Mehmet Akif Çavdarlı - Diriliş Postası
Son dönemde medya içerikleri konusunda artan tartışmalara bir yenisi daha eklendi. Türkiye Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Prime Video platformunda yayınlanan "Sosis Partisi: Gıdatopya" adlı animasyon dizisi hakkında yasal inceleme başlattığını duyurdu. Dizi, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin tarafından "sapkın" olarak nitelendirilirken, içeriğinin toplumsal değerlere zarar verdiği savunuluyor. Bu gelişme, toplumsal değerler ile ifade özgürlüğü arasında yeni bir tartışma başlatarak kamuoyunu ikiye böldü.
SOSİS PARTİSİ: GIDATOPYA NEDİR?
2016 yılında vizyona giren "Sausage Party" adlı animasyon filminin mini dizi adaptasyonu olan "Sosis Partisi: Gıdatopya", 11 Temmuz 2023'te Prime Video’da yayınlanmaya başladı. Seth Rogen, Evan Goldberg ve Conrad Vernon gibi ünlü yazarların eseri olan bu dizide, Seth Rogen, Kristen Wiig, Michael Cera ve Edward Norton gibi tanınmış seslendirme sanatçıları performans sergiliyor. Ancak, Gıdatopya'nın içeriği, cinsel içerikli şakalar ve yetişkinlere yönelik sahneleriyle dikkat çekiyor.
RTÜK BAŞKANI'NIN AÇIKLAMALARI
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, "Toplumumuzu güçlü kılan inanç ve kültürel değerlerimizi hedef alan sapkın hegemonya, gençlerimizi medya aracılığıyla hedef alıyor." dedi. Gıdatopya'nın halkın tepkisini çektiğini belirten Şahin, "Üst Kurul izleme uzmanlarımız gerekli incelemeleri yapmış ve yasal inceleme başlatılmıştır." ifadelerini kullandı.
TOPLUMSAL TEPKİLER VE SANSÜR TARTIŞMALARI
RTÜK'ün bu kararı, sosyal medyada ve kamuoyunda farklı tepkilere neden oldu. Bazı kullanıcılar RTÜK'ün adımını desteklerken, diğerleri ise bu durumu sansür olarak yorumlayarak ifade özgürlüğüne zarar verdiğini savundu. Prime Video'nun Türkiye tarafı henüz bir açıklama yapmadı, ancak daha önce "The Boys" gibi dizilerdeki Türkiye’ye özel sansür uygulamaları dikkat çekti.
RTÜK'ün "Sosis Partisi: Gıdatopya" için başlattığı yasal inceleme, toplumsal değerlere zarar veren içeriklerin yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak bu süreç, sansür ve ifade özgürlüğü konularında tartışmaları da beraberinde getiriyor.
