İsrail hükümeti, Gazze'de ateşkes ve esir takası anlaşmasını saatler süren kabine toplantısının ardından 8'e karşı 24 oy çokluğu ile onaylarken, mutabakat bu sabah itibariyle uygulamaya konuldu.
İsrail kabinesindeki aşırı sağcılar ateşkese ayak direrken, Benjamin Netanyahu’nun toplantı sırasında sarfettiği, ‘’Ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelerin başarısız olması durumunda Gazze'ye saldırıların devam edeceği yönünde ABD'den kesin teminat aldık’’ sözleri zaten sabıkası kabarık olan İsrail’e güvenilmeyeği yönündeki şüpheleri artırdı.
YENİ CEPHE TÜRKİYE
Terör devletinin bugüne kadar birçok anlaşmayı ve uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiğini vurgulayan dış politika uzmanı Mustafa Özcan, İsrail’in cephe kaydırmak için bu anlaşmaya ‘evet’ dediğini ifade etti.
İsrail’in Gazze’yi yakıp yıkarak büyük tahribata yol açtığını, binlerce insanı hunharca katlettiğini belirten Özcan, ‘’Siyonistin en son isteyeceği şey Türk-Arap ittifakıdır. Şimdi zaman kazanarak Suriye’de etkin bir rol oynayarak, muhalif güçleri bir araya getiren ve yanı başında kendisi için büyük bir tehdit oluşturan Türkiye’ye karşı hamle hazırlığındalar. Lübnan ve Suriye’deki işgal politikası bu paniğin eseridir. Bölgeyi istikrarsızlığa ve kaos ortamına taşıyarak kendilerine büyük destek olan YPG-PKK’yı güçlendirmeyi amaçlıyorlar’’ dedi.
KONTROL ALTINDA TUTULMALI
Filistin’in gösterdiği tarihi dirence rağmen İsrail’in silah gücüyle soykırımlarına devam ettiğini ifade eden Özcan şöyle devam etti: ‘’Kural tanımaz İsrail kontrol altında tutulmalı. Silah satışları durdurulmalı ve uluslararası toplum Tel Aviv yönetimine sürekli baskı yapmalıdır. Biden ve Trump yönetiminin ateşkes sürecinde saldırı için teminat vermesi yeni katliamlara kapı aralamaktadır. Gazze ile Batı Yaka’yı birbirinden koparmak isteyen Siyonistler, Filistin halkını birbirinden uzak tutmak ve HAMAS’ı yok etmek istiyorlar.’’
İSRAİL GÜÇ TOPLAMA PEŞİNDE
İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Demirel ise, İsrail’in büyük planları olduğunu ve bunlardan vazgeçmeyeceğini dile getirdi. Terör devletinin zaman zaman geri adım atar gibi yaptığına işaret eden Demirel, ‘’İsrail bir adım geri, iki adım ileri şeklinde hedefine ilerliyor. Yaşanan katliamlara karşı yükselen duyarlı çıkışlar hem Batı’yı hem de İsrail’i köşeye sıkıştırdı. Batı’nın insan hakları ve adalet ile ilgili bütün algıları yerle bir oldu. Şimdi imaj düzeltme, makyaj tazeleme peşindeler. Gücünü ve imajını biraz toparlayan İsrail, sudan sebepler üretip, yeni talepler ortaya atarak katliamlarına zemin hazırlayacaktır’’ diye konuştu.
HUKUK, ÇIKARLARINA YARIYORSA VARDIR!
Hristiyan Yahudilerin, Yahudi dindarlardan çok daha tehlikeli olduğunu vurgulayan Demirel, ‘’ABD ve İsrail’in çıkarları çatışmadığı takdirde yeni saldırılar olacaktır. İsrail hem ekonomik hem siyasi hem de askeri anlamda sınırlandırılmalıdır. Her açıdan kontrol altına alınmalıdır. Zira uluslararası hukuk ABD ve İsrail’in işine yarıyorsa itibar görür. Onları sınırlıyorsa tanımazlar. Bu iki devlet ‘Güçlü olan haklıdır’ sözlerini hayata geçiriyorlar. Tıynetleri bu.’’ görüşünü dile getirdi.