Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "Taklit veya Tağşiş Yapılan Gıdalar" listesine üç firma ve ürün daha katıldı.

Bu ürünlerin ikisi yine zeytinyağında oynanan oyunları içerdi.

Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytin ve Zeytin Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mücahit Kıvrak, zeytinyağının içine zeytinden elde edilmeyen yağlar karıştırılmasına "tağşiş" denildiğini söyledi.

İçinde hiç zeytinyağı olmayan, pirina yağı gibi sıvıların içine başka bitkisel yağlar, mineral yağlar konulmasının ise "sahte zeytinyağı" olarak tanımlandığını belirten Kıvrak, "Son dönemde sahte markacılık da çıktı. Örneğin herhangi bir şekilde o firmanın böyle bir ürünü böyle bir markası yokken, ki Ayvalık, Geyikli, Mudanya isimleriyle bunu duyuyoruz, ilçelerin ismiyle işte kooperatifler kurarak da olmayan bir markayla olmayan bir işletmede üretilen yağlar var, bunlar da sahte yağlar grubunda yer alıyor." dedi.

FİYATI UCUZ

Kıvrak, tüketicinin tağşiş veya sahte yağı anlayabilmesi için öncelikle fiyatına bakabileceğini, sahte ve türev yağların, tağşişli yağların gerçek zeytinyağından çok daha ucuza satıldığını anlattı.

SADECE FİYATINA BAKMAK YETERLİ DEĞİL

Narin Güran cinayetinde mütalaa açıklandı: Tüm sanıklar suç ortağı Narin Güran cinayetinde mütalaa açıklandı: Tüm sanıklar suç ortağı

Sadece tek kritere bakmanın aldatıcı olacağını vurgulayan Kıvrak, "Denetimli yerlerden alması lazım. Örneğin siz e-ticaret yapan, pazar yerlerinden, sanal pazarlardan alıyorsanız oralarda herhangi bir denetim yok. E-ticaret sitelerinde, pazar yerlerinde satış yapanlar genelde basit bir evrakla çok rahatlıkla market açabiliyorlar ve zeytinyağlarını satabiliyorlar." diye konuştu.

SAHTE ZEYTİNYAĞINI ANLAMANIN YOLLARI

Uzmanlar, sahte zeytinyağının anlaşılma yollarını ve alınacak tedbirleri şöyle anlattı:

-Tüketiciler zeytinyağını tadı ve kokusuna bakarak, güvendikleri yerlerden, bildikleri kişilerden almalı.

-Pazar yerlerinden, yol boylarından veya sanal ortamdan zeytinyağı alan tüketicilerin kandırılma ihtimallerinin çok yüksek.

-Gerçek zeytinyağı olmayan yağlar, genelde rafine yağlar üzerinden yapılıyor. İçine klorofil konuyor. Yurt dışında zaten hazır klorofiller satılıyor, onlardan getirtiyorlar. Onları başka isimler altında da getirip Türkiye'de satabiliyorlar. Öncelikle renklendiriyorlar. Rengine baktıklarında yemyeşil bir yağ görüyorlar. Sonra içine aroma konuluyor. Yine kokusu ve tadı zeytinyağına benzetilmeye çalışılıyor ancak hiçbir zaman bu türev yağlar gerçek zeytinyağı gibi olmadığı için tüketiciler ambalajını açtıklarında koku ve tatlarından zaten anlarlar.

SİRKEMSİ VEYA ÖZELLİKLE YAĞLI BOYA KOKUSU GELİRSE

Bunu nasıl anlayacaklar? Bir defa sirkemsi veya özellikle yağlı boya kokusunu çok rahatlıkla alabilirler. İstedikleri kadar aroma koysunlar, o aroma bir müddet sonra yağlı boya kokusu yani oksidasyon kokusu ve bunun yanında ısıtıldığı, rafine edildiği için ağızda bırakacağı tat da tüketicide iticilik hissettirecektir. Gerçek zeytinyağı olmadığını bu şekilde rahatlıkla anlayabilirler.

"RENGİNE BAKARAK ANLAYAMAZSINIZ"

Edremit Körfezi Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Hakkı Semerci de rengine bakarak zeytinyağının gerçek mi tağşiş mi olduğunun anlaşılamayacağını belirtti.

"KOZA, SOYA VE ASPİR YAĞINI 'ZEYTİNYAĞI' DİYE SATIYORLAR"

Farklı yağların içine boya katılarak zeytinyağıymış gibi ucuza pazarlandığını vurgulayan Semerci, "Boya dışında koku katılabiliyormuş. Bir kere bu gıda boyası ve kokularının yasaklanması lazım çünkü koza yağını, soya yağını, aspir yağını renklendirerek ve kokulandırarak zeytinyağı ismi altında satabiliyorlar." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA