Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay – Analiz

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’un Sunuş yazısı ile yayımlanan çalışmada, bilhassa terör unsurlarının bu araçları kullanarak gerçekleştirdikleri algı operasyonlarıyla mücadelenin ve bilinçlendirmenin hedefl endiğini vurguladı.

‘’Bigdata’’ (büyük veri) olarak tanımlanan kavramın iyi veya kötü niyetli yaklaşımlarla kullanılmasını mümkün hale getiren bu sosyal ağların nasıl doğru bir şekilde kullanılabileceği sorusunun ortaya çıkmasının ardından söz konusu kılavuza olan ihtiyaca da dikkat çekilmiştir.

SOSYAL MEDYA TANIMLANMASI

İletişim Başkanlığı’nın sosyal medya kılavuzunda yer alan tanımlamada sosyal medya, bireylerin bire bir, birden çok ve çoktan çoğa iletişim ve etkileşim kurumasını sağlayan teknoloji, platform ve hizmetlerin bütünü olarak tanımlanmıştır. 2000’li yılların ardından Web 2.0 kavramı ile hayatımıza giren bu ağların doğru anlaşılması ve kullanılması için ‘’doğru kullanmak için tanımak gerekir’’ ilkesi ışığında

önemli konulara yer verilmiştir.

İlk defa O’Reilly Media tarafından 2004 yılında ortaya atılan Web 2.0 kavramı, ikinci nesil internet hizmetlerini kapsamaktadır. Toplumsal iletişim kanalları, sosyal medya ağları, vikiler gibi unsurlar bu tanımın içinde yer alan önemli unsurlar olarak tanımlanmıştır. Kullanıcı odaklı bir etkileşim zincirini tanımlayan kavram, ziyaretçilerin iş birliği yapması fikrine dayanan bir akım olarak da tanımlanmıştır. En basit şekliyle sosyal medyanın da içinde olduğu Web 2.0 kavramı, Vikibedi, YouTube, flickr gibi sözlük platformları ve Facebook vb. gibi arkadaşlık platformlarının yer aldığı internet siteleri ve programlar şeklinde ifade edilmiştir.

KULLANICI PROFİLİ OLUŞTURMA

Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nun önemli alt başlıkları arasında yer alan ‘’Başarılı Bir Kullanıcı Profili Nasıl Oluşturulur?’’ ile bireysel kullanıcıların güvenli bir profil için izlemesi gereken adımlar belirlenmiştir. Özellikle güvenliği artırmanın ilk adımı olarak gerçek adın kullanılmasının önemine vurgu yapılmıştır. Başarılı bir profil için ikinci adımda ise iyi düşünülmüş, gerçek isimle uyumlu bir ‘’nickname’’ (kullanıcı adı) seçiminin belirlenmesi önemlidir. Takip eden adımlarda gerçek kişiler için iyi çekilmiş ve yüz hatlarını tam gösteren bir fotoğraf kullanımı, ‘’bio’’ kısımlarında kişiyi tanılayan kısa bilgiler de güvenlik katsayısının artmasına yardımcı olacak diğer unsurlar olarak açıklanmıştır.

En önemli kısımlardan bir diğeri için gizlilik ayarlarının kontrolüdür. Mobil veya masaüstü cihazlar ile sosyal medya platformlarında ya da herhangi bir internet sitesi için vereceğiniz erişim izinlerinin kontrol edilmesi gizlilik ve güvenlik açısından hayati önem taşır.

GÜVENLİK KRİTERLERİ

Sosyal medyada güvenli bir kullanımın ilk adımı ‘’hizmet şartları ve gizlilik politikaları’’ başlığı ile yer verilen sözleşmelerdir. Elektronik olarak onay verilen bu sözleşmeler çoğu zaman incelenmediği için kişisel verilerin paylaşılması konusunda önemli maddelere doğrudan onay verilmesine neden olur. Farklı sorunların ortaya çıkmasına neden olan bu onay nedeniyle yasal olarak da kullanıcıların işlem yapmasının önüne geçilebilir. Kişisel verilerin belirli iş ortaklarıyla paylaşılmasına izin veren bu sözleşmeler üyelik esnasında onaylanmasıyla devreye girer. Bu onay ile kullanıcı odaklı kişisel reklamlar büyük veri havuzlarından çekilerek hazırlanabilir. Temelde kişisel veriler reklam verenlere satılmadığı ifade edilse de bu verilerin paylaşımı çok sık gündem yaratan mefhumlar arasında yer alır. Kişisel verilerin kötü niyetli, ticari ve manüplatif faaliyetler için kullanımı büyük tartışmaların doğmasına neden olan önemli bir unsurdur.

Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu kapsamında dikkat çekilen bu konu hakkında kullanıcıların üyelik sırasında sözleşmelere onay vermeden önce mutlaka tüm maddeleri okumaları tavsiye edilmiştir.

AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLAR

Sosyal medyanın avantaj ve dezavantajlarının belirlendiği kılavuzda öneli detaylar dikkat çekmektedir. Sosyal ağların en büyük avantajı ve dezavantajı olarak geniş kitlelere ulaşma yeteneği tanımlanabilir. Büyük ölçüde bu unsur büyük bir avantaj olarak tanımlansa da bazı kişi/kişiler tarafından bu avantaj kullanıcılar aleyhine bir dezavantaja da çevrilebilir. Organik içerik üretimine imkan vermesi, hedef kitle ile doğrudan bağlantı kurma, kurumsallaşma katkı sağlanması, sosyal veya ticari faaliyetlerin hızlı bir şekilde duyurulması gibi konular başlıca avantajları arasında sayılmıştır.

Sosyal medyanın dezavantajları arasında ise ilk sırada, kullanıcıların paylaşımlarına gelen negatif yorum ve eleştirilerin etkilerine değinilmiştir. Olumsuz yönleri arasında yer verilen diğer maddelerde ise gereğinden fazla kullanımının bağımlılık yaratması, bilgi kirliliğinin ortaya çıkması, anksiyete, depresyon ve yalnızlık gibi zihin sağlığının

olumsuz yönde etkilenmesi olarak sıralanmıştır

Medya okuryazarlığı şart

Sosyal medya ile hayatımıza giren bir diğer kavram ise sosyal medya okuryazarlığı (SMO) olarak kılavuzda yer almaktadır. Sosyal medya içeriklerinin doğru anlaşılması, yorumlanması ve risklerin fark edilmesi için SMO ile bilinçlendirmelerin yapıldığı ve çeşitli uygulamalar ile okullarda ve toplumda bu alanda eğitim sağlandığına dikkat çekilmiştir. Dijital bilincin geliştirilmesi için önemli bir kavram olarak Sosyal Medya Kılavuzunda SMO kavramının üzerinde durulmuştur.

