venezuela Seçim Konseyinin 29 Temmuz'da duyurduğu sonuçlara göre, Devlet Başkanı Maduro, yüzde 51,20 oyla devlet başkanı seçimini üçüncü kez kazanmıştı.
Muhalefet koalisyonu adayı Edmundo Gonzalez ve muhalif lider Maria Corina Machado ise seçim sonuçlarını reddetmişti.
