AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sürecinde, partisinin 15 Temmuz Demokrasi Meydanı‘ndaki mitinginde yaptığı konuşmaya, Bingöl’ün ilçelerini tek tek sayarak ve vatandaşları selamlayarak başladı.
Bingöl’e karşı mahcup olmadıklarını, emaneti asla yere düşürmediklerini vurgulayan Yıldırım, emaneti almak için 15 Temmuz’da alçak FETÖ teröristlerinin bütün gücüyle üzerlerine geldiğini ifade etti.
Ellerine milletin silahını, uçağını, helikopterini alanların, milletin üzerine bombalar, mermiler yağdırdıklarını anımsatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
“Millet bunu unutmaz, hele hele Bingöl hiç unutmaz. Artık Türkiye’de darbeler dönemi bitmiştir. Bingöl millet iktidarına, Başbakanı’na, Cumhurbaşkanı’na, Meclisine bu meydanda sahip çıktı. Demokrasi nöbetleriyle sahip çıktılar. O geceyi karanlıktan aydınlığa dönüştürdünüz. Bu ülke kolay kurulmadı. İstiklal Savaşı’nda Türk’ü, Kürt’ü, Bingöl’ün Zazaları, aslanları, Çerkez, Arap, Roman bir olduk, omuz omuza verdik, savaşı kazandık, cumhuriyeti birlikte kurduk. Öyle asker kılığına girmiş üç beş haine bu ülkeyi bırakacak göz var mı bizde?
Burası bizim vatanımız, toprağımız. Biz bin yıldır bu topraklardayız. Allah’ın izniyle daha nice yıllar bu topraklarda birlikte yaşayacağız. Bu topraklar üzerinde hiçbir kimsenin, hiçbir etnik grubun diğerine üstünlüğü olamaz. FETO’nun itleri de kendisi de hesap verecek. Bu ülkenin, bu ay yıldızlı bayrağın altında yaşayan bütün vatandaşlarımız başımızın tacıdır. Zazalar başımızın tacıdır, Kürtler başımızın tacıdır, Türkler başımızın tacıdır, Araplar, Romanlar, Türkmenler, ne kadar etnik grubumuz varsa başımızın tacıdır.”
AK Parti olarak 14 yıldır, Kurucu Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bunun mücadelesini verdiklerine dikkati çeken Yıldırım, “Ret politikalarını, inkar politikalarını elimizin tersiyle ittik, kardeşliğimizi güçlendirmek için tarihi adımlar attık. Demokrasimizi geliştirdik, yasakları, kısıtlamaları tek tek kaldırdık. Bu ülkenin bütün vatandaşlarını birinci sınıf vatandaş kabul ettik. Bir şey daha yaptık. Teröre karşı amansız mücadele verdik. Türk ile Kürt arasına girmeye çalışan bu alçak PKK’ya karşı amansız mücadelemizi sürdürdük, sürdürmeye devam ediyoruz. Bingöllüler emin olsun, bütün dünya bilsin ki Türk, Zaza, Kürt, Laz bizim, Kürtçe, Zazaca, Türkçe de bizim. Doğu, batı, İzmir bizim, Bingöl bizim. Biz birlikte Türkiye’yiz, kardeşiz.” ifadelerini kullandı.
“Bu ülkeye kimse zarar veremez”
Devleti kaybetmenin ne demek olduğunun Suriye’de yaşananlarla açık bir şekilde göründüğünü belirten Yıldırım, “Milyonlarca evini, yurdunu terketmiş insana Türkiye olarak ev sahipliği yapıyoruz. 15 Temmuz gazisine, ‘Sen neden tanklara karşı yürüdün’ deyince, ‘Reis sokağa çık deyince ben de vatansız kalmanın ne demek olduğunu gördüm, ben de sokağa çıktım’ diyor.” ifadesini kullandı.
