Türk basketbolunun lokomotifi Anadolu Efes ile 2 THY EuroLeague, 3 Türkiye Ligi, 3 Türkiye Süper Kupası ve 1 Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşayan NBA patentli efsane oyuncu Shane Larkin, Diriliş Postası muhabiri İbrahim Demir’e özel konuştu. İşte parkeleri yakan adamın açıklamalarından öne çıkanlar...

Sezon başındaki kötü başlangıçtan bahseder misiniz?

 Öncelikle sezona büyük umutlarla başladık. Bir koç değişikliği yaşandı, aramıza yeni arkadaşlarımız katıldı ama maalesef sezon başından itibaren sakatlık problemleriyle uğraştık. Hatta bazı maçlarda 7-8 oyuncumuz oynayamadı. Sonra bir koç değişikliği daha oldu. Tabii ki oyunumuzun yapısında da değişiklikler oldu. Takımımızın kimyasını belki de o dönemde oturtamadık. Şimdi ise bence bu sezonki en iyi oyunumuzu oynuyoruz. Kendimizi iyi hissediyoruz ve önümüzde çok önemli bir Fenerbahçe Beko maçı var. O maç için de elimizden gelenin fazlasını yapacağız.

 Play-in şansınızı nasıl görüyorsun?

 Hedefimiz önce play-in’e sonra da play-off’a kalmak. Bence nasıl olursa olsun play-off’a kalmak önemli. Ev sahibi avantajı vb şeylerin önemli olduğunu da düşünmüyorum. Geçmişte örneklerini biz de yaşadık. Bir takım, ev sahibi avantajı olmadan Final-Four’a kalabiliyor. Bu sene ilk defa play-in uygulaması yapılıyor. Burada da amaç heyecanın artması. Bu noktada daha fazla sayıda takım play-off hedefiyle mücadele ediyor.

 Dışarıdan gelen koçla, yardımcı antrenörün koç olmasının farkları neler?

 Bir takıma yeni bir koç geldiği zaman oyuncular koçu tanımaz, koç oyuncuları tanımaz. Koç sistemini gösterir, oyuncular da kendilerini ispat etmeye çalışır. Bu şekilde de biraz zaman geçer. Ama şu an bizim içimizden çıkan yeni bir koç geldiğinde o uzun yıllar Anadolu Efes bünyesinde yer alıyor. O herkesi tanıyor, biz Mijatovic’i biliyoruz. Kendimizi çok rahat hissediyoruz, koç da bize hep güven veriyor. “Çıkın ve sahada en iyisini yapın” şeklinde bize öz güven aşılıyor. Biz de çok rahat oynuyoruz ve oynarken de keyif alıyoruz.

Micic ile nasıl anlaşıyordun, saha içinde rollerinizi nasıl paylaştınız?

 Öncelikle Micic ile beraber Anadolu Efes’te oynayamaya başladığımız ilk dönem birbirimizi tanıma şeklinde geçti. İkimiz de birbirimizi bilmiyorduk ve ikimiz de topla oynamayı seven guardlarız. Zamanla birbirimize alıştık ve sahada birbirimize nasıl yardım etmemiz gerektiğine inandık. İkimiz de bencil oyuncular değiliz, birbirimizi oynatmaya çalıştık. Top kimdeyse diğeri de topsuz oyunları oynadı. Birbirimizi tamamlayarak öğrendik ve başarılarla dolu 5 senemiz geçti Micic ile beraber. NBA’de Micic’i hedefleri kovalıyorken görmek ve daha üst seviyede basketbol oynarken görmek beni çok mutlu ediyor.

 NBA ile Avrupa basketbolunun farkları nelerdir?

 Öncelikle NBA’de normal sezonda 82 maç var, EuroLeague’de ise 34 maç var; bu yarısından daha az bir sayı. Onun için EuroLeague’de her maçın daha fazla önemli olduğunu söyleyebilirim. NBA biraz daha şov ve gösteri ağırlıklı bir lig. EuroLeague’de ise ilk haftadan son haftaya kadar mücadele ediyorsunuz. NBA’de smaçlar, görsel ve güzel hareketler var. EuroLeague daha fazla savunma ağırlıklı oynanıyor NBA’e göre.