Etkili sosyal medya kullanım önerileri

İletişim Başkanlığı’nın rehber niteliği taşıyan Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu kapsamında etkili ve verimli bir sosyal medya kullanımı için birçok öneri paylaşıldı. Sosyal medya araçlarının yaygınlaşması ve gelişmesiyle internet alışkanlıklarının değiştiğine dikkat çeken kılavuz, etkin ve doğru sosyal medya kullanımı için izlenmesi gereken dört temel adım belirlemiştir. Sosyal medyanın etkili kullanımını sağlamak amacıyla hazırlanan çalışmada kullanıcıların bu mecraları doğru, güvenli ve etkin biçimde kullanması için belirlenen dört temel adım:

• Dinle

• Yayınla

• Etkileşime Geç

• Değerlendir

Başlıkları altında açıklanmıştır. Herhangi bir konunun paylaşılmadan önce söz konusu meseleyi tartışan blogların, grupların ve forumların neler olduğunun tespit edilmesi ve takınılan tavrın belirlenmesinin ardından kişisel görüşün oluşturulması ilk adımın tanımlaması olarak sunulmuştur.

‘’Yayınla’’ adımında ise kullanılan sosyal araçlarda verilmek istenen mesajın fotoğraf, video, resim vb. ile verimli biçimde aktarılması ifade edilir. Soru sormanın özendirilmesi, tartışmalara dahil olmak ve gruplar ile ortaklık oluşturmak ‘’etkileşime geç’’ adımı olarak tanımlanmıştır. Son adımda ise hedef kitle, takipçilerin etkileşimleri ile tüm sürecin değerlendirilmesi öngörülmüştür.

Sosyal medyaya bağımlılık tehlikesi

Sosyal medyanın yaşamımıza girmesinin ardından ortaya çıkan yeni kavramlardan biri de sosyal medya bağımlılığıdır. Devamlı çevrim içi olma arzusu ve sosyal medyada olunmadığı dönemde ortaya çıkan huzursuzluk ve mutsuzluk hissi bağımlılık olarak tanımlanabilir. Kılavuzda yer verilen tanımlamada ayrıca 2000 yılı ve sonrasında doğan Z Kuşağı grubu kişisel için bu bağımlılık türünün çok daha büyük bir risk teşkil ettiği ifade edilmiştir.

Bağımlılığın altında yatan temel etken olarak yalnızlık ve asosyalleşme gibi sorunların ilk sırada yer aldığı belirlenmiştir. Bu bağımlılıktan kurtulmak için yine yeni bir kavram olarak karşımıza çıkan ‘’dijital detoks’’ ve ‘’akıllı telefon orucu’’ gibi önemlerin uygulanması üzerine durulmuştur.

İletişim Başkanlığı, bireyler ve kurumlar için tüm dünyada son derece önemli bir ortam haline gelen sosyal medyanın hem etkili hem de doğru kullanımı için yeni bir kitapçık yayımladı. “Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’’ adıyla yayımlanan kitapçık, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un önsözüyle hazırlandı. “Hakikat Ötesi’’ diğer bir değişke “post -truth’’ olarak nitelendirilen dönem için temiz bilgi, temiz iletişim ve temiz sosyal medya için hem küresel düzeyde hem de ulusal düzeyde çalışma hedefleri kapsamında kılavuzun hazırlandığı belirtildi.

Sosyal medyayı tüm boyutlarıyla ele alan kılavuz, her kesimden kullanıcıların sosyal medyayı nasıl daha doğru ve verimli bir şekilde kullanması gerektiği sorusunu irdeliyor. Dijital iletişimin kilit noktalarından olan sosyal medyaya ilişkin tarihsel gelişiminden hukuki boyutlarına, kriz anında sosyal medyanın gücünden güvenli kullanımına kadar pek çok detay söz konusu kitapçıkta dikkat çeken başlıklar arasında yer aldı.

SOSYAL MEDYANIN TÜM YÖNLERİYLE DOĞRU ANLAŞILMASI HEDEFLENDİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan yeni kılavuzda sosyal medyanın doğru kullanılıp kullanılmadığı sorusu üzerinden duruluyor. Öte yandan sosyal medyanın doğru kullanımı tam olarak nedir sorusuna yanıt aranan çalışma hakkında İletişim Başkanı Fahrettin Altun önemli değerlendirmelerde bulundu. Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu kitabında, günümüzde dijital iletişimin merkezinde yer alan sosyal medyanın tüm boyutlarıyla ele alındığı vurgulanmıştır.

Doğru bir sosyal medya kullanıcı profili oluşturularak daha sağlıklı ve güvenli kullanıma ilişkin kullanım önerilerine yer verilen kitapta, Türkiye’de internet ve sosyal medya kullanımına ilişkin verilerde dikkat çekmektedir. Günümüzde yaklaşık olarak dünya nüfusunun yarısında fazlasının internet erişiminin olduğuna dikkat çeken kılavuz, günümüzde büyük tartışmalara neden olan sosyal medya kullanımına ilişkin birçok önemli detayın tek bir rehber üzerinde sunulmasına yardımcı olmuştur.

SOSYAL MEDYANIN RİSKLERİNE DEĞİNİLDİ

Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, sosyal medyanın doğru ve etkin kullanımının yanı sıra ortaya çıkan bazı önemli risklerin de yeniden gündeme gelmesine ve kişilerin bilinçlendirilmesine yardımcı olmuştur. İletişim Başkanı Prof. Dr. Altun tarafından yapılan değerlendirmeye göre, sosyal medyanın son derece etkili bir araç haline dönüşmesinin ardından birçok yeni riskin ortaya çıktığı ifade edilmiştir.

Her yeni günde, her saatte ve dakikada yeni bilginin üretilmesi ve ortaya çıkan bilginin yeniden üretilmesi ile oluşan bu veriler hem iyi hem de kötü niyetli yaklaşımlar ile farklı bir boyuta aktarılabileceği vurgulanmıştır. Söz konusu potansiyel risklerin anlaşılması, verilerin doğru yorumlanarak anlamlandırılması için kılavuz kapsamında özellikle sosyal medya okuryazarlığı (SMO) kavramı geniş yer bulmuştur. Algı yönetimi ve manipülasyonların artış gösterdiği bu mecralarda SMO kavramının zorunluluk haline geldiği vurgulanmıştır.

