DEMET İLCE / MUHABİR

Türkiye ne yazık ki en çok şiddet olaylarının yaşandığı ülkeler arasında yer alıyor. Henüz yeni girdiğimiz 2024 yılı da ne yazık ki şiddet olaylarıyla başladı. Umut Vakfı’nın yayınladığı haritada; 2023 yılında en çok şiddet olaylarının yaşandığı ilk 11 il arasında sırasıyla; İstanbul, Samsun, Adana, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Urfa, Ankara, Diyarbakır ve Çorum yer aldı. Toplumsal Gelişim ve İletişim Uzmanı Gurbet Altay, en çok olayın Marmara Bölgesi’nde görülmesini, “Türkiye'deki en yoğun nüfuslu, ekonomik olarak gelişmiş ve kültürel olarak çeşitlilik gösteren bir bölge olması” olarak yorumladı.

1.Bu şiddet haritasını nasıl yorumluyorsunuz?

Buradaki şiddet haritası, Türkiye'deki şiddetin coğrafi dağılımını göstermekte olup  ve toplumun karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarını vurgulamaktadır. Haritadaki veriler, şiddet olaylarının belirli bölgelerde daha yoğun olduğunu ve bu bölgelerde sosyal, ekonomik veya politik sorunların etkilerinin olduğunu düşündürebilir.Okuryazalık ve eğitim en önemli unsurlardan bir tanesidir.

Marmara Bölgesi'nin şiddet olaylarının büyük olması, nüfus yoğunluğu ve ekonomik faaliyetlerin yoğun olduğu bir bölge olması nedeniyle anlaşılabilir olabilir. Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde de şiddet olaylarının görece daha fazla olması, bu bölgelerin tarihî, kültürel, ekonomik ve siyasi dinamikleriyle ilişkilendirilebilir.

İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin de şiddet olaylarında belirgin bir paya sahip olması, bu bölgelerdeki sosyo-ekonomik koşulların etkisini gösterebilir. Öte yandan, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan şiddet olaylarının nispeten az olması, bu bölgenin demografik yapısı, yerel yönetim politikaları veya diğer faktörlerle ilişkili olmaktadır.

Şiddet olaylarının az olduğu Erzincan gibi kentler, yerel yönetimlerin etkili güvenlik politikalarını uyguladığı veya toplumsal uyumun daha yüksek olduğu bölgeler olarak öne çıkmaktadır.

Kısacası, şiddet haritası, ülkenin farklı bölgelerindeki güvenlik durumunu değerlendirmek için önemli bir araç olabilir. Bu haritanın analizi, bölgesel düzeyde güvenlik politikalarının geliştirilmesine ve şiddetin azaltılmasına yönelik stratejilerin belirlenmesine yardımcı olabilir.

2. Özellikle şiddet olaylarının en fazla Marmara bölgesinde görülmesinin nedenleri neler olabilir?

Marmara Bölgesi'nin Türkiye'deki en yoğun nüfuslu, ekonomik olarak gelişmiş ve kültürel olarak çeşitlilik gösteren bir bölge olması, şiddet olaylarının bu bölgede daha fazla görülmesinin birkaç olası nedenini açıklanabilir.

Marmara Bölgesi, İstanbul gibi büyük şehirlerin yanı sıra birçok nüfus yoğunluğu olan şehre ev sahipliği yapar. Yoğun nüfus ve kentleşme, sosyal gerilimleri ve çatışmaları artırabilir.

Bölgede, zenginlik ve yoksulluk arasında büyük farklılıklar görülebilir. Bu durum, gelir eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik gibi faktörlerin şiddet olaylarına katkıda bulunabileceği anlamına gelir.

Marmara Bölgesi, Türkiye'nin en yoğun trafik sorunlarına sahip bölgelerinden biridir. Trafik kazaları ve yol kavgaları gibi şiddet olaylarının bir kısmı, trafik sıkışıklığı ve stresle ilişkilendirilebilir.

Bölgede, siyasi ve sosyal gerilimler zaman zaman yükselebilir. Özellikle büyük şehirlerde, farklı siyasi gruplar arasındaki çatışmalar veya toplumsal hareketler, şiddet potansiyelini artırabilir.

Marmara Bölgesi, Türkiye'deki organize suç gruplarının faaliyet gösterdiği bir bölgedir. Uyuşturucu ticareti, kara para aklama ve diğer organize suçlar, şiddet olaylarının bir kısmının temelini oluşturabilir.

Bölgenin sınırlarında bulunan yerler, göçmen akışları nedeniyle sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Göçmenlerin entegrasyonu, bazı bölgelerde gerilimi artırabilir.

Bu faktörlerin her biri, Marmara Bölgesi'nde şiddet olaylarının artmasına veya yoğunlaşmasına katkıda bulunabilir. Ancak, bölgedeki şiddetin temel nedenlerini daha iyi anlamak için ayrıntılı bir analiz ve araştırma gereklidir.

3.Bu rakamlar ile birlikte Türkiye’de şiddet olaylarının giderek artmakta olduğundan bahsedebilir miyiz?

Umut Vakfı'nın 2023 Türkiye şiddet haritasındaki verilere dayanarak Türkiye'deki şiddet olaylarının artış eğiliminde olduğunu söylemek mümkündür. Bununla birlikte, şiddetin toplumda ciddi bir sorun olduğunu ve sadece sayılarının değil, aynı zamanda şiddetin etkilediği insanların hayatlarını da düşündürecek kadar önemli olduğunu belirtmek gerekir. Şiddet olayları sadece ölümlerle sonuçlanmaz, aynı zamanda yaralanmalar, travmalar ve toplumsal güvenlikte bir hissizlik duygusu gibi etkilere de neden olabilir.