 NBA basketbolu mu, Avrupa basketbolu mu?

 Bildiğiniz gibi NBA’de de oynadım ama ben EuroLeague’de şu an oynamaktan çok keyif alıyorum. Kendimi bir takım oyuncusu olarak görüyorum. NBA’de her şey daha keyifli görünebilir belki ama ben mücadelenin ve takım oyunlarının ön planda olduğu EuroLeague’de oynamaktan çok mutluyum.

 49 sayıyla sahip olduğun EuroLeague sayı rekoru 50 sayıyla kırılınca neler hissettin?

Maçın bir bölümünü izledim, son periyotta fark 30’lara çıkınca izlemeyi bıraktım. Nigel Hayes’in rekoru kovaladığını duyunca yeniden maçı açıp izledim. Rekorlar kırılmak için vardır, Hayes’in mutlu olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben de rekor kırdığımda çok mutlu olmuştum.

Yeni bir rekor hedefin var mı?

 Bayern Münih maçında 49 sayıyla rekor kırdığımda o dönem sayı rekoru 41 sayıydı. Ben 8 sayı farkla rekor kırmıştım. Şimdi ise rekor 50 sayı ve 1 sayı farkla kırıldı. Eğer ilerleyen dönemde yeni bir rekor kırmayı hedeflersem minimum 10 sayıyla rekor kırmalıyım ki kolay kolay o rekora ulaşılamasın.

Türkiye’ye ilk geldiğinde en çok zorlayan ne oldu?

İstanbul’a geldiğimde ilk şok olduğum konu trafikti benim için. Onun dışında bir problemim yok ama artık trafiği de dert etmiyorum kendime. İstanbul gerçekten çok güzel bir şehir. Deniz var İstanbul’da, su var. Restoranlar çok güzel. Tarih var, her şey var İstanbul’da. Çok güzel bir şehirde yaşıyoruz. Onun dışında bir problemim yok. Zaten bir oyuncu açık görüşlüyse ve bu tür konuları dert etmiyorsa her yerde başarılı olabilir.

Geleceğe dair planların neler? Hâlâ basketbola aç mısın?

Hiç olmadığım kadar basketbola aç olduğumu hissediyorum. 11 yıldır profesyonel basketbol oynuyorum ama önümde bir 11 sene daha yok. Bu son gelmeden yapabileceklerimin en iyisini yapmak istiyorum.

Futbolu takip ediyor musun?

Galatasaray’ın Real Madrid’e karşı oynadığı Şampiyonlar Ligi maçına gitmiştim. Atmosfer çok güzeldi. Taraftarlar çok iyi şekilde tezahürat yapıyorlardı. Bizim de futbol takımımız olsaydı fırsat buldukça maça gider, takımımızı desteklerdim. Futbolu zaman buldukça izliyorum ve futboldan keyif alıyorum.

Anadolu Efes, Monaco'ya farklı yenildi! Anadolu Efes, Monaco'ya farklı yenildi!

Alperen Şengün’ün performansını nasıl buluyorsun?

Millî takımdaki arkadaşlarımdan birisi Alperen. Beşiktaş’ta oynadığı oyunu biliyorum. Sonrasında NBA’deki oyununu biliyorum ve her geçen maç kendisini çok geliştirdi ve müthiş bir sezon geçirdi. Bu formunu devam ettirdiği sürece NBA’in en iyi uzunlarından birisi olacak. Zaten şu an hemen hemen en iyi uzunlardan diyebilirim. Önemli olan çalışmayı bırakmaması ve bu oyununu devam ettirmesi. Çok yetenekli bir oyuncu ama her geçen gün neler yapabileceğini bize fazlasıyla gösterdi.

QUIZ

Anadolu Efes: Ailem

EuroLeague: Yarışmacı

NBA: Dünyadaki en iyi oyuncuların olduğu yer

En iyi anlaştığı isimler: Beaubois, Micic, Dunston, Pleiss

En iyi 5’i NBA: Curry, Bryant, Lebron, Durant, Jokic

En iyi 5’i Avrupa: Micic, Mike James, Clyburn, Mirotic, Tavares

İstanbul: Evim

Favori yemeği: Dolma

Favori yeri: Bodrum

Editör: İbrahim Demir