Van Gölü'nde su seviyesinin düşmesiyle, gölün dibinde yer alan tarihi yapı kalıntıları giderek daha belirgin hale geliyor. Dronla çekilen görüntüler, bölgede düzenli bir kent planının izlerini gözler önüne seriyor ve kalıntıların Urartular dönemine ait olduğu tahmin ediliyor.
Göl Seviyesinin Düşmesi ve Tarihi Kalıntılar
Son dönemlerde azalan yağışlar ve artan buharlaşma, Van Gölü'nün su seviyesinin ciddi oranda düşmesine neden oldu. Bu durum, gölün altında daha önce suyla kaplı olan tarihi ve doğal kalıntıların görünür hale gelmesine yol açtı. Özellikle tarihi yerleşim alanları ve eski yapılar, bölgenin tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli buluntular olarak ortaya çıkıyor.
Uzmanların İncelemeleri Gerekli
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, su altındaki bu yapıların tarihlendirilmesi için uzmanların bölgeye gelmesi gerektiğini ifade etti. Elmastaş, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle bazı alanlarda ciddi kuraklıklar yaşanmakta. Van Gölü Havzasında da bu kuraklığın izleri görülmekte. Havzada son 3-4 yılda yağışların azalmasıyla su seviyesinde ciddi bir düşüş yaşandı. Göl seviyesinin düşmesiyle birlikte bazı mikrobiyalitler ve eski yerleşim kalıntıları gün yüzüne çıkmaya başladı. Bu alanlarla ilgili ciddi araştırmalar yapılması gerekiyor. Özellikle tarihçiler ve yerleşim alanlarıyla ilgili çalışan uzmanlar bu bölgelerde çalışmalar yapmalı. Göl seviyesinin bir dönem yükselmiş olduğunu ifade eden bu kalıntıların, ilgili uzmanlar tarafından tarihlendirilmesi büyük önem taşıyor."
Geçmişin İzleri Gün Yüzüne Çıkıyor
Tatvan'dan Ahlat'a ve Adilcevaz'a kadar uzanan kıyılarda, tarihi kalıntılar çıplak gözle görülebiliyor. Bu buluntular, bölgenin tarihine ışık tutarken, aynı zamanda bilim insanları ve araştırmacılar için büyük bir fırsat sunuyor. Van Gölü'nün tarihi dokusunu gün yüzüne çıkaran bu durum, bölge için önemli bir kültürel mirasın yeniden keşfedilmesine olanak tanıyor.