Sudan'da ordu ile paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasındaki çatışmalar 19 aydır sürüyor. Ancak bu iki ana tarafın yanı sıra "etnik ordular" olarak adlandırılan birçok küçük grup da sivillere yönelik yağma ve saldırılar düzenliyor.

Egeland, bu durumun milyonlarca insanın evlerini terk etmesine ve Sudan’ı açlıkla karşı karşıya bırakmasına neden olduğunu belirtti:
"Taraflar kendi ülkelerini yıkıyor, kendi halklarını katlediyor."

Birleşmiş Milletler verilerine göre, çatışmalar nedeniyle 10 milyondan fazla insan yerinden edildi ve ülke kıtlık eşiğine sürüklendi.

Dünyanın En Büyük İnsani Krizi

Egeland, Sudan’ın şu anda dünya üzerindeki en büyük insani krizle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Eylül ayında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ülkede açlığın neredeyse her yerde olduğunu duyurmuştu. Ancak yardım çabalarının yetersiz kalması nedeniyle, mevcut yardımlar sadece ölümleri geciktiriyor.

"Sudan açlık çekiyor, tam anlamıyla açlık çekiyor," diyen Egeland, açlığın bir savaş yöntemi olarak kullanıldığını vurguladı. Gıda güvenliği uzmanları, bu yılın sonuna kadar 2.5 milyon insanın açlık nedeniyle ölebileceğinden korkuyor.

Azerbaycan, uçak kazasında hayatını kaybedenler için yas tutuyor Azerbaycan, uçak kazasında hayatını kaybedenler için yas tutuyor

Barış Görüşmeleri ve Çıkmaz

Binlerce insanın hayatını kaybettiği çatışmalarda, insan hakları grupları etnik temizlik ve soykırım riskine dikkat çekiyor. Ancak RSF ve ordu arasındaki barış görüşmeleri şu ana kadar sonuçsuz kaldı.

Egeland, savaşın yalnızca liderlerin savaşı sürdürmekten daha fazla kaybedecekleri bir noktaya gelmesiyle sonlanabileceğini ifade etti.

Uluslararası Destek Yetersiz

Egeland, Sudan’a uluslararası desteğin eksik olduğunu belirterek, Avrupa’yı uyardı:
"Eğer Avrupa bir mülteci krizinden kaçınmak istiyorsa, bu bölgede yardım, koruma ve barış için yatırım yapmalı."

Sudan'daki krizin altını çizen Egeland, dünya liderlerini harekete geçmeye çağırdı: "Sudan’ı tamamen yüzüstü bırakıyoruz."

Sudan'daki insani krizin çözümü için küresel çabaların artırılması gerektiği açık. Ancak çatışmaların şiddeti ve barış görüşmelerindeki başarısızlık, durumun daha da kötüleşebileceğini gösteriyor.

Kaynak: Haber Merkezi