Ziyaret, hem Scholz’un iç politikadaki geleceği hem de Ukrayna’nın Rusya’ya karşı mücadelesi açısından kritik bir zamana denk geliyor.
Olaf Scholz, başbakanlık görevindeki ikinci Ukrayna ziyaretinde, Almanya’nın Ukrayna’ya 650 milyon euro değerinde yeni silah ve ekipman yardımı yapacağını duyurdu. Ancak Scholz, Kiev'in talep ettiği Taurus seyir füzelerini göndermeyi hâlâ reddediyor. Bu karar, Scholz’un savaşın tırmanması riskini gerekçe göstererek aldığı bir tutum olsa da Ukrayna’dan ve uluslararası çevrelerden eleştiri aldı.
Ukrayna’nın Almanya Büyükelçisi Oleksiy Makeev, Scholz’un bu tutumunu “Ruslar için açık bir çek” olarak nitelendirdi. Ayrıca, Scholz’un Kasım ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesi, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski tarafından uluslararası izolasyon çabalarını baltaladığı gerekçesiyle eleştirildi.
Siyasi ve Askeri Mücadelelerin Kesiştiği Bir Dönem
Scholz’un ziyareti, hem Ukrayna’nın artan Rus saldırılarıyla mücadele ettiği hem de Almanya’da Şansölye’nin parlamentoda güvenoyu alamama ihtimaliyle karşı karşıya olduğu bir döneme denk geliyor. Scholz’un hükümetinin Şubat ayında yapılacak seçimler öncesinde siyasi baskı altında olduğu belirtiliyor.
Ukrayna, Rusya’nın artan hava saldırıları ve cephe hattındaki baskılarla zorlu bir döneme girdi. Amerikan merkezli bir düşünce kuruluşu olan Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW), Rus güçlerinin Kupiansk, Toretsk, Pokrovsk ve Velyka Novosilka bölgelerinde ilerleme kaydettiğini rapor etti. Bu bölgeler, Ukrayna’nın askeri lojistik hatları için kritik öneme sahip.
Trump Faktörü ve NATO Tartışmaları
Scholz’un ziyareti, aynı zamanda Donald Trump’ın ABD’deki olası ikinci başkanlık dönemi üzerine spekülasyonların arttığı bir zamana denk geldi. Trump, Ukrayna’ya yapılan askeri yardımı sonlandırma sözü verirken, savaşı nasıl sona erdireceğine dair net bir plan sunmadı.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, NATO üyeliğinin Ukrayna’nın uluslararası sınırları içinde kalan tüm toprakları için bir çözüm olabileceğini savunuyor. Ancak Rusya Devlet Başkanı Putin, olası bir barış anlaşmasında Rusya’nın kazandığı toprakların ve güvenlik taleplerinin tanınması gerektiğini öne sürüyor.