Merve Dere/Muhabir

Türk kültürü, tarih boyunca zengin bir mitolojiye ve folklor geleneğine sahiptir. Geceleyin alev alan gözleri, dağlarda dolaşan gizemli varlıklar ve hikayeleriyle dikkat çeken birçok ilginç yaratık, Türk kültürünün renkli dünyasını süsleyen karakterlerdir. Geçmişten günümüze kadar kulaktan kulağa gelen işte o ilginç yaratıklardan bazıları!  

DEMİRKIYNAK

Demirkıynak ya da Demirtırnak olarak bilinen yaratığın Bigadiç Dağları'nda yaşadığı rivayet edilir. İnanışa göre her kılığa girer, korkunç sesler çıkarır ve insanların delirmesine sebep olur. Kötü ve korkutucu bir yaratık olan Demirkıynak, sudan çok korkar. Demir tırnaklı, demir burunlu ve pis kokulu olarak betimlenen bu yaratıktan kurtulmanın yolu ise bir akarsu ya da göle girmek şeklinde bilinir. 

 

ŞAHMERAN

 Şahmeran, Mezopotamya mitolojisi ve Türk halk kültüründe önemli bir figürdür. Yarı insan, yarı yılan olarak tasvir edilen Şahmeran, hem bilgelik hem de gizem simgesidir. Hikayelerine göre, onunla ilgili pek çok masal ve efsane günümüze kadar ulaşmıştır. Şahmeran, Mezopotamya mitolojisine dayanan bir hikayede ortaya çıkar. Bu mitolojik figür, Sümerlerden başlayarak çeşitli uygarlıkların kültürlerine katılmış ve zaman içinde farklı varyasyonlara uğramıştır. Türk mitolojisinde ise Şahmeran, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesine ait hikayelerle öne çıkar. Şahmeran, genellikle yarı kadın yarı yılan şeklinde tasvir edilir. Hikayeye göre, başı ve gövdesi insan, alt kısmı ise yılan şeklindedir. Bu tasvir, hem doğanın hem de kadınlığın güzellik ve güç ile birleşimini simgeler. 

DELİPOYRAZ

 Karadeniz bölgesinde anlatılan efsanelere göre, Delipoyraz, denizdeki fırtınalardan sorumlu olan bir varlıktır. Onun gazabını üzerinize çekmemek için denizciler, dualarla ve ritüellerle Delipoyraz'ı sakinleştirmeye çalışırlar. Delipoyraz, adıyla özdeşleşmiş bir figürdür. "Deli" kelimesi çılgın, güçlü ya da öfkeli anlamlarına gelirken, "poyraz" ise kuzey rüzgarını temsil eder. Bu nedenle, Delipoyraz ismi, güçlü ve çılgın kuzey rüzgarını ifade eder.

Delipoyraz, genellikle rüzgarların efendisi veya hükümdarı olarak tasvir edilir. Halk inançlarına göre, özellikle Karadeniz bölgesinde, Delipoyraz'ın esen rüzgarın gücünü ve etkisini kontrol ettiğine inanılır. Denizcilikle uğraşanlar, Delipoyraz'ın gazabını yatıştırmak ve denizlerde güvenli seyahat etmek için dua ederler. 

  

GULYABANİ

Türk kültüründeki "gülyabani" veya "gulyabani" olarak da bilinen varlık, korkutucu bir efsanevi figürdür ve genellikle geceleyin ortaya çıkan bir hayalet ya da cin olarak tasvir edilir. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde farklı hikayelerle anlatılan gülyabani, köy efsanelerinde, halk masallarında ve sözlü geleneklerde kendine yer bulmuş bir karakterdir.Genellikle uzun boylu, solgun bir cilde sahip, büyük çıkık gözlü ve garip sesler çıkaran bir varlık olarak betimlenir. Hayaletvari bir figür olarak, görünmez olabilir veya yarı şeffaf bir şekilde görülebilir. Gülyabani'nin ortaya çıkmasına dair birçok inanç bulunmaktadır. Kimi insanlar, ölen bir kişinin ruhunun geride kalanlarla iletişim kurmaya çalıştığına inanır. Diğerleri, gülyabaniyi köyü koruyan doğaüstü bir varlık olarak kabul eder ve onun görünmesinin köylülere bir uyarı niteliği taşıdığına inanırlar. Gülyabani, Türk halk inançlarında bir tür cin olarak da düşünülür. Cinlerin insanlara zarar verebileceği ve genellikle kötü niyetli olduklarına inanılır. Gülyabani, bazen insanlara rüya göndererek veya kötü niyetli bir şekilde onları korkutarak kendini gösterebilir. Aynı zamanda Türk mitolojisinin bir parçası olarak kabul edilir ve bu varlıklar genellikle doğaüstü, gizemli veya ölümden sonraki yaşama dair unsurları temsil eder. 

KARABASAN

Günümüzde dahi hala var olduğuna inandığımız varlıklardan birisi de Karabasan. Türk ve Anadolu inancında köklü bir yere sahip olan Karabasan; geceleri gelen, ruhları alan ve insanları korkutan bir figür veya bir tür hayalet olarak karşımıza çıkar. Geceleri insanların rüyalarına gelen Karabasan, insanları uykusunda savunmasız şekilde yakalar ve insanların üzerine çökerek nefes almasına engel olur. Vücudun hareket etmesine de izin vermez. Gün ışığından korktuğuna inanılan Karabasan'ın yanında her zaman bir börk taşıdığına inanılır. İnanışa göre bir kişi, Karabasan'dan bu börkü kapmayı başarırsa börk büyüklüğünde altına sahip olacağı düşünülür. 

Sultan 2. Abdülhamid'e ait olduğu düşünülen robdöşambr restore edildi Sultan 2. Abdülhamid'e ait olduğu düşünülen robdöşambr restore edildi

Editör: Merve Dere