Savaş Akın – Diriliş Postası
Yeni bir yapısal mekanik modelleme çalışması, tekerleğin Karpat Dağları’ndaki bakır madencileri tarafından MÖ 3.900 yıllarında icat edilmiş olabileceğini öne sürüyor. Bu çalışma, Doğu Avrupa’nın tekerlek teknolojisinin evrimindeki kritik rolünü daha da güçlendiriyor.
Karpat dağları ve tekerleğin evrimi
Columbia Üniversitesi’nden emekli profesör Richard Bulliet, 2016 yılında yayımladığı "The Wheel: Inventions and Reinventions" adlı kitabında, Karpat Dağları'ndaki bakır madenciliğinin tekerleğin gelişiminde önemli bir itici güç olabileceğini öne sürmüştü. Karpat bölgesindeki madenciler, bakır cevherlerini madenlerden çıkarmak için ağır yük taşımak zorundaydılar ve bu durum, tekerlek ve aks sisteminin evrilmesine yol açmış olabilir.
Yeni çalışmada araştırmacılar, antik tekerlek sistemlerine ilişkin arkeolojik kanıtlara dayanarak, insanların basit silindirleri nasıl tekerlek ve aks sistemine dönüştürdüğünü anlamak için hesaplamalı mekanik ve tasarım bilimini kullandılar. Araştırma, tekerleğin evrilmesi için üç önemli yeniliğin gerektiğini ortaya koyuyor: yivli silindirler, aksa sabitlenmiş tekerlekler ve akstan bağımsız hareket edebilen tekerlekler.
Tekerleğin üç büyük yeniliği
Araştırmaya göre, ilk büyük yenilik, yivli silindirlerin geliştirilmesiydi. Bu silindirler, insanların bir kutuyu ileri geri hareket ettirebilmesine olanak tanıyordu ve bu, maden ocaklarında geniş arabaların kullanımını mümkün kılmış olabilir. İkinci yenilik ise, aksa sabitlenmiş tekerleklerle taşımayı daha verimli hale getirdi. Bu sistem, özellikle dar maden yollarında taşımayı kolaylaştırıyordu. Üçüncü ve son yenilik, tekerleklerin akstan bağımsız hareket etmesini sağlayarak, arabalara daha fazla manevra kabiliyeti kazandırdı.
Tekerleğin genişleyen kullanımı
Bu teknolojik gelişmeler, tekerleğin hızla yayılmasına ve Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da farklı kültürler tarafından benimsenmesine neden oldu. Tekerleğin Mezopotamya’da MÖ 4.000 civarında ortaya çıktığı ve buradan Avrupa’ya yayıldığı teorisi yaygın olarak kabul edilse de, Karpat Dağları’ndaki madenciler tarafından bağımsız olarak icat edilmiş olabileceği düşüncesi de yeni çalışmalarla güçleniyor.
Yeni bir perspektif: Karpat Dağları'ndan dünyaya
Bu yeni yapısal mekanik modelleme çalışması, Karpat Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin tekerleğin icadında kilit bir rol oynadığını gösteriyor. Ancak araştırmacılar, farklı medeniyetlerin tekerleği bağımsız olarak keşfetmiş olma olasılığını da dışlamıyorlar. Çalışmanın yazarlarından Kai James, bu tür modellemelerin arkeolojik sorulara yanıt bulmada etkili olabileceğini ve piramitlerin nasıl inşa edildiği gibi başka büyük sorulara da ışık tutabileceğini belirtiyor.
Tekerlek, Kalkolitik Çağ’dan günümüze kadar uzanan bir evrim geçirdi ve modern dünyada otomotiv ve makine endüstrisinde hala büyük bir rol oynuyor. Radyal bilyalı rulmanların 1869'da icadı, bu teknolojinin daha da gelişmesini sağladı. Tekerleğin icadı ve gelişimi, insanlık tarihinin en büyük teknolojik sıçramalarından biri olarak kabul ediliyor.
Karpat Dağları’nda bakır madencilerinin karşılaştığı zorluklar, tekerleğin doğuşuna ilham vermiş olabilir. Bu yeni çalışma, tekerleğin kökenine dair daha önce bilinmeyen detayları gün yüzüne çıkarırken, tarih öncesi döneme dair önemli bir tartışmaya da yeni bir boyut kazandırıyor.