Dört devrenin biri tura yetti

Sivas 135 dakika eşleşmeyi kilitledi ama...
Inter, Simone İnzaghi ile iki sezonu da şampiyon tamamlayamadı. Hatta bu sezon yukarıyla ilgileri erken koptu, ilk dörtte bitirmek için çabalıyorlar artık. Ancak İnzaghi’nin bir konuda sicili çok başarılı: Kısa turnuvalarda, kupa müsabakalarında muazzam işler yapıyor. Eleme müsabakalarında %79 gibi süper bir başarı oranı var. Lazio ve İnter’le birer İtalya Kupası kazandı. İtalya Süper Kupa madalyasını üç kez evine götürdü. Bu sezon da Bayern ve Barcelona’nın yer aldığı gruptan çıkması bile sürpriz sayılacakken, İstanbul’da Şampiyonlar Ligi finali oynayacak.

ÇALIMBAY DA SiMONE iNZAGHi GiBi

Rıza Çalımbay da belki teknik adamlık kariyerinde büyük takımlarla büyük başarılara ulaşamadı. Ancak kupa müsabakalarında, eleme turlarında onun da kendine özgü farklı bir sicili var. Sivasspor’la Villarreal’in bulunduğu Avrupa Ligi grubunda son haftaya kadar şansını sürdürdü. Bu sezon Konferans Ligi son 16’sına çıktı ve belki de kariyerinde üçüncü kez Avrupa’da o kupanın şampiyonuna takılmış olacak (Rıza Hoca’nın takımlarını eleyen Mourinho’nun Porto’su ve Emery’nin Villarreal’inden sonra şimdi de Fiorentina finalde). Ayrıca Türkiye Kupası’nı geçen sezon kazandılar, bu yıl da yarı final oynadılar.

FENERBAHÇE TEMPOYU ARTIRINCA

Süper Lig’de 4 maçtır kaybediyorlar, küme düşme endişesi yaşıyorlar ama Türkiye Kupası yarı finalinde yine bir eleme turu takımı hüviyetindeydiler. 135 dakika eşleşmeyi kilitlediler, neredeyse net pozisyon vermeden dördüncü devreye kadar ulaştılar. Ancak Fenerbahçe eşleşmenin dördüncü devresinde nihayet büyük takım davranışı gösterdi, tempoyu gerektiği gibi artırdı, dengeyi bozan golü de Ferdi’nin önce olgunlaştırdığı, sonunda da bitirdiği atakla buldu.

SiVAS 1-0’DAN SONRA DEĞiŞTi

1-0’dan sonra Sivasspor haliyle blok halinde kalesinin önüne set çekmekten vazgeçti, bir miktar öne çıkıp baskı aradı ki bu da Fenerbahçe’ye farkı artırma fırsatları tanıdı. Ve bu 45’teki etkili oyunuyla final biletini aldı sarı lacivertliler.

Fenerbahçe’de Szalai’nin uzun isabetli paslarıyla, Valencia’nın da kritik pozisyonlarda defansif katkısıyla dikkat çektikleri bir maç oldu bu.

UĞUR MELEKE - HÜRRİYET

“Şeytanın bacağı” alçıda!..

Dile kolay… Tam on sezondur Sarı-Lacivert bayrakları rüzgarla yıkayarak caddelerde Fenerbahçe Marşı söylemek yerine, üzgün ve mahcup şekilde “Bir Kupam Bile Yok” şarkısı mırıldanan Fenerbahçe, nihayet bir kupanın kulpundan tuttu.
Hem de geçen sezonun Türkiye Kupası sahibi Sivasspor’u eleyerek finale çıktı. Henüz “Şeytan’ın Bacağını Kıramadı” ama “çatlatmıştır” muhtemelen!

Lig şampiyonluğunun hayalini bile kurmak zorken Avrupa’ya yan kapı açan Kupa şansı, ziyafet değil ama Fenerbahçelinin midesini bastırır bir yandan.
Aslında Fenerbahçe Sivas’taki ilk maçta finale çıkmıştı!.. İyi oynamamıştı ama sanki beraberliğe razı Sivasspor ile golsüz tamamlayarak hesap kesimini Kadıköy’e bırakmıştı. Yani, Fenerbahçe’nin elini ayağına dolayan “kendi sahasında önemli maç stresi” Trabzonspor galibiyeti ile geride kalmış Kadıköy’e…
Bu kez de bekleyerek, savunarak, temkinli oynayarak şansını penaltılarda denemek planlamış bir Sivasspor vardı karşısında.
Özellikle maçın başında… Fenerbahçe ağır baskı yaparken.

Uzun süre yarı sahasından bile çıkmayan Sivasspor karşısında Fenerbahçe üstündü, topa hakimdi, tempo ve baskı yapıyordu ama Batshuayi kaleden uzak kalınca, gezgin santrafor Valencia orta sahaya sarkınca, sağda Arda, solda İrfan Can içeri girip oyunu genişletemeyince ilk yarıyı Batshuayi’nin 8. dakikadaki tek pozisyonuyla kapattı Fenerbahçe.
Yine tempo/baskı ile pozisyon dengesini tutturamadı Fenerbahçe.
Oysa, Fenerbahçe’nin sürdürülmesi imkansız temposu yavaşladığı ilk yarının son bölümünde iki net bir de serbest vuruştan üç gol pozisyonu yakaladı Sivasspor.
Yani ilk devrenin patronu Riza Çalımbay’dı ve onun istediği oldu. Hem de sakatlanan Gradel tehlikesi yerini Ahmet Musa’ya bırakmasına karşın.

Fenerbahçe iyi futbolu verimli hale getirecek -Valencia’nın ceza sahasına daha çok girmesi, her atakta Ferdi’nin bile rakip kale önünde olması gibi- birkaç kritik uyarı ile çıkmış olmalı soyunma odasından.
Çünkü, ikinci yarı Batshuayi’nin kaleci Ali Şaşal ve direkten dönen topun tekrar Fenerbahçe atağına dönmesi ve en sonunda Ferdi’nin kaleye göndermesiyle 1-0 başladı.
Artık oyunun planları da değişti ve Sivasspor da gol aramak zorunda kaldı. Bu da Fenerbahçe forvetlerine açık alan anlamına geliyordu ki, geniş alan ustası Valencia’nın şık pası Batshuayi’nin golüyle skor iki farka yükseldi hemen.
2-0’dan sonra bu sezon 51. maçını oynayan Fenerbahçe’nin yine gol aramaya devam etmesi futbolcuların kupayı ne kadar istediklerini gösteriyordu sanki.

Son çeyrekte sert şutu direkten döndükten sonra Valencia ve İrfan Can Kahveci çıkarken Rossi ile King girdi. Sivas’ta ise Çalımbay, Yatabare ile gol şansını arttırmaya çalışırken, sağ bekte yetersiz kalan Robin Yalçın yerine Alaaddin’i koydu, risk aldı. Son şansını kullandı. Ancak Batshuayi’nin al da at diye verdiği pası kaleye gönderen King skoru 3-0 yapınca Fenerbahçe finale kaldı.

Aslında Türkiye Kupası yarı final ikinci maçının ortaya çıkardığı ilginç bir durum daha var… Fenerbahçe takımı “yakın ödülü” görünce daha yürekten oynuyor sanki. Galatasaray derbisinde şampiyonluk gibi “manevi bir ödül” fiilen ortadan kalkmışsa “maddi ödülü” etraflıca düşünmeli Fenerbahçe yönetimi.

ERCAN GÜVEN - MİLLİYET

Editör: Haber Merkezi