Küresel güçlerin aynı oyunu Türkiye’ye de oynadığının ve halkı devletsiz, yurtsuz bırakmanın derdine girdiğinin altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bu ülkeye kimse zarar veremez. Tünelin ucunda ışık göründü. Teröre büyük darbe vurduk, artık can çekişiyorlar. 16 Nisan’dan sonra size söz veriyorum, Bingöl Meydanı’nda söz veriyorum, bu örgüt bitecek. Bu milletin düşmanı katiller, Kandil’deki sözde ağa babaları ne diyorlar? Burayı dikkatli dinleyin. Kandil’dekiler diyor ki ‘Sandıktan evet çıkarsa, biz biteceğiz’. Biteceksiniz, korkunun ecele faydası yok, biteceksiniz. Allah’ın izniyle sandıktan ‘evet’ de çıkacak FETO da bitecek PKK da bitecek DEAŞ da bitecek.”
“Menzil, muasır medeniyetler seviyesi”
“Sevgili Bingöllüler, gün sizin gününüz. 16 Nisan’da ‘demokrasi otoyolunu hep birlikte açmaya var mısınız?” diye soran Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
“Ülkemizde kaynak var, enerji var, heyecan var, çalışkan, dürüst insanlarımız var, kardeşlik var, huzur var ama zemin iyi değilse, sistem iyi değilse bunların ne anlamı var. Şimdi zaman zemini sağlamlaştırma zamanıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber daha hızlı, daha kaliteli ve daha randımanlı işleri gerçekleştirmiş olacağız. Sistem üzerinde eserler, işler, hizmetler yağ gibi akacak. Öyle ikide bir durmak yok. Yol akıp gidecek. Türkiye, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bu demokrasi otobanıyla menziline vaktinde ulaşacak. Menzil, muasır medeniyetler seviyesi, 2023 hedefleri, 2053 hedefleri ve 2071 hedefleri.”
“Türkiye’nin bu kutlu yürüyüşünü asla durduramayacaklar”
Gençlere seslenen Yıldırım, seçilme yaşını 25’e ve seçme yaşını da 18’e indirdiklerini anımsatarak, şimdi ise seçilme yaşını da 18’e indireceklerini vurguladı.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
“15 Temmuz’da gençler, o tanklara karşı göğsünü siper eden, bu bayrağı yere düşürmeyen 18 yaşındaki gençler, şehitlik şerbetini içen gençler, sizi CHP siyasete girmeye layık görmüyor ve ‘Bunlar daha çocuktur. Asker olsun sınırda namusumuzu teslim edelim, polis olsun, evlensin, ehliyet alsın ama siyasete girmesin. Daha küçük, durun bakalım. Biz varken siyasette sizin ne işiniz var?’ diyor. Gerektiğinde gençler vatan için canını ortaya koyuyor, 15 Temmuz’da olduğu gibi tankların önünde göğsünü siper ediyor. Niye vekil olmasın, niye bu güzel kızlarımız milletvekili olmasın, niye ülkesi için çalışmasın? Bu genç kardeşlerimiz niye milletvekili olmasın?
Bu yeni sisteme CHP karşı çıkıyor, başka kim karşı çıkıyor? HDP karşı çıkıyor. Bunlar ahbap-çavuş ilişkisi. Bunlar, kara tren solcusu. Ülkeye hızlı tren gelmiş, uçakla yolculuk yaygınlaşmış, havayolu halkın yolu olmuş, bölünmüş yollar Türkiye’nin her köşesine ulaşmış. Bunlar hala kara trende kalmış. Her yeniliğe karşı bunlar, her değişime karşı. CHP, HDP ne zaman bu ülkenin hayrına olan bir işe ‘evet’ dediler, hiç gördünüz mü? Ama millet 16 Nisan’da bunlara öyle bir ders verecek ki… 16 Nisan’da bunlara unutulmayacak bir ders vermeye hazır mısınız? Öyle mi Bingöl? 16 Nisan’da sandığı ‘evet’ oylarıyla dolduracak mıyız? Rekora gidecek miyiz? Mührü beyaza basacak mıyız? Allah, sizden razı olsun. Bingöl, ‘Bu iş tamam’ diyor.”
Anayasa değişikliğine kimlerin karşı olduğunun göründüğünü vurgulayan Yıldırım, “CHP karşı, HDP karşı ama yetmedi şimdi FETO da karşı, PKK da karşı, DEAŞ da karşı. Şimdi bazı ülkeler de karşı çıkmaya başladılar. Ne yaparsa yapsınlar, buradan Bingöl Meydanı’ndan sesleniyorum. Türkiye’nin bu kutlu yürüyüşünü asla ve asla durduramayacaklar.” dedi.