TÜRKİYE’DE SOSYAL MEDYANIN HUKUKSAL BOYUTLARI

Türkiye’de son yıllarda yeni bir tartışma alanı yaratan sosyal medyanın hukuki boyutları, Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu kapsamında ele alınan önemli konu başlıkları arasında değerlendirilmektedir. Her bir sosyal medya kullanıcısının bu hesaplar üzerinden yaptıkları tüm paylaşımlarından mesul olduklarına dikkat çeken kılavuz, bilişim hukuku, fikri ve sınai haklar hukuku, medeni hukuk ve ceza hukuku gibi önemli hukuk dallarının kapsamı altında değerlendirildiği ifade edilmiştir.

Ülkemizde 5651 sayılı kanun çerçevesinde bu alanda en kapsamlı çalışmanın yapıldığı vurgulanan çalışmada, bu kanunda sayılan suçlar açısından erişimin engellenmesine yönelik çok sayıda usul ve esaslara yer verildiği kaydedildi. Aynı kanun çerçevesinde sosyal medyada yer alan içeriklerin sorumluluğun ilk yükleyen ya da paylaşan kişiye ait olacağı vurgulanmıştır.

Sosyal medyada artan siber zorbalık, sosyal medya linçi ve hakaret gibi unsurlarda yine ilgili kanunlar çerçevesinde suç teşkil edeceği için hukuki açısından sorumluluk doğuracağı ifade edilmiştir. Örneğin: Türk Ceza Kanunu (TCK) ilgili maddesinde hakaret suç teşkil ettiği için sosyal medyadan yapılan hakaretlerde suç olarak sayılacaktır.

SOSYAL MEDYADA BAŞLICA KULLANICI PROFİLLERİ

Sosyal medyanın etkin kullanımı için hazırlanan kılavuzda, 15 farklı tür kullanıcı profilinden söz edilmektedir. Etkin ve doğru bir kullanım için sosyal medya kullanıcılarının sahip olduğu profillerin türünün ve faaliyet alanlarının belirlenmesinin son derece önemli olduğuna dikkat çekilmiştir.  Sosyal Medya Kullanım Kılavuzunda tanımlanan başlıca kullanıcı profilleri:

Dinleyiciler: Kişisel paylaşımdan ziyade olup bitenleri takip eden kullanıcı türüdür. Aktivistler: Sosyal medyanın gücüyle seslerini duyurmaya çalışan ve sosyal sorumluluk projeleriyle kamuoyu oluşturan kullanıcı türüdür. Spamcılar: Tüm içerikleri ilgili ilgisiz yorum yaparak genellikle takipçi kazanmak için takip, beğeni, repost yapıp içerik üretmeyen kullanıcı türüdür.

İdealistler: İlgi alanlarına göre özgün ve az bilenen paylaşımlar yaparak sosyal medya gelişimine katkı sağlayan kullanıcı türü. Troller: Sosyal medyada çatışma, tartışma ve kaos ortamı yaratmayı hedefleyen, genellikle sert, yıkıcı ve ayrıştırıcı söylemler geliştiren kullanıcı türü. Influencerlar: Kaliteli içerik üretimi ile yüksek doğal takipçilere ulaşan kullanıcılar, bu başarıyı sürdürmek için yeni stratejiler geliştirir. Sosyal medyada geniş kitleleri etkileme güçleriyle sosyal medyanın kanaat önderi olarak tanımlanabilirler.

Bunlar ve benzeri daha pek çok kullanıcı türü ve profili Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu içinde tanımlanmıştır. Sosyalleşenler, feykler, botlar, uzmanlar, gazeteciler, sıcak haberciler, celebrityler, eski kullanıcılar, vb. kullanıcı türleri bu gruplar arasında sayılmıştır. Kılavuzda ayrıca başarılı bir sosyal medya profili oluşturma konusunda izlenmesi gereken adımlara da yer verilmiştir.

SOSYAL MEDYANIN GELENEKSEL MEDYA ARAÇLARINDA FARKI İNCELENDİ

Sosyal medyanın yaygın olarak her kesimden insan tarafından kullanılması zaman içinde nefret söylemleri ve ötekileştirmeye yönelik faaliyetlerin de artmasına neden olmuştur. Özellikle geleneksel medya araçlarına nazaran çok daha kolay bir şekilde ve çift yönlü olarak etkileşim olanağı sağlayan sosyal medya, birçok yönden geleneksel medyadan ayrılmıştır. Televizyon ve gazete gibi araçlar bilginin belirli bir kaynaktan alınarak tek yönlü aktarılmasını sağlarken, sosyal medya etkileşim odaklı ve açık kaynaklı olarak faaliyet göstermektedir.

Etkileşimli ve katılımcılı yapısı ile geleneksel medyadan büyük ölçüde ayrılan sosyal medyada, alıcılar kaynak, kaynaklarda alıcı durumuna dönüşmüştür. Ayrıca hedef kitle belirlenmesinde dijital medyanın daha zengin içeriğe sahip olması da geleneksel medyadan ayrılmasını sağlayan önemli bir nokta olarak belirlenmiştir.

SOSYAL MEDYANIN ETKİLİ KULLANIMI İÇİN TERİMLER SÖZLÜĞÜ HAZIRLANDI

Sosyal medyanın tarihsel süreçte gelişimi ve teknik özelliklerinden başlayarak riskleri, avantajları ve dezavantajlarına kadar son derece geniş kapsamlı bir şekilde hazırlanan kılavuzda, sosyal medyada kullanılan temel bazı terimler için bir sözlük çalışması da yapılmıştır. Çalışmanın son kısımlarına eklenen ‘’Temel Sosyal Medya Terimler Sözlüğü’’ günümüzde yaygın olarak kullanılan birçok terimin anlamını vererek önemli bir katkı sağlamıştır. Sözlük çalışması ayrıca bu alanda yapılan önemli çalışmalar arasında sayılabilir.

Sosyal medya platformlarında paylaşılan içeriklerde veya sosyal medyanın genelinde kullanılan tüm terimler sözlük bölümüne A’dan Z’ye tanımlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, Türkiye’de sosyal medya kullanıcılarının doğru, güvenli ve verimli biçimde sosyal medyanın gücünden yararlanmasını sağlamak adına hazırlanan en önemli kaynaklar arasında yerini almıştır.

