Ünlü sanatçı Selda bağcan dolandırıcıların tuzağına düştü. Selda Bağcan organize dolandırıcılık olayını kendinis anlatdırken bu olayın başına 3 kez geldiğini söyleyip sonuncusunda çok kurktuğunu açıkladı.  Bağcan geçen gün telefonla kendisini arayan kişiler tarafından dolandırılmaktan son anda kurtulduğunu açıkladı.

Sanatçı, bu tarz bir olayın 3’üncü kez başına geldiğini söyledi

“Bu defa daha organize olmuşlardı. İlkinde alışverişteydim. Telefon geldi, ‘Ben Sivas valisinin özel kaleminden arıyorum’ dedi. Tekerlekli sandalye alacaklarmış, para istedi. Sonra Sivas valisi yerine Kayseri valisi olarak konuşmasına devam edince anladım. İkincisinde de konsere gidiyorduk. Bir numara aradı, ‘Telefonunuz terörle alakalı bir dosyada bulunmuş’ dedi. ‘Bak canım, ben sanatçıyım. Telefonum herkeste bulunabilir. Seni ihbar etmeden kapat telefonu’ deyince de kapadı.”

'Zorro' adlı çizgi roman ve sinema karakterinin gerçek adı nedir? 'Zorro' adlı çizgi roman ve sinema karakterinin gerçek adı nedir?

KARA PARA AKLAMA İLE KANDIRMAYA ÇALIŞTI

Selda Bağcan, son yaşadığı olayda çok korktuğunu belirtti:

“9 Ocak günü telefon geldi. Sekreter olduğunu söyleyen birisi, beni şefine bağladı. Sanki karakoldan arıyormuş gibiydiler. Şef öyle sert bir tarzda konuşuyordu ki gerçekten polis zannettim. Bana ‘Adınıza 16 banka hesabı açılmış ve yurtdışına kara para yolluyorlarmış’ dedi. Bunu duyunca korktum. Çok organize olmuşlardı. Soru sormaya başladı ve ‘Memleket bizim neyimiz?’ dedi. Ben de ‘Anamız’ dedim. Gündemde bu kadar kara para aklama olayı dönerken, düşünebiliyor musunuz Selda Bağcan’ın da adının böyle anıldığını? Ödüm patladı, çok korktum. Sonra telefondaki kişi, kuyumcu soygununda kimliğimi bulduklarını söyledi. Altınların yarısını da evime getirmişler. ‘Kimse Selda Bağcan kimliğini görüp de kuyumcu soyduğuna inanmaz’ dedim. Konuşmanın sonuna doğru dolandırıcı olduklarını anladım. Ama bankada ne kadar param olduğunu söylemiş bulundum. Hesap numaralarımı değiştirdim. Az daha beni de faka bastırıyorlardı, az kalsın beni de kandıracaklardı.”

Editör: Nusret Odabaş