Suriye'de isyancı grupların hükümet güçlerine karşı düzenlediği saldırılar hız kesmeden devam ederken, büyük güçler Esad rejiminin olası bir çöküşüne yönelik hazırlıklarını sürdürüyor. Bu durum, yalnızca Suriye içindeki dengeleri değil, bölgesel ve küresel politikayı da şekillendirebilir.
Suriye’deki İlerleyiş ve Stratejik Önem
Türkiye destekli Tahrir el-Şam milisleri, Suriye’nin M5 otoyolu üzerinden güneye doğru ilerleyerek Homs eyaletine ulaşmayı hedefliyor. Bu ilerleme, milislerin Lübnan’ın kuzey sınırına ulaşma olasılığını artırıyor.
Homs’a ulaşılması durumunda:
- Esad rejimi, Suriye’nin büyük bir kısmından ve Akdeniz kıyısından izole edilebilir.
- Rusya’nın Tartus’taki deniz üssü ve Khmeimim hava üssü gibi stratejik altyapıları tehdit altına girebilir.
Bu gelişme, Moskova’nın 2015’teki askeri müdahalesiyle desteklediği Esad rejimi için askeri ve politik bir darbe anlamına gelirken, Rusya’nın bölgedeki nüfuzunu da sarsabilir.
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise bu saldırıları isyancı grupların bağımsız bir askeri inisiyatifi olarak değerlendirerek, Türkiye'nin doğrudan bir müdahalesinin olmadığını vurguladı.
Lübnan Üzerindeki Etkiler
Suriye’deki gelişmelerin Lübnan üzerindeki yansımaları kaçınılmaz görünüyor. İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin kırılganlığı sürerken, Hizbullah’ın Suriye’deki savaşta zayıflaması, Lübnan’daki pozisyonunu daha da güçsüzleştirebilir.
Eğer isyancılar Homs’a ve Lübnan sınırına ulaşırsa:
- İran’dan Irak ve Suriye üzerinden Hizbullah’a sağlanan lojistik destek kesilebilir.
- Hizbullah, Lübnan içinde sıkışabilir ve stratejik silah geçişleri engellenebilir.
Lübnan Bekaa Vadisi milletvekili Antoine Habchi, bu durumun bölgedeki güç mücadelesinin bir yansıması olduğunu belirtiyor:“Bugün Suriye’de yaşananların sebeplerinden biri, Lübnan’a stratejik silah geçişini önlemek için Suriye-Lübnan sınırının kontrol altına alınmasıdır.”
Bölgesel ve Küresel Etkiler
Suriye’deki çatışmaların Ukrayna krizine dolaylı etkileri de tartışılıyor. Esad rejiminin çöküşü, Rusya’nın hem Suriye’de hem de Ukrayna’daki askeri ve diplomatik çabalarını zayıflatabilir. Aynı zamanda, Suriye'den Avrupa’ya yeni bir göç dalgası ihtimali, AB’nin göç politikalarında yeni bir baskı yaratabilir.
Suriye’deki çatışmalar, yalnızca bölgesel bir kriz olarak değil, uluslararası dengeleri etkileyen bir sorun olarak değerlendiriliyor. Esad rejiminin geleceği ve bölgedeki güç dengeleri, hem Ortadoğu’da hem de Avrupa’da siyasi ve sosyal sonuçlar doğurabilir.