İletişim Başkanlığı’nın yayımladığı Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nda sosyal medya kullanımının tüm yönleriyle ele alınması için tarihsel süreçte gelişimi ve dünyada kullanımına ilişkin detayları paylaşıldı. Günümüzde yaklaşık 3,82 milyar insanın, yaklaşık dünya nüfusunun yarıdan fazlasının internet erişimine sahip olduğu vurgulanan kılavuzda, Türkiye’de 2020 Ocak ayı itibariyle 62.07 milyon internet kullanıcısının olduğuna yer verildi. Öte yandan 2019 – 2020 yılları arasında %4,0 oranında bir artışla toplamda internet kullanıcısı sayısının 2,4 milyon seviyesinde arttığına dikkat çekildi. Türkiye’de sosyal medya kullanımına ilişkin kılavuzda paylaşılan bir diğer detaya göre, sosyal medya kullanıcılarının Ocak 2020 döneminde Türkiye’de sayılarının 54 milyona ulaştığı dikkat çekiyor. Yine 2019 – 2020 dönemlerine bakıldığında 2,2 milyon seviyesinde (%4,2) bir artış yaşandığı görülüyor. Türkiye’de internet ve sosyal medya kullanımına ilişkin paylaşılan rakamlara göre, ülkemizde dijital mecralarda geçirilen günlük süreler ve bu mecraları kullananların sayısı dünya genelinde birçok ülkeden fazla. Günlük internette geçirilen süre 7 saat 29 dakika olarak paylaşılırken, sosyal medyada günlük geçirilen süre ise 2 saat 51 dakika olarak belirlendi.

MEDYA OKURYAZARLIĞININ ÖNEMİ

Türkiye’de ve dünyada sosyal medya okuryazarlığının önemi her geçen gün artıyor. Özellikle ‘’siber zorbalık’’ kavramanın farklı boyutlara ulaşması ve sosyal medya üzerinden bilgi kirliliği, algı operasyonları ve manüplatif faaliyetlerin artış göstermesi bu kavramın zorunluluğunu gözler önüne sermiştir. Bu kavramın doğru tanımlanmasına ilişkin İlişim Başkanlığı’nın Sosyal Medya Kılavuzu’nda, ‘’Sosyal Medya Okuryazarlığı (SMO) ve Önemi’’ başlığı ile tanımlamalara yer verilmiştir. Kılavuzda sosyal medya okuryazarlığı kavramı, sosyal medyada yer verilen mesajlar, metinler, görsel ve içerikleri doğru yorumlamak ve anlamak, olası riskleri konusunda bilgi sahibi olmak ve fırsatları konusunda duyarlı olmak şeklinde tanımlanmıştır. SMO kavramıyla özellikle sosyal medyanın görünmeyen yüzünün anlaşılmasını sağlamak ve ‘’dijital bilinç’’ olarak nitelendirilen kavramın aşılanmasını sağlamak adına bu kavramın 2006 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seçmeli ders olarak okutulmaya başlandığına dikkat çekildi.

BİLGİ KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELE

Terör eylemleri, doğal afet, toplumsal olaylar veya bunların benzeri olası bir kriz durumunda sosyal medyanın önemi Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nda vurgulanan önemli başlıklar arasında değerlendirilmektedir. Bu tip durumlarda sosyal medya ve internet kullanıcılarının dezenformasyona karşı temkinli ve bilinçli olması gerektiği ifade edilmiştir. Olası bir kriz durumunda sosyal medyada çok hızlı bir şekilde yayılan yanlış bilgi ve yönlendirmeler bilgi kirliliğini ortaya çıkaran temel etkendir. Olağanüstü durumlarda sosyal medya hesaplarının aktif ve verimli kullanılması gerekirken; kullanıcıların sahada aktif faaliyet yürüten devletin resmi kurum ve kuruluşlarının paylaşacağı bilgilere itibar etmesinin önemine dikkat çekildi. Kriz olarak tanımlanabilecek her türlü olayda sosyal medya üzerinden provokasyon ve dezenformasyon faaliyetleri gerçekleştiren ‘’sosyal medya teröristleri’’ montajlı/eski görseller, belgeler, ses kayıtları vb. araçlar ile bilgi kirliliğinin yayılmasını ve panik ortamı yaratılmasını sağladıkları vurgulanmıştır.

BAĞIMLILIĞI İLE MÜCADELE

‘’Sosyal medya bağımlılığı’’ olarak tanımlanan kavramın giderek yayıldığına dikkat çekilen kılavuzda bu konuda önemli değerlendirmelere yer verilmiştir. Devamlı çevrim içi olma isteği ve sosyal mecralarda olunmadığı sürede ortaya çıkan huzursuzluk ve mutsuzluk durumu sosyal medyaya bağımlılık olarak tanımlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yayımlanan kılavuzda sosyal medya bağımlılığına yönelik ayrıca ‘’WeAreSocial’’ ve ‘’Hootsuite’’ tarafından hazırlanan 2020 Yılı Global Dijital Raporu’nda yer alan bilgilere de yer verildi. Bu raporda Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının günlük ortalama 2 saat 51 dakika süreyle sosyal medyada olduklarına işaret edilmiştir. Günümüzün en önemli sorunları arasında yer alan sosyal medya bağımlığının temelinde yatan etkenler ise kişinin toplumdan soyutlanması ve kaçışı, yalnızlık, asosyalleşme gibi unsurlara bağlanmıştır. Söz konusu bağımlılığın önüne geçmek için ‘’dijital detoks’’ adı verilen uygulamalarla bağımlılığın azaltılabileceği vurgulanmıştır. Psikolojik destek alınmasından, farklı hobi ve uğraşlara yönelmeye kadar birçok detayın altı çizildi.

SOSYAL MEDYA HUKUKU

Dünyada ve Türkiye’de de sosyal medyanın hukuki boyutları konusunda tartışmalar her geçen gün artmaktadır. Artan siber zorbalıklar, sosyal medya linçleri ve diğer unsurlar nedeniyle hukuki alanda da köklü değişimlerin yapılması ön görülüyor. İletişim Başkanlığı’nın kılavuzunda yer verilen ‘’Sosyal Medya Hukuku’’ başlığında, sosyal medya kullanıcılarının bu mecralarda yazdıkları, çizdikleri ve paylaştıkları tüm unsurlardan sorumlu olduklarına yer verilmiştir. Türkiye’de sosyal medya hukuku olarak tanımlanan kavram, bilişim hukuku, medeni hukuk, ceza hukuku, fikri ve sınai haklar hukuku vb. birbirinden farklı hukuk dallarının kapsamında değerlendirilmektedir. Ülkemizde sosyal medya hukukuna ilişkin yapılan en kapsamlı düzenleme, ‘’5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’’ olarak kılavuzda tanımlanmıştır.

