Suudi Arabistan kanalı MBC’de yayınlanan ''Safar Barlik'' isimli dizide Türkler ve Osmanlı Devleti'nin şerefli komutanları aleyhine bir provokasyona imza atıldı. Türkleri hedef alan ırkçı dizi sosyal medyada büyük tepki çekti.
Osmanlı'ya ve Türklere karşı ayaklanan Arap isyancı Şerif Hüseyin ve İngiliz güçlerine karşı Medine’yi kahramanca savunan Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa’nın Türk askerleriyle beraber Medine’deki ''sivillere karşı ateş etti'' algısıyla gösterilen dizi sosyal medyada da gündem oldu.
23 ülkede yayına başlayan ‘Safar Barlik’ dizisi, Türklerin Araplara karşı ırkçı politikalar uyguladığını iddia ediyor.
KAFATASLARI İLE TÜRK BAYRAĞI YANYANA
Dizinin adı ve konusunda “Safar Barlik” adını taşıyan 1967 Lübnan yapımı uzun metraj sinema filminden esinlenilmiş. Giriş jeneriğinde katledilen insanlar ve kafa taslarının yığıldığı görüntüler arasında Türk bayrağı dalgalanıyor. O dönem henüz kullanılmaya başlanılmamış olan şimdiki resmi Türk bayrağı, soykırım simgeleriyle dolu jenerik görüntülerinin arasına yerleştirilmiş.
TARİHİ YALANI SERVİS ETTİLER!
Dizinin ilgili bölümünde Fahrettin Paşa önce sivil halkı gözlemleyip ardından emri altındaki askerlere ateş emri veriyor ve daha sonrasında sivillerin üzerine topçular tarafından bomba yağdırılıyor. Bir anda yangın yerine dönen Medine’de sivillerin ateşten kaçtığı görüntülerinin ardından bir anda ortaya Arap isyancı Şerif Hüseyin’in isyancıları çıkageliyor ve adeta kahraman direnişçiler gibi halkını kurtarıyor.
Mekke müdafaasının efsane komutanı Fahrettin Paşa’yı gerçeklikten uzak şekilde ''zalim'' olarak gösteren dizi aynı zamanda Türk milletini de hedef aldı. Diziye sosyal medyadan tepki yağdı.
MEDİNE'Yİ 2 YIL 7 AY BOYUNCA MÜDAFAA ETTİ
Fahreddin Paşa, 26 Ocak 1915'te 12. Kolordu'daki görevinin yanı sıra 4. Ordu kumandan vekilliğine getirildiği dönemde birçok Ermeni ayaklanmasını başarıyla bastırdı. Bu sırada İngilizlerle anlaşan Mekke Şerifi Hüseyin'in isyana hazırlandığı haberinin alınması üzerine Paşa, 4. Ordu kumandanı Cemal Paşa tarafından 28 Mayıs 1916'da Medine'ye gönderildi.
Burada Hüseyin'in birkaç gün içinde isyan edeceğini Cemal Paşa'ya bildiren Fahreddin Paşa, ardından Şerif Hüseyin ve dört oğlunun 3 Haziran 1916'da Medine çevresindeki demir yolunu ve telgraf hatlarını tahrip ederek başlattığı isyanı 5-6 Haziran gecesi aldığı tedbirlerle geri püskürttü.
Osmanlıya karşı başkaldıran asilerin sayısı 50 bin, bütün Hicaz bölgesindeki Osmanlı askerinin sayısı ise 15 bin civarındayken hemen karşı harekata geçen Fahreddin Paşa, 27 Haziran 1916'da asileri yenilgiye uğrattı.
Bunun üzerine Fahreddin Paşa, 15 Temmuz 1916'da yeni birliklerle takviye edilen Hicaz Kuvve-i Seferiyyesi kumandanlığına atandı.
Mekke Valisi Galib Paşa'nın tedbirsizliği sebebiyle asiler 9 Haziran'da genel saldırıya geçerek 16 Haziran'da Cidde'ye, 7 Temmuz'da Mekke'ye, 22 Eylül'de de Taif'e girdi.
Fahreddin Paşa'nın savunduğu Medine dışındaki hemen bütün büyük merkezler asilerin eline geçti. Bu sırada Kanal Harekatı bütün şiddetiyle devam ettiğinden Hicaz'a asker gönderilemiyordu.
Fahreddin Paşa, elinde bulunan son derece kısıtlı imkanlarla Medine'yi 2 yıl 7 ay boyunca müdafaa etti. Önce Medine ve çevresinde bir güvenlik hattı oluşturmak için Aşar Boğazı, Bi'riderviş, Bi'riabbas ve Bi'rireha mevkilerini asilerden temizleyen Fahreddin Paşa, 29 Ağustos 1916'da Medine çevresinde 100 kilometrelik bir emniyet şeridi oluşturdu.
Medine'yi savunabilmek için İstanbul'dan devamlı takviye kuvveti isteyen Fahreddin Paşa'ya Osmanlı hükümeti, isteklerine cevap verebilecek durumda olmadığını bildiriyordu.
SEFERBERLİK NEDİR?
Osmanlı İmparatorluğu, 1914 Temmuz'unda başlayan 1. Dünya Savaşı öncesi son ağır yenilgisini 1912-1913 yıllarındaki Balkan Savaşları ile aldı. Ordunun bu zayıf yapısını İttihat ve Terakki hükûmeti iki yıl içinde reforme etti. Hükûmet, ordu yapısı içerisindeki alaylı/okullu sistemini değiştirerek, okullu subayları faal birliklere, alaylı subayları geri görevlere sevk etti. Yeni bir ordu oluşturdu. 1 Ağustos 1914 tarihinde Almanya'nın Rusya'ya harp ilan etmesi üzerine 1-2 Ağustos gecesi Yeniköy'de Sadrazam ve Hariciye Nazırı Said Halim Paşa'nın yalısında toplanan Enver Paşa, Cemal Paşa, Talat, Cavit ve Halil Bey'lerden oluşan bir kısım vekiller heyeti hemen vaziyeti müzakere ederek Osmanlı ordusunun seferber hale getirilmesine karar verdi.
Cemal Paşa hatıralarında Heyet-i Vükela (Vekiller Meclisi) içinde Almanya ile Osmanlı Devleti arasındaki ittifaktan haberi olmayanların bile Osmanlı ordusunun umumi seferberliğinin ilanını bir ihtiyat tedbiri telakki etmelerine dayanarak seferberliğin uygulanması ve kamuoyu tarafından kabullenilmesinin kolay olduğuna da yer verilir. Seferberlik hakkında padişahın iradesi de alındıktan sonra 2 Ağustos 1914 tarihinde harbiye nezaretine seferberlik emri tebliğ edilir. Aynı zamanda seferberlik müddetince örfi idare (sıkıyönetim) ilan edilir.
1. Dünya Savaşı, Büyük Savaş ve Harb-i Umumi olarak adlandırılmasının yanında halk arasında yaygın olarak “Seferberlik” olarak bilinir. Seferberlik, ülke ve millet olarak devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı, hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı haldir.