Dr. Boztaş, “0-5 yaş arası bebekler ve çocuklar, yaşlılar, gebeler ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler hastalığa karşı hassas olduğu için daha dikkatli olmalı” dedi.

Hayvanlardan bulaşan bir hastalık

Menopoz hakkında bilinmeyenler: Kadın sağlığında yeni perspektifler Menopoz hakkında bilinmeyenler: Kadın sağlığında yeni perspektifler

İstanbul Gelişim Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Zeki Boztaş, M-çiçeği virüsünün aslında bir hayvan hastalığı olduğunu belirtti. Boztaş, “Virüs, Afrika’nın kırsal ve ormanlık bölgelerinde yaşayan vahşi kemirgenler ve maymunlarda bulunuyor. Yoksulluk, göç, iç savaşlar ve küresel ısınma gibi etkenlerle bu bölgelerde yaşayan insanlara bulaşmıştır. M-çiçeği virüsü, 1958 yılında Danimarkalı bilim insanları tarafından maymunlarda tespit edildi. İlk insana bulaş ise 1970 yılında, Kongolu 9 aylık bir çocukta gözlemlendi. Virüsün insandan insana bulaşması ise 2017 yılında kaydedildi” dedi.

Bağışıklığı zayıf olanlar için ölüm riski daha yüksek

Dr. Boztaş, hastalığın en sık görülen belirtilerini ateş, lenf bezlerinin şişmesi ve cilt döküntüleri olarak sıraladı. Kuluçka süresinin 5-21 gün arasında değiştiğini ve iyileşmenin 2-4 hafta sürebileceğini söyledi. Boztaş, “Hastalığı atlatanlarda ciltte iz kalmaz. Ancak Tip 1 MÇV daha ağır seyrederken, Tip 2 MÇV daha hafif geçer. Ölüm oranı salgınlara göre yüzde 0 ile yüzde 10 arasında değişebilir” dedi. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ölüm riskinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Boztaş, mikrop taşıyan bir kemirgen tarafından ısırılmanın ya da tırmalanmanın da tehlikeyi artırdığını belirtti.

Çiçek aşısı MÇV’ye karşı koruma sağlıyor

Çiçek aşısının M-çiçeği virüsüne karşı yüzde 85 oranında koruma sağladığını ifade eden Dr. Boztaş, suçiçeği aşısının bu virüse karşı etkili olmadığını belirtti. “1980 yılına kadar yapılan çiçek aşısı, MÇV’ye karşı bağışıklık oluşturur. Ancak suçiçeği aşısı aynı etkiyi göstermez, çünkü farklı bir virüs grubuna aittir” dedi.

 Korunma yolları

M-çiçeği virüsünden korunmak için alınabilecek önlemleri sıralayan Dr. Boztaş, risk grubundakilerin daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı:

1. Ateşli ve döküntülü hastalarla temastan kaçının, temas gerekiyorsa eldiven ve maske kullanın.

2. Hastaların kıyafetleri, çarşafları ve havluları başkaları tarafından kullanılmamalıdır.

3. Hastaların temas ettiği bardak, çatal, kaşık ve tabaklar paylaşılmamalıdır.

4. Virüsün cinsel yolla bulaşabileceği unutulmamalıdır. Enfekte kişilerle cinsel temastan kaçınılmalıdır.

5. Eller sık sık sabun ve su ile yıkanmalı veya alkol bazlı dezenfektan kullanılmalıdır.

6. Vahşi hayvanlarla temastan kaçınılmalı ve etler iyice pişirilmelidir.

7. Virüs taşıyan bireyler kendilerini izole etmeli ve dışarı çıkmaları gerekiyorsa cilt yaralarını kapatan giysiler giymelidir.

8. İzolasyon süresi, tüm lezyonlar tamamen iyileşene kadar sürmelidir (yaklaşık 4 hafta).

Dr. Boztaş, halkın hastalığa karşı bilinçlenmesi gerektiğini ve özellikle risk grubundakilerin korunma önlemlerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.

Editör: Tuğçe Huy