SOSYAL MEDYADA ALGI YÖNETİMİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nda dikkat çeken önemli başlıklardan bir diğeri “Sosyal Medya ve Algı Yönetimi’’ başlığında düzenlenmiştir. Söz konusu kılavuzda sosyal medyanın hem sosyolojik hem de psikolojik boyutlarının olduğu vurgulanmıştır. Geleneksel medya araçlarına nazaran sosyal medyanın çok daha kolay erişilebilir olması özellikle sosyal medyada algı yönetimini de kolaylaştıran bir etken olarak değerlendirildi. Kitlelerin farklı çıkarlar ve tercihlere yönlendirilmesi olarak tanımlanan kavram, sahte içerik ve yanlış bilgiler ile kolay bir şekilde yapılabildiğine işaret ediyor. Sosyal medya üzerinden algı yönetimi yapılarak söz konusu sahte içeriklerin doğrudan bilinçaltına etki ederek toplumsal olarak değişime ve kabullenişe etki ettiği bu başlığın en dikkat çeken unsurları arasında yer almaktadır.

Toplumun her ferdinin sosyal medyada etkili, güvenli ve verimli bir şekilde vakit geçirmesinin sağlanmasına yardımcı olacak kılavuz, gündemde tartışma yaratan birçok meselenin aydınlatılmasını da sağlamayı hedeflemiştir. Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin ALTUN imzası taşıyan Sunuş bölümüyle yayımlanan kılavuz, ‘’hakikat ötesi’’ olarak tanımlanan bu dönemde temiz bilgi, temiz sosyal medya ve temiz iletişim çalışmalarına tüm vatandaşların ortak edilmesi amacıyla hazırlandığına işaret etmiştir.

KULLANICI PROFİLLERİ

İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, sosyal medyada özellikle doğru ve etkili bir kullanım için bireylerin dikkat etmesi gereken unsurları belirlemiştir. Her türü manipülasyona açık ve bilgi güvenliği açısından muhtelif tartışmaların yaşandığı bir ortam olarak tanımlanan sosyal medyanın kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken unsurların altı çizilmiştir.

Sosyal medya platformlarına üye olan herkesin söz konusu manipülasyonlara ve bilgi kirliliğine maruz kalarak risk altında olabileceği vurgulanmıştır. Ücretsiz olarak hizmet veren bu tip ağların zaman zaman kullanıcıları doğrudan bir ‘’ürün’’ konumuna getirebildiğine işaret edilmiştir. Kullanıcıların bu bilgileri bu durum nedeniyle istem dışı olarak farklı amaçlarla kullanılabilir ve erişilebilir duruma geldiği için kişisel bilgi güvenilirliğinin dikkate alınması gerektiğine yer verilmiştir. “Sosyal Medyada Nelere Dikkat Edilmeli?’’ başlığı ile yer verilen detaylarda ayrıca kullanıcıların kişisel gizliliğine dikkat etmesi ve gidilen yerler, aile fertleri ve kişisel özel bilgilerin gerekli olmadıkça paylaşımından kaçınılması gerektiğine işaret edilmiştir. Ücretsiz olan bu mecralarda paylaşılan kişisel bilgiler büyük veriyi oluşturarak şirketler tarafından bu bilgiler doğrultusunda reklam ve tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilmektedir.

KİŞİSEL HESAPLARIN GÜVENİLİRLİĞİ

Sosyal medyada kişisel hesapları güvenilirliği konusu sadece Türkiye’de değil tüm dünyada önemli tartışmalara ve zaman zaman skandallara bile yol açmaktadır. Kullanıcıların bu nedenle kişisel bilgilerini ve özel hayatlarına ilişkin unsurları en az seviyede paylaşması ve bu bilgileri gizlemesi sık sık hatırlatılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından da benzer hatırlatmalar ve tavsiyeler Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu ile tanımlanmıştır. Sosyal ağlarda kişisel verilerin korunması için şifre ve hesap güvenirliğinin önemini vurgulayan kılavuz, belirli web sitelerinin sosyal medya hesaplarıyla erişim izni istemesinin veri hırsızlığı açısından tehlikeli olduğuna dikkat çekilmiştir. Üçüncü parti uygulamalar ve bu tip web siteleri tarafından istenen bu izinlere karşı temkinli olunması tavsiyesi verilmiştir. Benzer şekilde cihazlara indirilen çeşitli uygulamaların da sosyal medya ile giriş erişim izni istediğine işaret edilerek, üçüncü kişiler tarafından kişisel bilgiler, fotoğraflar, telefon rehberi vb. unsurların görüntülenmesini sağlayabileceği vurgulanmıştır. Web siteleri veya uygulama mağazalarından indirilen aplikasyonların istedikleri erişim izinlerinin okunmadan onaylanmasının tehlikelerine yer veren kılavuz, hızlıca uygulamaya giriş yapmak isteyen kullanıcıların çoğu zaman bu izinleri onaylayarak bilgilerinin üçüncü kişiler ile paylaşılmasını sağladıklarına dikkat çekmiştir.

VERİ GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI

Kişisel verilerin korunması ilkesi internet ve sosyal medyanın yaygınlaşmaya başlamasının ardından hayatımıza giren önemli konular arasında yer almaktadır. Son yıllarda gelişen internet ve teknolojik altyapılar nedeniyle bu verilerin korunması da zahmetli hale gelmiştir. Siber suçların bu unsurlara paralel olarak artması telafisi neredeyse imkansız bazı veri hırsızlıklarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sosyal medya kullanımıyla açık hale gelen kişisel veriler kapsamında kişilere ait biyografik ve özel bilgilerin eksiksiz olarak girilmesi ve gizlilik ayarlarının yeterli biçimde sağlanmaması durumunda tehlikenin boyutlarının artabileceği vurgulanmıştır. Veri güvenliğinin sağlanması için kişisel bilgilerin olabildiğince az paylaşılması ve gizlilik ayarlarının yerinde yapılmasının önemine dikkat çekildi. Öte yandan kamuya açık kablosuz ağların güvensizliğine dikkat çekilerek, Man İn TheMiddle (Ortadaki Adam Saldırısı) gibi siber suçlara işaret edilmiştir. Söz konusu siber saldırılardan korunmak için güncel ve güvenilirliği ispatlanmış antivirüs programlarının kullanımının önemli bir unsur olduğu belirlenmiştir.

Sosyal ağların kullanım oranları

Sosyal medya kullanımının avantajlarının ve dezavantajlarının yanı sıra mobil veya web üzerinden başlıca sosyal medya platformlarının kullanım oranları da kılavuzda paylaşılmıştır. Günlük olarak Türkiye’de kullanıcıların 2 saat 51 dakika süreyle sosyal medyada vakit geçirdiklerini ortaya koyan araştırmada, %73 oranla en fazla kullanım alanına sahip mecra YouTube olarak belirlenmiştir. Çevrim içi veya mobil ortamlarda %73 oranla ilk sırada yer alan YouTube’u, %68 ile Facebook, %35 ile Instagram, %29 ile Pinterest, %27 ile Snapchat, %25 ile Linkedin ve %24 ile Twitter takip etmiştir. Türkiye’de sosyal medya araçlarının güvenilir bir biçimde kullanımını desteklemek ve yardımcı olmak adına Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yayımlanan Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, bu alanda yapılan en kapsamlı çalışmalar arasında yer almıştır.

