LEYLA İLHAN- MUHABİR/ ÖZEL HABER 

Suudi Arabistan’da Prens Muhammed Bin Selman El- Suud toplumsal, ekonomik ve dış politikada ülkeyi farklı bir noktaya getirmek amacıyla Vizyon 2030 Projesini başlattı. Bu değişim sürecinde  özellikle sıkı şeri kurallarla yönetilen ülkede kadınların araba kullanma yasağı kalktı, seyahat kısıtlamaları gevşetildi ve yabancı yatırımlar için alkollü mekanlar açıldı. Hatta geçtiğimiz günlerde, Malezya’da düzenlenen “Miss & Mrs Global Asian" adlı güzellik yarışmasında Model Rumy Al-Qahtani ilk kez Suudi Arabistan’ı temsil etti.

Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çınkara

Ülkede yaşanan bu gelişmeler birçok kişinin ilgisini çekerken, Suudi Arabistan’daki dönüşüm sürecini Siyaset Uzmanı ve Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Çınkara Diriliş Postası’na değerlendirdi.

GENÇLERİN KAMUSAL ALANA KATILMASI ÖNEMLİ

Suudi Arabistan’ın 2017 yılında Prens Muhammed Bin Selman’ın veliaht prensi olmasından sonra toplumsal, ekonomik ve dış politikada ciddi bir dönüşüm sürecine girdiğini belirten Çınkara, “Muhammed bin Selman bu alanlardaki geniş çaplı dönüşüm projesine Vizyon 2030 dedi. Yani amaç 2030’a kadar Suudi Arabistan’da özellikle ekonomide ve toplumsal dönüşümde belli hedeflerin gerçekleştirilmesi. Örneğin şu anda kadınların istihdamına çok önem veriyorlar. Petrol dışı ekonominin gelişmesine önem veriyorlar. Ayrıca hizmet sektöründe de ciddi açılımlar yapıldı” dedi.

Genel Eğlenceler Komitesi Başkanı Turki El- Sheikh öncülüğünde Suudi Arabistan’da eğlenceler, dışa açık etkinlikler, dünyaca ünlü oyuncuların ve futbolcuların ülkeye getirilmesi gibi bir dizi etkinlikler yapıldığını vurgulayan Çınkara, burada temel amacın kadınların ve gençlerin kamusal alana katılımlarının teşvik edilmesi olduğunu söyledi.

SÖZDE MODERNLEŞMEYE ARAP BAHARI ETKİSİ

Suudi Arabistan’ın modernleşme sürecinin nedenlerini anlatan Çınkara, “Burada temel mesele Arap Baharı süreci oldu. Çünkü Arap Baharı’nda özellikle gençler yeni bir düzen arayışı neticesinde mevcut yönetimlere isyan etti. Suudi Arabistan’da yöneticiler de bunu görünce eski yönetim tarzıyla ülkenin yönetilemeyeceğini düşündü. Suudi Arabistan’da yönetim gençleri memnun etmek istiyor çünkü ülkede ciddi bir genç nüfus var. Bu genç nüfus da ister istemez yurt dışında gördüğü şeyleri kendi ülkelerinde de istiyor. O sebeple Suudi Arabistan, böyle bir dönüşüm sürecini hem kendi iç toplumunu bir arada tutmak ve geleceğe taşımak hem de dış politikada daha güçlü ve daha fazla ağırlığını hissettiren bir ülke olmasının önünü açmak için bu vizyonu gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı.

SUUDİ ARABİSTAN TÜRKİYE GİBİ OLUR MU?

Sıkı dini kurallarla yönetilen Suudi Arabistan’da başlayan yeni modernleşme sürecinin Türkiye’deki gibi “sekülerlik-muhafazakarlık” gibi kutuplaşmaların olup olmayacağını da değerlendiren Çınkara, “ Suudi Arabistan’ın güç odağında krallık var. Ülkede zaman zaman muhalif hareketler ortaya çıkıyor. Ancak bunlar çok geniş bir toplumsal harekete dönüşemiyor” dedi.

Keşmir'e yeniden eyalet statüsü verilecek! Keşmir'e yeniden eyalet statüsü verilecek!

Krallığa muhalif olarak Sahve hareketi gibi selefileri de içine katan bazı istisnai hareketlerin olduğunu ifade eden Çınkara, Prens Selman’ın veliaht olduktan sonra bu hareketin önde gelenlerin hepsinin kamusal alandan ve eğitim kurumlarından dışladığını ve bu sayede muhalif yoğunlaşmanın önüne geçildiğini aktardı. Çınkara, “Prens Selman, veliaht olmasıyla birlikte krallık içinde muhalefet odağı olabilecek aktörleri baskıladı. Çoğunu kendi politikalarına entegre etti. Zaten bir yolsuzluk soruşturması yapıldı. Orada da muhalifler tasfiye edilmiş oldu” dedi.

GENÇ KESİM MEMNUN 

Ülkede yapılan reformlarla hem geleneksel hem de milliyetçi değerlere vurgu yapıldığını hatta bu durumdan özellikle genç kesimin memnuniyet duyduğunu söyleyen Çınkara, dini değerlerle modernitenin çakışmaması için Suud Krallığı’nın ülkenin önde gelen dini liderlerle sürekli iletişim halinde olduğunu bu nedenle yönetimin şu an ülkede getirdiği düzenlemelere muhalefet edilmediğini belirtti.

FİLİSTİN POLİTİKASINDA ETKİLİ Mİ?

Vizyon 2030 Projesi’ nin Filistin politikasındaki etkisine de değinen ve Suudi Arabistan Krallığı’nın Gazze’deki işgalde yürüttüğü politikada diplomasiye öncelik verdiğini aktaran Çınkara, Filistin konusunda ABD ile ilişkilerin herkes için çok önemli olduğunu ve her ülkenin ABD ve batılı ülkelerle farklı ilişki sistematiklerinin olduğunu belirtti.

Çınkara, Suudi Arabistan ile İsrail politikası hakkında ayrıca şu ifadeleri kullandı:

 “Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşme süreci var. En son Fox News de Prens Selman bin Muhammed 7 Ekim’den önce uzun bir röportaj yaptı. O röportajda Suudi Arabistan nihai bir anlaşmaya varacaklarını ifade etmişti. O süreç şu anda dondurulmuş gibi gözüküyor. Ama yine de ikili ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda adım atılacak gibi görülüyor. Suudi Arabistan’ın temel talebi bağımsız bir Filistin devletinin kurulması. Ancak ondan sonra İsrail ile normalleşme sürecinin başlayacağı belirtiliyor“

Kaynak: Haber Merkezi