Sülüs, hat sanatının önemli üsluplarından biri olarak kabul edilir. Kelime anlamı "üçte bir" olan sülüs, genellikle 3 milimetre genişliğinde bir kalemle yazılan ve en eski yazı türlerinden biridir.

Kûfî yazı gibi, İslam yazılarının temeli olarak kabul edilen sülüs, hat öğreniminde başlangıç noktası olarak gelenekselleşmiştir. Sülüs yazısının adını, tomar kaleminin üçte bir genişliğinde olması ya da harflerin üçte birinin yuvarlak, üçte ikisinin düz olmasından aldığı düşünülür. Ancak zamanla harflerin çizgileri yuvarlaklaşmış ve sülüs yazısı estetik açıdan daha zarif bir form kazanmıştır.

İnsanlığın sessiz çığlığı: TRT World Citizen Humanitarian Film Festivali’nden anlamlı hikâyeler İnsanlığın sessiz çığlığı: TRT World Citizen Humanitarian Film Festivali’nden anlamlı hikâyeler

Emevi ve Abbasi Döneminde Resmi Belgeler Sülüs ile Yazıldı!

Emevî ve Abbâsî dönemlerinde yönetim ihtiyaçlarına göre şekillenen sülüs yazısı, resmî belgelerde ve kitap yazımında yaygın olarak kullanılmıştır.

İbnü’n-Nedîm, sülüs yazının gelişiminde önemli rol oynayan 24 yazı çeşidini kaydetmiştir. Bu yazıların temelinin, kûfî ya da müdevver yazı olduğu öne sürülmüştür. Özellikle hat sanatında büyük önem taşıyan İbrâhim es-Siczî, sülüs ve sülüseyn olarak adlandırdığı iki farklı kalemle bu yazı türünün ana hatlarını belirlemiştir.

Osmanlı'da estetik zirveye ulaştı!

Sülüs yazının estetik açıdan zirveye ulaşması ise Osmanlı döneminde gerçekleşmiştir. Osmanlı hat ekolünün önemli isimlerinden Şeyh Hamdullah, sülüs yazının biçim, oran ve kompozisyonunda yenilikler yaparak bu sanatın en parlak dönemine öncülük etmiştir.

Sülüs yazısı, hem geleneksel hem de sanatsal anlamda büyük önem taşır ve İslam dünyasında estetik ve tarihsel bir değer olarak kabul edilir. Harflerin geometrik oranları ve düzeni, hat sanatı üzerinde derin bir etki bırakmış ve nesiller boyunca devam eden bir gelenek oluşturmuştur.

Kaynak: AA