SOSYAL MEDYANIN AVANTAJLARI

Sosyal medya kullanımının dezavantajları kadar avantajları da yadsınamaz. Yayımlanan söz konusu kılavuz kapsamında yer verilen avantajlar da bir hayli fazladır. Özellikle geniş kitlelere ulaşılması ve kolay erişilebilir olması sosyal medya kullanımının en önemli avantajları arasında sayılmıştır. Bu sayede kitlelere tek mecra üzerinden rahatlıkla ulaşılabileceği ifade edilmiştir.

Hedef kitle ile doğrudan bağlantı kurulmasını kolaylaştıran sosyal medya platformları aynı zamanda çok daha hızlı bir iletişim kurulmasını sağlar. Bilginin hızlı yayılması, kriz durumlarında doğru yönlendirmeler yapılarak toplumun bilgilendirilmesi için yine sosyal medyanın sağladığı avantajlar yadsınamaz. Sosyal sorumluluk projeleriyle veya farklı konularda gerçekleştirilen tüm faaliyetler kısa sürede geniş kitlelere ulaştırılabilir.  Viral içerik üretimleriyle etkili kampanyalar başlatılabileceği ve marka, kişi ve kurumlar arasında ikili ilişkilerin kolayca kurulabileceği sosyal medyanın avantajları arasında dikkat çeken maddeler arasında sayılabilir.

SOSYAL MEDYANIN DEZAVANTAJLARI

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yayımladığı Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, doğru ve güvenli sosyal medya kullanımının yanı sıra sosyal medya kullanımının avantajları ve dezavantajlı konusunda da önemli hatırlatmalara yer vermiştir. Özellikle dezavantajları konusunda önemli değerlendirmelere yer veren kılavuz, kullanıcıların negatif yorum alarak övgülerin dışında eleştirilere de açık olunması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’na göre, ‘’Sosyal Medyanın Dezavantajları’’ başlığı kapsamında yer verilen unsurlar:

Sosyal mecralarda yapılan özensiz ve dikkatsiz paylaşımlar nedeniyle diğer kullanıcılar bu tip hataları yüze vurulabilir. Birbirinden farklı algoritmalara ve matematiğe sahip sosyal mecralarda kampanya yürütmek, özgün ve kaliteli içerik üretmek yoğun mesai gerektirebilir. Sosyal medyanın fazla kullanımı bağımlılığa neden olabilir. Bilgi kirliliği ve algı yöntemi gibi olumsuz yönlendirmeler yapılabilir.

Yayımlanan Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nda birçok önemli alt başlık altında çalışmalar yapıldı. Sosyal medyanın kısa tarihi, özellikleri, sosyal medyada yer alan ağ türleri, sosyal medya kullanımı, rakamlarla sosyal medya, güvenlik, kriz durumunda sosyal medya kullanımı, SMO (sosyal medya okuryazarlığı) vb. pek çok konu çalışmanın temelini oluşturdu. Sosyal medyada hızla yayılan nefret, ötekileştirme ve ırkçılık söylemlerine yönelik dikkat edilmesi gereken birtakım unsurlar İletişim Başkanlığı tarafından yayımlanan kılavuzda belirlendi. Çalışmanın en dikkat çeken başlıkları arasında yer alan bu kavramların getirdiği bazı tartışmalar ve sorunlar vurgulandı.

IRKÇILIK SÖYLEMİ İLE MÜCADELE

Sosyal medyada kullanılan dile ve ifadelere dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden konu, ‘’Sosyal Medyada Irkçılık, Nefret ve Öteki Söylemi’’ başlığı altında irdelenmiştir. Taciz edici, ayrımcı, etnik, dini, ırkçı veya fiziksel saldırı ve aşağılama, hakaret niteliği taşıyan söylemlerin sosyal medyada yapılmasının reel veya sanal ortamda olmasının fark etmeksizin toplum düzenini bozduğu ifade edilmiştir. Özellikle kimliği belirsiz olarak tanımlanan anonim hesapların bu tip söylemlerle daha yoğun şekilde faaliyet gösterdiğine dikkat çekilmiştir. Çalışmanın en önemli konularından birini oluşturan bu kavramın, ayrıştırıcı ve farklılaştırıcı dilin her geçen gün ön plana çıktığına dikkat çekildi. Sanal şiddet kavramına da yer verilen kılavuzda dijital bilincin yaygınlaştırılması ve daha barışçıl bir dil kullanılmasının önemine vurgu yapıldı.

Rakamlarla sosyal medya kullanımı

Türkiye’de internet ve sosyal medya kullanımına ilişkin yayımlanan veriler ışığında Sosyal Medya Kılavuzu’nda önemli bir konuya da dikkat çekilmiştir. Toplam 83.88 milyon nüfusta 62.07 milyon internet kullanıcısı olduğuna yer verilmiştir. Aktif olarak sosyal medya kullanan kişilerin sayısının ise 54 milyon olduğu ve nüfusun %64’ünün bu mecralarda faaliyet gösterdikleri belirlenmiştir. Toplamda Türkiye’de internet kullanımında günlük geçen süre 7 saat 29 dakika olarak, sosyal medya kullanımı ise 2 saat 51 dakika olarak dikkat çekiyor. Geleneksel medya araçları arasında yer alan televizyonda ise geçen sürenin 3 saat 4 dakika olması sosyal medya ve internet kullanımının çok daha hızlı bir şekilde yükseldiğini gözler önüne sermiştir.

KONVANSİYONEL VE SOSYAL MEDYA FARKLARI

Televizyon ve basılı gazete gibi geleneksel medya içinde yer alan unsurlar ile sosyal medya arasındaki farklar İletişim Başkanlığı’nın Sosyal Medya Kılavuzu’nda yer verilen önemli başlıklar arasında dikkat çekiyor. Özellikle geleneksel medya araçlarında bilginin yayınlanması için çeşitli kaynaklara ihtiyaç olduğu ifade edilirken, sosyal medyada bilginin daha kolay erişilebilir olduğu ve göreceli olarak daha masrafsız bir alan oluşturduğu ifade edilmiştir. Matbaa yatırımı ve televizyon yayını için gerekli yüksek bütçelere sosyal medyada ihtiyaç duyulmaması iki kavram arasındaki temel farklılıklar olarak göze çarpıyor. Geleneksel medyada ayrıca daha geniş ve karmaşık bir kitle hedef alınırken, sosyal medyada kitleler çok sınırlandırılmış ve tanımlanmış biçimde hedefl enmiştir. Belirli kitle seçimi sayesinde sosyal medyada içeriğin hedef kitlelere ulaştırılmasının ve mesajın iletilmesinin daha başarılı olacağı vurgulanıyor. Sosyal medyanın konvansiyonel medyadan bir diğer farkı ise gün içinde yaşanan bir olayın sosyal medyada gündem olması daha kısa sürede gerçekleşirken, geleneksel medya araçlarında aynı haber günün ilerleyen saatlerinde aktarılmaktadır. Bu tanımlamalar arasında dikkat çeken önemli bir diğer detay ise geleneksel medya tek tarafl ı etkileşim sunarken, sosyal medya çift yönlü bir etkileşim olanağı sunmaktadır.