Dolayısıyla, şiddet olaylarının sayısındaki artışın yanı sıra, şiddetin kökenlerini anlamak, toplumda barış ve güvenliği sağlamak için önleyici önlemler geliştirmek ve mağdurlara destek sağlamak da önemlidir. Ayrıca, verileri uzun vadeli eğilimleri anlamak için daha geniş bir zaman dilimine yaymak ve farklı kaynaklardan gelen verilerle karşılaştırmak da önemlidir.

4.Erzincan’da en az şiddet olayının görülmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Erzincan'da en az şiddet olayının görülmesi, birkaç olası faktöre dayalı olarak yorumlanabilir.

Erzincan gibi bazı bölgelerde, toplumsal uyum ve dayanışma daha belirgindir. Toplumun birlikte yaşama kültürü, çatışma yerine diyalog ve uzlaşma yoluyla sorunları çözmeyi teşvik edebilir.

Erzincan gibi daha küçük kentlerde, insanlar arasındaki sosyal bağlar genellikle daha güçlüdür. Bu, toplum üyelerinin birbirlerine destek olabilecekleri ve sorunları birlikte çözebilecekleri anlamına gelir.

Erzincan gibi kentlerde, yerel yönetimlerin ve polis teşkilatlarının etkili bir şekilde çalışması, suç ve şiddet olaylarını önlemede önemli bir rol oynayabilir.

Erzincan gibi bölgelerde ekonomik ve sosyal istikrarın daha yüksek olması, insanların daha az stres altında olmalarını ve şiddet eğilimlerinin azalmasını sağlayabilir.

Ancak, Erzincan'da şiddet olaylarının az olması, bu tür olayların hiç yaşanmadığı veya olabilecek potansiyel risklerin olmadığı anlamına gelmez. Her toplumda şiddetin kökenleri ve tetikleyicileri farklı olabilir, bu nedenle bu tür durumları anlamak için daha derinlemesine bir analiz yapılmalıdır.

Kısacası eğitim düzeyinin yüksek olması ve toplumun şiddetin zararlarını anlaması, şiddet olaylarının azalmasına katkıda bulunabilir.

Dışişleri Bakanı Fidan, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile görüştü Dışişleri Bakanı Fidan, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile görüştü

5.Türkiye’nin şiddette kaçıncı sırada olduğu hakkında bilginiz var mı?

Türkiye eşitlik açısından 146 ülke arasında 129'uncu sırada. Kadına yönelik cinayet ve şiddet açısından ise raporlarda Türkiye yine 'kırmızı' sıralarda yer alıyor. Bunun birçok sebebi olabilir lakin en başta sebeplerden bir tanesi aile içi eğitim gelmektedir. Çocukken ailesi sırasındaki verilen eğitim ve de okul dönemindeki eğitimleri çok ama çok önemli.

6.Yaşanan silahlı olayları; aile içi şiddet, akran cinayetleri, uyuşturucu bağımlılığı, çeteleşme, mülteci göçmen sorunu üzerinden değerlendirebilir misiniz?

Elbette, silahlı olayların farklı nedenleri ve etkileri olabilir. İşte bu faktörler üzerinden yapılan bir değerlendirme yapmak istersek;

Aile içi şiddet, birçok silahlı olayın temel nedenlerinden biri olabilir. Aile içinde yaşanan şiddet, hem fiziksel hem de psikolojik zararlara yol açabilir ve bu da şiddetin dışarıya taşmasına neden olabilir. Özellikle silahların kolay erişilebilir olduğu durumlarda, aile içi çatışmaların silahlı şiddetle sonuçlanma olasılığı artabilir.

Gençler arasındaki şiddet olayları da yaygın bir sorundur. Sosyal baskılar, çatışmalar, gangsterlik ve silah taşıma gibi faktörler, gençler arasındaki çatışmaları körükleyebilir ve akran cinayetlerine yol açabilir.

Uyuşturucu bağımlılığı, suçla ilişkilendirilen birçok olayın temel nedenlerinden biridir. Uyuşturucu ticareti ve bağımlılığı, çeteler arasında rekabeti artırabilir ve bu da silahlı çatışmalara yol açabilir.

Çeteler arasındaki çatışmalar, silahlı şiddetin sıkça yaşandığı bir alanı oluşturabilir. Territorial anlaşmazlıklar, uyuşturucu ticareti için rekabet ve güç mücadeleleri, çeteleşmeyle ilişkilendirilen silahlı olaylara neden olabilir.

Mülteciler ve göçmenlerin yoğun olduğu bölgelerde, ekonomik, sosyal ve siyasi gerilimler yaşanabilir. Uyum sorunları, kaynak sıkıntısı ve toplumsal dışlanma gibi faktörler, silahlı çatışmaların ortaya çıkma olasılığını artırabilir.

Bu faktörler, silahlı şiddetin karmaşık ve çok yönlü doğasını göstermektedir. Bu nedenle, silahlı şiddeti önlemek için kapsamlı bir strateji gereklidir, bu da toplumsal, ekonomik, eğitim, sağlık ve güvenlik politikalarının birleştirilmesini içerir. Ayrıca, silahların kontrolü ve erişiminin sıkılaştırılması da önemlidir.

Dünyada silahlanma oranı ve yine aynı oranda ülkemizde de silahlanma olayının artması bu sorunun artmansın da büyük bir sebebidir.

Muhabir: Demet İlce