SOSYAL MEDYA PLATFORMLARININ ÖZELLİKLERİ

Sosyal medyanın doğru kullanımını sağlamak adına yapılan tanımlamada hem tarihsel süreçte gelişimi hem de sosyal medyanın özelliklerinin neler olduğu konusu Sosyal Medya Kullanma Kılavuzu kapsamında yer verilen önemli başlıklar arasında değerlendirilmektedir. ‘’Sosyal Medyanın Özellikleri’’ başlığı altında yapılan bu tanımlamalara göre, bireylerin herhangi bir içeriği hızlı, verimli ve gerçek zamanlı olarak paylaşmalarını sağlayan web siteleri ve uygulamalar sosyal medya olarak tanımlanmıştır. Web arayüzü ile masa üstü cihazlarda başlayan sosyal medya iletişim sisteminin akıllı mobil cihazlar (telefon/tablet) ile çok daha yaygın ve etkin bir kullanım alanına sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu tip sosyal ağların sadece eğlence, haber alma veya sosyalleşme amacıyla kullanılan bir alan olmadığı bunun dışında büyük bir endüstri olarak da değerlendirildiğine yer verilmiştir. Sosyal medyanın özelliklerine yer veren Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, sosyal medyanın hızlı bir şekilde kamuoyu oluşturulabilir bir ortam olduğuna dikkat çekmiştir. Pozitif veya negatif imajların bu sayede rahatlıkla oluşturulabileceğine işaret edilmiştir. Aynı zamanda ifade ve düşünce özgürlüğü oluşturan bir ortam olmasına rağmen sosyal medya üzerinden ülkelerin kontrol ve denetim mekanizmalarının yapısının da değişiklik gösterdiği ifade edilmiştir.

Algı Yönetimi ile Mücadele

Sosyal medyanın hem sosyolojik hem de psikolojik boyutlarını ele alan İletişim Başkanlığı, söz konusu kılavuzda sosyal medyanın geleneksel medyadan çok daha kolay erişime sahip olması nedeniyle algı yönetimine de açık bir ortam olduğunu belirtmiştir. Kitlelerin belirli çıkarlar ve seçimler ekseninde yönlendirilmeleri olarak tanımlanan algı yönetiminin, sahte bilgi ve içeriklerle desteklendiğine işaret edilmiştir. Asıl bilginin tersine bir içeriklerle dezenformasyon oluşturularak kitlelerin tutumlarının değiştirilebilmesi bu yöntemler ile mümkündür. Dezenformasyon ve algı yönetimiyle mücadele kapsamında kılavuzda yer verilen önemli bir detay ise gelişen teknolojik altyapıların bu konudaki etkileri olmuştur. Sosyal medya ağlarının yapay zeka destekli altyapılarının ‘’Fact – Checking’’ (Haber Doğrulama) konusunda etkin bir araç olduğuna dikkat çekilmiştir.

KİŞİSEL VERİLERİN GÜVENLİĞİ

Dünya genelinde sosyal medyanın ivme kazanması 2000’li yılların ardından başlamıştır. Web 2.0 olarak tanımlanan sosyal medya araçları kısa süre içinde büyük bir gelişme kaydederek günümüzdeki haline ulaşmıştır. Bu bağlamda kişisel verilerinde açık ve güvensiz bir ortamda paylaşılmaya başlamasının ardından çeşitli güvenlik endişeleri ve sorunların ortaya çıkması da yine kısa süre içinde gerçekleşen önemli etkenler arasında sayılabilir. Sosyal medyadan önce tek tarafl ı olarak sağlanan etkileşim, çift yönlü ve eş zamanlı bilgi paylaşımına dönüşmüştür. Kişisel verilerin korunması için kullanıcıların özellikle adres, aile bilgileri, biyografik bilgiler ve benzer bilgilerini sosyal medya üzerinden paylaşmaktan kaçınması gerektiği belirtiliyor. Türkiye’de sosyal medyanın güvenli bir şekilde kullanımı için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu, bu alanda yaşanan tartışmaların ve karanlıkta kalan meselelerin aydınlatılması için adeta bir rehber niteliği taşıyor.

Herkes için güvenli ve doğru bir sosyal medya kullanımı için hazırlanan rehber niteliğindeki kılavuzun içeriğinde çocuklar ve gençler, ebeveynler, öğrenciler başta olmak üzere tüm sosyal medya kullanıcıları için kullanım önerilerine yer verişmiştir. Sosyal medyada kullanılan dile ve ifadelere dikkat edilmesinden paylaşılan içeriklerin doğruluğunun teyit edilmesine kadar birçok kullanım önerisi farklı alt başlıklar altında değerlendirilmiştir. Dijitalin ve sosyal medyanın birincil hedefi haline gelen gençler ve çocukların en doğru biçimde bu mecraları kullanması için İletişim Başkanlığı’nın kılavuzunda önemli unsurlara yer verilmiştir. 2000 yılı ve sonrasında doğan ve Z Kuşağı olarak tanımlanan kesimden kullanıcıların bu mecralarda en yüksek risk grubunu teşkil ettiği ifade edilmiştir. zÇocuklar ve gençler için hazırlanan sosyal medya kullanım önerilerinde pek çok güvenlik unsurunun üzerinde durulmuştur. Bu yaş grubundan kullanıcıların tanımadıkları kişilerin arkadaşlık isteklerini kabul etmemeleri, şifrelerini kimseyle paylaşmamaları, paylaşılan fotoğrafl arın iyi seçilmesi gibi birçok öneriye yer verilmiştir. Çevrim içi ortamlarda kullanıcıların tanımadığı kişilere güvenmemesi, yer bildirimi ve kişisel bilgileri içeren paylaşımların yapılmaması, siber zorbalara karşı herhangi bir etkileşimde bulunulmaması, dijital ayak izinin kalıcılığı vb. konularda gençler ve çocuklar için öneriler dikkat çekmektedir.

Ebeveynler için kullanım tavsiyeleri

Küçük yaş gruplarının sosyal medyayla tanışmalarının ardından ebeveynlerin bu alanlarda çocukları üzerinde denetimlerinin artması ihtiyacı ortaya çıktı. Çocuklar için güvenli ortamın sağlanması için çeşitli güvenlik stratejileri teknolojik altyapılar ile sağlanmış olsa da genel itibariyle ebeveynler tarafından bu sınırlandırmaların kontrol edilmesi gerekmektedir. Kılavuzda yer alan ‘’Ebeveynler İçin Sosyal Medya Kullanım Önerileri’’ başlığı ile bu konudaki önemli detaylara yer verilmiştir. Ekran sürelerinin kontrol edilmesi, cihazlardaki ebeveyn güvenlik uygulamalarının kullanılması, yetişkin içeriklerle karşılaşma risklerine karşı koruma sağlanması, sosyal medya platformlarının yaş kriterlerinin dikkate alınması vb. öneriler çocukların hem zihinsel hem de ahlaki gelişimleri için son derece önemlidir.

ÖĞRENCİLER İÇİN İDEAL SOSYAL MEDYA KULLANIM ÖNERİLERİ

İş hayatında da sosyal medyanın kullanımının giderek yaygınlaşması özellikle öğrencilerin iş hayatına atılmadan önce bu platformlarda etkin biçimde faaliyet göstermelerinin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. İletişim Başkanlığı’nın kılavuzunda yer alan bilgilere göre, Snelling.com tarafından yapılan araştırmada işverenlerin %86 gibi büyük bir bölümünün görüşme yapmadan önce başvuran kişilerin sosyal medya hesaplarını incelediklerini ortaya koymuştur. Sosyal medyada kaliteli içerik paylaşımı ile itibarı güçlendirmek öğreniciler için en önemli sosyal medya kullanım önerileri arasında sayılmıştır. Öğrenciler için Sosyal Medya Kullanım Kılavuzunda etkin sosyal medya kullanım önerileri içinde birçok önemli konu dikkat çekiyor. Paylaşımlarda negatif imaj yaratan içeriklerin kaldırılması, özel hayatın her detayının paylaşılmaması, yararlı hesapları takip edilmesi ve sosyal sorumluluk konularında az da olsa paylaşımların yapılması vb. önerilere yer verilmiştir.

SOSYAL MEDYA HESAPLARININ GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI

Dijital dünyada sosyal medya hesaplarının güvenliğinin sağlanması hayati önem taşıyan konular arasında yer alır. Kullanıcıların hesaplarını koruma altına almaları ve tüm güvenlik kriterlerini uygulamaları bile çoğu zaman yeterli olmaz. Bu sorunun etkili biçimde çözülmesi için İletişim Başkanlığı’nın yayımlamış olduğu kitapçık güvenlik konularına ilişkin önemli detaylara yer vermiştir. Sosyal medyada hesap güvenliği ve kişisel verilerin korunması için şifre ve güvenlik seçenekleri en önemli unsurdur. Alışveriş merkezleri, oteller, restoran ve kafeler gibi halka açık alanlardaki ağlara bağlanmanın çeşitli güvenlik sorunlarını ortaya çıkaracağı belirtilmiştir. Aynı zamanda çeşitli web sitesi veya uygulamaların sosyal medya hesapları ile entegre bir şekilde erişim onayı istemişi de bu bilgilerin çalınması veya kötü niyetli kişilerin eline geçmesine neden olan farklı bir boyuttur. Sosyal medyada yüzde yüz güvenlik söz konusu olmayacağı için hesap güvenliğinin yanında içerik kontrolünün ve bilgi paylaşımının da sınırlandırılması son derece önemlidir. Kılavuzda yer alan bu tip güvenlik önerilerine göre kullanıcıların hem internette hem de sosyal medyada güvenli ve etkin bir şekilde faaliyet göstermeleri sağlanabilir.

Kriz ortamında verimli sosyal medya kullanımı

Doğal afetler, terör eylemleri ve toplumsal olaylar gibi olayların yaşanmasının ardından sosyal medyanın etkili biçimde kullanımı hayati önem taşır. Bu gibi durumlara yönelik farklı kriz durumlarında sosyal medyanın faydalı kullanımı için İletişim Başkanlığı Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu kapsamında belirlenen ilkeler önemli başka bir konun daha gündeme taşınmasını sağlamıştır. Olağanüstü durumlarda vatandaşların sadece devletin resmi kurum ve kuruluşlarının verdiği bilgilere itibar etmeleri gerektiği vurgulanmıştır. Montajlanmış görseller, eski veya ilgisiz belgeler, ses kayıtları ve diğer paylaşımlar kriz ortamında sosyal medyada kötü niyetli grup veya kişiler tarafından bilinçli olarak yapılmaktadır. Sahte ve teyit edilmeyen bilgilerin paylaşılması veya bu bilgiler ışığında hareket edilmesi geçmişte ciddi sorunlar yaratmış ve hala yaratmaktadır.

SOSYAL MEDYADA KULLANICI HESAPLARI HAKKINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Sosyal medyada kullanıcı hesapları hakkında bilinmesi gerekenler doğru bir sosyal medya kullanımı için önemli konular arasında yer alır. Rakamsal olarak değeri net bir şekilde belirlenemeyen bot hesaplar özellikle algı oluşturmak ve manüplatif faaliyetler ile gerçeği saptırmak için özel yazılımlarla içerik geliştirmektedir. Suni gündem oluşturmak ve çoğu zaman politik amaçlalar faaliyet gösteren bot hesaplar kolay anlaşılamadığı için sosyal medyada önemli bir sorun olarak görülmüştür. Söz konusu kullanıcı hesaplarının tespit edilmesine ve oluşturmaya çalıştıkları gerçek dışı gündem ve bilgilerin dikkate alınmaması için Sosyal Medya Kullanım Kılavuzunda bazı önerilere yer verilmiştir. Düşük takipçi sayısı olan ve takip ettiği kişi sayısı yüksek olan hesaplar bot hesap tanımı içinde verilmiştir. Aynı başlık altında ayrıca bu hesapların istikrarsız biçimde sadece belirli dönemlerde aktif oldukları ve etkileşim değerlerinin de düşük olduğu dikkat çeken diğer unsurlar arasında sayılabilir. Sosyal medyanın algı yönetim aracı olarak etkili kullanıma sahip olması nedeniyle tüm sosyal medya kullanıcıları bu tip hesaplara karşı uyarılmışlardır.

Editör: TE Bilisim